Danıştay'a tepki yağıyor, bir tek CHP sessiz!
Danıştay'a tepki yağıyor, bir tek CHP sessiz!
Danıştay 8. Dairesi'nin oy birliği ile aldığı yürütmeyi durdurma kararına siyasi partilerden tepki yağdı. Türkiye'nin normalleşmesi için atılan böyle bir adımın akla mantığa sığmayan gerekçelerle iptal eden Danıştay'ın kararına CHP dışındaki siyasi partiler karşı çıktı.
Danıştay 8. Dairesi'nin 2010 Akademik Personel ve Lisans Üstü Eğitim Giriş Sınavı (ALES) sonbahar dönemi kılavuzundaki kılık kıyafetle ilgili düzenlemelerin yürütmesini durdurmasına siyasi partilerden büyük tepki geldi. Komik gerekçelere dayandırılan iptal kararına YÖK hemen itiraz edeceğini açıkladı. Türkiye'nin normalleşmesi için atılan böyle bir adımın akla mantığa sığmayan gerekçelerle iptal eden Danıştay'ın kararına CHP dışındaki siyasi partiler karşı çıktı. İşte AK Parti, MHP, SP, HAS Parti, BBP, DP, BDP ve siyasilerin karara ilişkin tepkileri.
BOZDAĞ: SADECE GÜLÜYORUM... HEM DE KAHKAHALARLA
Danıştay'ın gerekçe olarak ‘erkek-kadın adayların fiziksel olarak teşhislerinde güçlük oluşacağı ve sınav güvenliği açısından olumsuz sonuçlar doğabileceğini' iddia etmesinin çok komik olduğunu vurgulayan Bozdağ, “Sadece gülüyorum. Hem de kahkahalarla gülüyorum. Danıştay bu yetkiyi kimden alıyor, nereden alıyor? Güvenlik nedeniyle iptal etme yetkisini Anayasa mı veriyor, yoksa yasa mı veriyor? Hangi madde veriyor? Sınavların güvenliğini temin etme, bu noktada gerekli tedbirleri alma, eğer alınmamışsa gereğini yapma yetkisi Danıştay'ın 8. Dairesi'ne ait bir yetki mi? Danıştay'ın değerli yüksek hukukçularından yeni bir şey öğrendik... Danıştay'ın yeni bir görevi sınavların güvenliğini sağlamakmış. Ama benim bildiğim Danıştay'ın görevi adaletin gereğini yapmak ve adaleti sağlamaktır” diye konuştu.
KURTULMUŞ: DANIŞTAY, VARLIK SEBEBİYLE ÇELİŞİYOR
HAS Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, eğitim ve inanç özgürlüğünün en temel insan haklarından biri olduğunu dile getiren Kurtulmuş, “İnançları gereği başını örten kızlarımızın önündeki engellerin kaldırılması gerekir. Biz sadece başörtüsü yasağının değil, eğitim ve inanç özgürlüklerinin önündeki tüm engellerin kaldırılmasını istiyoruz” dedi.
Başörtüsü yasağının hukuki bir dayanağının olmadığına dikkat çeken Kurtulmuş, “Bu ülke yıllardır oluşturulan suni gerginlik ve kutuplaştırmalardan çok çekti. Artık normalleşmemiz gerekiyor. Danıştay'ın aldığı bu son karar da ülkedeki gerginliği arttıracaktır. Hukuk, toplum ve bireyin özgürlüklerini geliştirip genişletecek şekilde yorumlanmalıdır. Hukuk, özgürlükleri daraltan, bireyleri ötekileştiren şekilde yorumlandığı zaman toplumsal barış ve huzurun sağlanamadığı açıktır. Türkiye bu kısır tartışma ve uygulamalardan kurtulduğunda daha da büyüyecek ve güçlenecektir. Devlet tüm vatandaşların hak ve hukukunu korumakla mükelleftir. Hiç kimse inanç ve felsefi düşüncelerinden dolayı haklarından mahrum bırakılmamalıdır” diye konuştu. Danıştay'ın, idarenin hukuksuzluğuna karşı bireyin hakkını ve hukukunu korumak için ihdas edilmiş bir üst yargı kurumu olduğunu dile getiren Kurtulmuş, “Bu karar ile maalesef Danıştay kendi varlık nedeni ile çelişmektedir. Vatandaşların öğrenim özgürlüğünü, giyim kuşam serbestliğini koruması gereken Danıştay, vesayetçi bir kuruma dönüşmüş, hukuku ve adaleti temel almak yerine özgürlüklerin ve hakların önünü tıkayan bir siyasi odak haline gelmiştir. Maalesef yargı adaletten uzaklaşmaktadır ve bu vahim bir gelişmedir” şeklinde konuştu.
KAMALAK: BU KARARIN TEMELİNDE 12 EYLÜL VAR, 28 ŞUBAT VAR
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kamalak, Danıştay'ın aldığı kararın hukuka aykırı olduğunu söyledi. Yasaklama kararlarının mutlaka bir kanun maddesine dayanması gerektiğini vurgulayan Kamalak, “Anayasanın 2., 13 ve 42. maddesine doğrudan aykırı bir karar alınmıştır. Anayasanın 2. Maddesine göre Türkiye bir Hukuk Cumhuriyetidir. Hukuk Cumhuriyetinde özgürlükler asıldır, kısıtlamalar ise sınırlıdır. İnsanlar hür doğar ve hür yaşar. Toplumsal hayatın bir gereği olarak insanlar belli kurallara uymak zorundadır Yüksek dairesi kararını bir kanun maddesine dayandırmıyor. Yargıtay'ın aldığı karara dayandırıyor. Ancak bu kararlarında anayasal bir dayanağı yok. Bu kararların temelinde 12 Eylüller var, 28 Şubatlar var, Sincan'da yürüyen tanklar var. Bu kararların temelinde darbeler var” dedi.
TOPÇU: BAŞÖRTÜSÜ, HAYATIN HER ALANINDA ÖZGÜR OLMALI
BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu, Danıştay'ın ileri sürdüğü argümanların akıl dışı olduğunu belirterek, “Alınan kararı tasvip etmek mümkün değil. Hukuki ve sosyolojik olarak anlaşılır bir tarafı yok” dedi. Özgürlükleri bir zincirin halkalarına benzeten Topçu, zincirin tüm halkalarının Anayasa ile garanti altına alınması ve başörtüsünün de hayatın her alanında serbest olmasını istediklerini ifade etti. BBP Genel Başkanı, şunları kaydetti: “Başını örten kadının çocuğunu cepheye göndermekten imtina etmiyorsan, eşi şehid oluyorsa o halde ölmesini bilenlerin çocukları, anaları hayatın har alanında olmalılar. Bu gerçeği görmezden gelenler ideolojik bir bağnazlık içerisindeler. Bu bağnazlık, yüzyılın gerçekleriyle örtüşmüyor. Bu çağdışı anlayış sadece bizim gibi ülkelerde vardır. YÖK'ün attığı adımların, hukuk tayin etmesi gereken yerlerden engel görmesi doğru değildir. YÖK itiraz hakkını kullanmalı, bu ideolojik tavırları çok önemsememeli ve üzerine düşeni yapmalı. Hükümet 8 yıllık iktidarında sivil bir anayasayla bu tür özgürlükleri garanti altına almalıydı. Bununla alakalı yapılması gereken çok şey vardı, yapmadı. Bireysel hak ve özgürlükler her partinin gündemindedir. Ellerinden tutan mı var? İktidarı, muhalefeti bir araya gelerek bu çağdışı ayıbı ortadan kaldırmalı.”
ÇELİK: HALKIN İRADESİ BU YASAKLARI AŞACAKTIR
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ise Danıştay'ın kararını “yasaklardan yana tavrın başka bir örneği” olarak yorumladı. İnsanların saçından sakalından, başına taktığından dolayı yargılanmasının 2011 yılında kabul edilebilir olmadığını belirten Çelik, “Atatürk'ün bu tür ideolojik duruşlara alet edilmesi de kabul edilebilir değildir. Bu karar ideolojik bir karardır. Kararın oybirliği ya da oy çokluğu ile alınması önemli değildir. Kadın erkek ayrımının mümkün olamayacağı gerekçesi ise kargaları güldürecek bir gerekçedir. O zaman başına örtü takan insanlara pasaport verilmemesi lazım. Bu gerekçe çok komik bir gerekçedir. Çözüm tam demokrasidir, ileri demokrasidir, hukukun üstünlüğü kavramlarıdır. Bugüne kadar akla hayale sığmayan yasaklar uygulanmıştır ama zaman gelmiştir, gerek halkın iradesi gerekse hukukun üstünlüğü ile bu yasaklar kalkmıştır. Demokrasinin standartları geliştikçe biz bunlara gülüp geçeceğiz” şeklinde konuştu.
ÖZÇELİK: KARAR ÖZGÜRLÜĞÜ KISITLAMAYA YÖNELİK
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Siirt Milletvekili Osman Özçelik, Danıştay'ın verdiği kararı doğru bulmadığını söyledi. Danıştay'ın, “fiziksel teşhiste sorun olabilir” gerekçesini değerlendiren Özçelik, başörtüsü ile çekilen fotoğraflardan başörtülü kişilerin teşhis edilebileceğini söyledi. Başörtülülere yönelik bu tür uygulamaların insan haklarına aykırı olduğunu söyleyen Milletvekili Özçelik, Danıştay'ın bu kararını doğru bulmadıklarını, kararın, insanların özgürlük alanlarını kısıtlamaya yönelik olduğunu vurguladı. Özçelik; “İnsanların inanç özgürlüğü, giyim kuşam özgürlüğü olabilir. İnsanların giyim tarzı genel ahlaka aykırı olmadığı sürece insanların giyim ve kuşamlarına mücadele etmek anti-demokratik bir durumdur” dedi.
ELİTAŞ: DANIŞTAY İDEOLOJİK TAVIR İÇİNDE
Danıştay'ın kararına tepki gösteren AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş da, “Danıştay aynı ideolojik tavır içinde olduğunu gösterdi. Adalet adil olmadığı, ideolojik davrandığı sürece Türkiye'de yargıya olan güvenin zafiyete uğradığını, yargının güven verici ortamdan uzaklaştığını görürüz ki en büyük tehlike buradadır. Üst yargı mensupları adalete olan güveni arttırmak için gayret gösterme mecburiyetindedir. İlgisiz şahısların başvurusu ile verilen yargı kararlarının da denetlenmesi gerekir.”
PAÇACI: DANIŞTAY'IN KARARINI TASVİP ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL
Danıştay'ın kararını Akit'e değerlendiren MHP Genel Sekreteri Mustafa Cihan Paçacı, hiç kimsenin kılık kıyafeti nedeniyle haklarından mahrum edilemeyeceğini vurguladı. Partisinin başörtüsü konusundaki tavrının çok net olduğunu belirten Paçacı, “Danıştay'ın bu kararını tasvip etmemiz mümkün değil. Genç kızlarımız başlarını örttükleri için eğitim hakkından ve sahip oldukları diğer haklardan mahrum edilemezler” dedi. MHP'nin başörtüsü özgürlüğüyle ilgili geçmişte defalarca girişimlerde bulunduğuna dikkat çeken Paçacı, AK Parti ile birlikte yaptıkları düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini hatırlattı. Başörtüsü özgürlüğünün Anayasal düzenlemeyle yapılması gerektiğinin altını çizen Genel Sekreter Paçacı, seçimden sonrasını beklemeye gerek olmadığını ve AK Parti ile birlikte bu konuda Anayasal düzenleme yapabileceklerini vurguladı.
KEMAL GÜMÜŞ / ASLAN DEĞİRMENCİ / HÜSEYİN KULAOĞLU- AKİT