DARBECİ ZİHNİYETİN KÖKÜNÜ KAZIMAYA DOĞRU

DARBECİ ZİHNİYETİN KÖKÜNÜ KAZIMAYA DOĞRU

Gündemde 12 Eylül var.

12 Eylül tarihinde müthiş bir tevafuk.

12 Eylül darbe anayasasında önemli değişiklikler yapmayı hedefleyen,  içinde darbecilerle hesaplaşmaya ve yeni darbeleri önlemeye dair maddeler de bulunan son derecede önemli bir anayasa değişiklik paketi 12 Eylül'de halkoyuna sunulacak.

Diğer maddeler gölgede kalıyor. Meydanlarda, basında, medyada darbeler, özellikle 12 Eylül darbesi konuşuluyor, tartışılıyor. Böyle olması da gerekiyor aslında. Çünkü ülkemiz bu darbeci zihniyetten kurtulmadıkça diğer alanlardaki değişikliklerin pek bir anlamı olmayacak.

Ben, 12 Eylül Darbesinin olduğu yılda bitirdim liseyi. Darbe öncesi yılları ortaokul ve lisede yaşadım.

Okumayı seven, yarınlara dair büyük hayalleri olan, kendi halinde biriydim. Pek politize olmamıştım. Ama o günlerin kanlı ortamını az çok hatırlıyorum. (Bir gün belki o hatıralardan da söz ederim, kendi açımdan tarihe küçük bir not düşmek adına)

Bir sabah uyandığımız zaman radyoda marşlar çalınıyordu. Büyüklerimiz endişeli bir sesle “askerler ihtilal yaptı” diyordu. Siyah beyaz ve tek kanallı televizyonda sık sık Kenan Evren ve arkadaşlarını görmeye başladık. Her gün 15-20 kişinin öldürüldüğü, şehirlerin, mahallelerin, sokakların kurtarılmış bölgelere dönüştüğü, sağcılığın ve solculuğun birbirine düşman olmak anlamına geldiği, devrimcilerle ülkücülerin kanlı bıçaklı olduğu bir dönem bir günde kapanmış, olaylar bıçakla kesilir gibi durmuştu.

Ve sırf bu yüzden halkın büyük çoğunluğunun 12 Eylül darbesinden memnun olduğunu ve Kenan Evren'e minnettar olduğunu hatırlıyorum.  O günlerde doğan birçok çocuğa Kenan, Evren veya Kenan Evren isminin verilmesi bunun en somut göstergelerinden biridir.

Ben o yıl üniversite tahsili için Konya'ya gidecektim. Darbe olmazsa, olaylar durmazsa okuyabilir miydim, bilmiyorum. Çünkü ailem okumama şiddetle karşıydı, başıma bir şeyler gelir diye. O yüzden benim de 12 Eylül Darbesine ve onu yapanlara karşı duygularım olumsuz değildi ilk zamanlar.

1982 Anayasa oylamasında kaydım Urfa'da, kendim Konya'da olduğum için oy kullanamadım. Kullansaydım, muhtemel ki, “evet” derdim. Ancak üniversite yıllarıyla beraber dünyayı, olayları algılamaya, bunun sonucu olarak da “darbeye” ve “darbeci”lere karşı olmaya başlamıştım.

12 Eylül'ü hangi mihrakların tezgâhladığını öğrendim. Binlerce kişiye korkunç işkenceler uygulandığını, onlarca gencin asıldığını öğrendim. Ülkemize ve insanımıza ne büyük zararlar verdiğini öğrendim.

Bu yüzden sonraki yıllarda o oylamaya katılmamış ve “evet” dememiş olmayı Allah'ın bir lütfü saymış, bundan gizli bir gurur duymuşumdur. Düşüncelerim gittikçe daha özgürlükçü, daha hoşgörülü olma yönünde gelişti. Her türlü katılığa, despotluğa, baskıya, kısaca faşizme, daha genel bir ifade ile zulme karşı olmaya, karşı durmaya çalıştım.

 28 Şubat'tan ben de nasibimi aldım. Bu beni daha da biledi. 27 Nisan'ın hatıraları hala çok taze. Sarıkız, Ayışığı, Kafes, Balyoz ve daha başka birçok darbe senaryosu ve girişimi, darbeci zihniyetin hala var olduğunu gösteriyor. 

Ancak yine de bugün kimsenin açık açık darbelere destek vermemesi, halkımızın ulaştığı bilinç seviyesini göstermesi bakımından umut verici.

Darbecilerin izleri her yerden siliniyor. Darbelere dayanak yapılan anayasa maddeleri ve yasalar ortadan kaldırılıyor veya değiştiriliyor.

Bu, darbecilere vurulan en etkili darbelerden biridir. Darbe heveslilerinin de heveslerini kursaklarında kurutacak bir sebep.

Diyorum ki, bu sürece Şanlıurfa'dan ufak (belki de büyük) bir katkı yapabilir miyiz?

Aralık 2009'da Şanlıurfa Belediye Meclisi, 12 Eylül Caddesinin adını “Demokrasi Caddesi” olarak değiştirmiş ve şehri bir ayıptan kurtarmıştı.

Ama o dönemin bir kalıntısı daha var: Evren Sanayi Sitesi. Temelini Kenan Evren attığı için onun adı verilmiş.

Şimdi bu ayıptan da kurtulma zamanı.

Sabri Dişli, 2008 yılında “Darbeci Evren Sanayi Sitesi” başlıklı bir yazı yazmış.

Facebook'ta bu ismin değiştirilmesi için bir grup kurulmuş.

Google'dan tarattırdım, Şanlıurfa'dan başka İstanbul Esenyurt ile Manisa'da da Kenan Evren'in adını taşıyan sanayi siteleri var. Onların adlarını değiştirmek için de birileri mücadele ediyor.

Niçin Şanlıurfa böyle bir işe öncülük etmesin? Bu girişim hem bu sürece destektir, hem de benzeri girişimleri tetikler.

Başta yazarlarımız olmak üzere herkesi konuya duyarlı olmaya ve destek vermeye çağırıyorum.