Demokrasinin İdamı Darbeler
Demokrasi bir yaşam biçimi ise ben hiçbir zaman menfaat aracı, zülüm kalkanı olan yalancı Demokrasiye inanmadım. Çünkü Demokrasi beşeri bir terimdir. Demokrasiye İman edenler helva misalidir önce helvayı put yaparlar sonra taparlar acıkınca da yiyebiliyorlar. Darbeler mazlum halkların korkulu rüyasıdır. Darbe demek hak gaspı demektir. Haksız oysuz seçimsiz zorbalıkla yönetimi ele geçirmedir, darbeler. Darbeleri sevmek, taraf olmak, alkışlamak, semtine uğramak soysuzların işidir. Nedense darbeler hep İslam coğrafyasında uygulanıyor, deneniyor. Her şeyden önce genel anlamda Müslüman halklar fakir ve cahil bırakılmış denize düşenin yılana sarılması gibi seçim ile geçim arasına sıkıştırılmıştır. Son zamanlarda Müslüman halk başında inançlı liderleri görmek istiyorlarsa da, yalancı demokrasi havarileri hayat hakkı tanımıyorlar. Çünkü onlara göre Müslüman toplum fertleri evcildir, mandıradır, Camiye bağlıdır hepsi o kadar. Lider olmak yönetmek Müslümanın neyine diyorlar ya, Müslüman olarak halktan oy mu alacaksın darbe severler hemen demokrasi nutukları atar hiç zaman geçirmeden bir daha uyanmamak üzere balyozu seçilen liderin ve ekibinin kafalarına indirir.
Mısırda olan bunun en bariz örneğidir. Geçmişte Cezayirde, Tunusta, Libyada, Irakta, Şu an Yemende, Suriyede aynı kaos devam ediyor. Darbe severlere göre Müslümanın seçilme hakkı yoktur. Batıl batı liderlere itaat etme şartı arandığı için daha çok kan akacaktır. Bu olanlara karşı sanırım uykuda olan çok Müslüman uyanmıştır. Halkın oyu ile seçilen Cumhurbaşkanı zindanda, o yetmiyormuş gibi tüm dava arkadaşları ile idama mahkûm edilmiştir. Müslüman geçinen liderlerden ses yok, bağlı bulundukları batıl batılı ağabeyleri olanları kaygı ile izliyoruz deyince ye kadar, bu kadar yüzsüzlüğün daniskası olamaz. Tüm dünya liderleri aynı yüzsüzlüğü yaptı, sadece Türkiye Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve yönetimi, Memur Sen ve bağlı sendikalar, Saadet Partisi ve tüm teşkilat mensupları, Milli duygularını yitirmemiş bazı Milliyetçiler gruplar bu menfur olayı kınadılar. Ümmet fertlerinin yüreğine su serptiler. Bunlar yeterlimi hayır çok cılız, her şeyden önce şu an kınamakla yetinen mevcut iktidar darbeci sisi yönetimi ile tüm ilişkileri askıya almalıdır, müeyyideler uygulamalıdır. Düşmanlığımız Mısır halkına değil, darbeci yönetimle olmalıdır.
Ödlekler, Faiz severler, zinaseverler, uyuşturucu baronları, hatta uydurulmuş dinin savunucuları bile hiçbir zaman er meydanı olan halk tercihi dediğimiz seçimle halkın karşısına çıkamamışlardır. Bu yosunlu kafalar batıda olduğu gibi, İslam ülkelerinde ne yazık ki, kendilerine benzeyen darbe sever kafalar yetiştirmeyi becermişlerdir. Mısırda idam kararları verilmiş bizim solaklar diktatöre idam manşetini atmış, Bununla halk tarafından seçilmişlere sözde gözdağı veriyor. Ey seçilen Müslüman lider aklını başına al yoksa Mursi gibi olursun imasında bulunuyorlar. Siyaset adına basın adına tam yüz karası ve alçaklıktır. Sol ne zaman darbe sever oldu anlamış değilim. Yazıklar olsun. Asıl düşmanlarımızın bunlar olduğunu her Müslüman bilmelidir. Kabahat bunların değil, çoğu zaman yaptıkları bunların yanlarına kar kalıyor. Beşli çeteciler hesap vermeden dokunulmazlık zırhına büründüler, darbe sonucu hazineyi boşaltanlar etrafını zengin edenler, asanlar, zulmedenler, ya yurt dışında yâda ülkemizde elini kolunu sallaya sallaya yat ve katlarda yaşıyorlar. Aynı zamanda pusuda da bekliyorlar feraset sahipleri bunları görür ve tanır Her tarafı felçli piri fani dava adamı şehit Ahmet Yasin Siyonist rejim tarafından füze ile şehit ediliyorsa daha çok korkacakları Şeyh Ahmet Yasinler ve Mürsilerle karşılaşacaklar. O, korkuyu hep yüreklerinde taşıyacaklar.
Ebrehe Ordusu gibi ordu kuranlar, önlerine filleri sürenler, Allahın yardımı ile bir gün ebabil kuşlarının attığı parçalayıcı manevi atomlarla tarumar olacaklardır. Yeter ki, inancımızda bizler samimi olalım. Müslüman halkın şunu kesin bilmesi lazım. Müslümanım diye iktidarı ele almış, bu sefer yapamadım demiş, Kendisine zarar gelmesin diye putçu rejime sarılmış, kuvvetlendirmiş, Müslümanlara bir lokma gibi taksitle sözde bazı haklar vermiş, daha da vereceğim diyorsa, bu tutum iyi şeylere alamet değildir. Oy isterken acil,iş Müslümanın isteklerine gelince taksitle, bu anlayış sağlıklı bir anlayış değildir. Ümmet görüşü olmayan, tüm cahiliye adetlere sünger çekeceğim demeyen, Hak dava için bedel ödemeyen, bedel ödemeyi göze almayan, adil düzen dışındaki tüm oluşumlardan hayır beklemek abestir. Sorun Dinle sistemin barışık olup olmama sorunudur. Beşeri sistemler Kendi kurdukları Demokrasiyi idam ediyor, ırzına geçiyorlarsa put edindikleri Demokrasiyi acıkınca yiyebiliyorlar ve görevini yapıyorlar. Bizim referansımız ise Nine Hatunun kurtuluş savaşında Onların silahı vardı bizim ise imanımız var demişti. Nerdesiniz ey gerçek İman sahipleri.