Deprem ve Yap-Sat
Türkiye Van’da meydana gelen 7.2’lik depremin etkisinde. Ne terör konuşuluyor, ne de ortadoğuya damgasını vuran Kaddafi’nin öldürülmesi, tek gündem deprem!..
Depremde yüzlerce kişi hayatını kaybetti. Binlerce kişide yaralandı.
Van depremi ile yine çürük bina konusu gündeme geldi. 444 yıllık camii ayakta kalırken 4 yıl önce yapılmış bina yerle bir oldu. Yine bir başka yerde atrafındaki 4 bina moloz yığınına dönerken ortada sağlam yapılmış bir bina dimdik ayakta!
Birileri diyebilir ki; “bu ilahi bir emirdir. Sonuçta Allah’ın gazabının karşısında hiçbir kul yapısı direnemez!”
Evet, deprem ilahi bir ikazdır. Ve Allah dilerse hiçbir yapı depremin karşısında duramaz.
Ama yüce Allah her şeyi bir nizam içerisinde yaratmış ve idare ediyor. Allahın yeryüzü için biçtiği kanunlar var! Allah o kanunlar çerçevesinde insanların tehlikelere karşı önlem almasını istiyor. “eşeğini sağlam ipe bağla” diyor.
Bakın, Japonya’da 7’lik depremlerde hiçbir bana yıkılmaz! Ama bizde 6’lık depremler bile yıkıma neden oluyor.
Bütün bu yıkımların tek sorumlusu hiç şüphesiz Müteahhit değildir. Görevini hakkı ile yapmayan resmi kurumlarda en az Müteahhit kadar suçludur.
Allah göstermesin Şanlıurfa’da 6 şiddetinde bir deprem olursa başıboş bir şekilde yapılan tüm kaçak yapılar yerle bir olur. Özellikle son zamanların en revaçta olan Yap-Sat modeli ile yapılan ve hiçbir denetime tabii tutulmayan yapılar tamamen Müteahhitlerin vicdanına bırakılmış. Bu yapılar en küçük bir sarsıntıda yerle bir olması kaçınılmaz.
Bir demirci ustasının bu yapıların birinde 19 ton demir atılması lazım geldiği halde Müteahhit’in ısrarla 12 ton atması söylediğini anlatmıştı bana.
Tabi ki bütün Yap-Sat’çıları töhmet bırakmak olmaz. Asıl sorun görevini tam olarak yapmayan resmi kurumlardır. Belediyenin yapı denetim ekipleridir. İzinsiz yapılara göz yuman belediye kaçak yapı ekipleridir.
Belediye görevlileri görevini tam olarak yapmadığı yapı piyasasında dürüst müteahhit, hırsız Müteahhit karşısında rekabet edemez duruma geliyor. Bu durum emlak piyasasında haksız rekabete de neden oluyor. Zira, hırsız ile rekabet olmaz!..
Yıllardır kentsel dönüşüm yapılması lazım olan gecekondular, yapılan bu yap-sat’larla kentsel dönüşüm biraz daha imkansız hale geliyor.
Belediye şimdi önlemlerini alıyor. Ama bu kez hukuki değil keyfi kararlarla hareket ediyor. Daha önce 5 kat izin verilen yerlere şimdi 3 kat izin veriyor. 3 kat izin verilen yerlerin kat izin sayısını 2’ye düşürdü. Belediye görevini daha iyi yapmak yerine kolay olan yollara başvuruyor.
Bence felaket kapımızı çalmadan bu konuda acil önlemler alınmalı.
Direkli mahallesinde karakoyun ağzına yapılmış binalarda ayrıca sel felaketlerinde faciaya neden olabilecek tehlikedeler. Bu konuda daha öncede yazı yazmıştım. Anlaşılan o ki; üç maymunu oynuyoruz. Ama ben buradan yazıyorum. Bir gün Allah göstermesin bir felaket olduğunda kimse uyarmadı demesinler diye bir kez daha buradan yazıyorum; “felaketler can almadan, yetkililer önlem alsınlar!”