Cuma Hutbesi; Kötülüğe Kilit İyiliğe Anahtar Olmak

Değerli okurlarımız, bugün Cuma Hutbesini sizlere sunuyoruz… Hutbenin konusu; Kötülüğe Kilit İyiliğe Anahtar Olmak

Cuma Hutbesi; Kötülüğe Kilit İyiliğe Anahtar Olmak

 

KÖTÜLÜĞE KİLİT İYİLİĞE ANAHTAR OLMAK

Aziz Kardeşlerim!

Hak ve hakikat, doğru ve yanlış, haram ve helal konusunda, birbirimize nasihatte bulunmak, birbirimizi uyarmak kardeşlik görevlerimizdendir. Nefis bizi yoldan çıkarmaya, şeytan çeşitli hilelerle ayağımızı kaydırmaya çalışırken; kendimizi, neslimizi, aile fertlerimizi ve tüm kardeşlerimizi başlarına gelebilecek maddi ve manevi zararlara karşı uyarmak durumundayız.

Değerli Kardeşlerim!

Tebliğ ve irşat, hak ve hakikate çağrı; nebevî bir görevdir. Bütün peygamberler insanları iyiliğe teşvik etmişler kötülüklerden de sakındırmışlardır. Ömürleri boyunca insanların hidayeti, iki cihan saadet ve selameti için gayret etmişler, bu uğurda başlarına gelen sıkıntı ve meşakkatlere sabırla katlanmışlardır.

İnsanlara iyiliği anlatma ve onları kötülükten sakındırma görevi; Yüce Kitabımızda sıklıkla vurgulanmıştır. Allahın dini ve insanların hidayeti için gece gündüz demeden hizmet eden kimseler: “Allaha çağıran, salih amel işleyen ve -kuşkusuz ben Müslümanlardanım diyenden daha güzel sözlü kim olabilir?”1 buyrularak övülmüştür.

 

Muhterem Mü’minler!

Her vesile ile insanları Allahın yoluna davet etmek, doğruları anlatmak, onlara bilmediklerini öğretmek, unuttuklarını hatırlatmak, olacaklardan, başa gelebileceklerden haber vermek her mü’minin görevidir.

 

 

 

Nitekim Yüce Rabbimiz: “Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.”2 buyurmak suretiyle de bu gerçeğe vurgu yapmaktadır.

Ne yapacağını bilemeyen bir kimseye göstereceğimiz olumlu bir yaklaşım, ya da birkaç kelimelik nasihatimiz; onun derlenip toparlanmasına, hayatını yeniden düzene koymasına vesile olabilir.

Öyleyse, insanlara öğüt vermekten kaçınmamalı, uyarılar zamanında yapılmalı, daha kötü durumlara düşmeden, fitne fesat yayılmadan zamanında tedbir alınmalıdır. Zira Peygamber Efendimiz(s.a.s.) bu hususta şöyle buyurmuşlardır: “Sizden kim bir kötülük görürse onu eliyle düzeltsin. Buna gücü yetmezse diliyle düzeltsin. Buna da gücü yetmezse kalbiyle buğuz etsin. Artık bu kadarı imanın en zayıf mertebesidir.”3

Değerli Kardeşlerim!

Doğrular anlatılırken, nasihatler yapılırken kullanılan dil ve üslup da çok önemlidir. İnsanlara nasihat edilirken, rencide edici, incitici ve kırıcı sözlerden sakınılmalıdır. Yüce Rabbimiz K.Kerimde: “Ey Muhammed!) Rabbinin yoluna, hikmetle, güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin kendi yolundan sapanları en iyi bilendir. O, doğru yolda olanları da en iyi bilendir.”4 buyurarak söz söylemede, gönül almadaki ince ustalığa dikkat çekmektedir.

Nitekim Peygamber efendimizin insanları dine davet etmede kısa sürede muvaffak olmasının sırrı da burada yatmaktadır. O bütün olumsuzluklara rağmen; ümidini yitirmemiş, eşi benzeri bulunmaz bir merhamet duygusuyla davetine devam etmiştir.

 

Aziz Kardeşlerim!

İyilerle beraber olalım. Hayır, kapılarının açılmasına hep birlikte hizmet edelim. Hep güzel şeyleri teşvik edelim.  Belki bir gün bizim de kapımıza daya nacak olan kötülüklerin yayılmasına seyirci kalmayalım. Yarınlarımızın selameti için tedbirimizi daha bu günden alalım. Geç kalmanın, ihmalkâr davranmanın üzüntü ve pişmanlığını yaşamayalım.

Cenab-ı Allah bizleri aklı erenlerden, hakkı görenlerden, birbirine sahip çıkıp, göz kulak olanlardan, doğruları hatırlatanlardan eylesin.

 

Şanlıurfa İl Müftülüğünün  13.09.2013 Tarihli Hutbesidir.                                                                                      Diyanet İşleri Başkanlığının Örnek Hutbelerinden Alınmıştır.

1. Fussilet, 33

2. Âli İmran,104

3. Müslim, İman, 78

4. Nahl,125