Değerli Mü'minler!
Allah Celle Celalüh insan neslini en güzel biçimde yaratmıştır. Bu yaratılışta bir ahenk, bir sistem ve düzen olduğunu görürüz. (1) Uzuvlarımızın esnek ve birbirini tamamlamaları, et ve kemiklerin uyumluluğu düşünüldüğünde bu yaratılıştaki güzellik bizim imanımızı güçlendirir. Allahü Teala'nın insanları başı boş yaratmadığını idrak ederek dünyanın da bu ahenk içerisinde insanların hizmetine verildiğine inanırız. Çünkü İhtiyacımız olan gıdalarımızı, eşyalarımızı, barınaklarımızı imkanlar dahilinde bu dünyada birbirimize danışarak, dayanarak, paylaşarak ve güvenerek yerine getirmeye çalışırız. İhtiyaçlarımız arttıkça birbirimize olan ihtiyacımız da o derecede artmaktadır. Dolayısıyla yardımlaşma ve paylaşmanın değerleri ücret olarak belirlenmekte, insan ilişkilerinde hak ve ödevler konusunda sorumluluklar artmaktadır.
Değerli Kardeşlerim!
Dinimiz İslam çalışmayı, gayretli ve başarılı olmayı övmüş; tembelliği, gevşekliği, emeksiz hayata tutunmayı yermiştir. İşçinin işgücü karşılığı aldığı ücretin işçiye teri soğumadan ödenmesini emretmiş (2), gevşekliği, vurdumduymazlığı, umursamazlığı hem işçi hem de işveren açısından zem etmiştir. Çünkü işçi işinin ehli ve bilincinde olmalı, İşveren de işçiyi kölesi zannetmemelidir. İşçi hakkı konusunda dayanışma, paylaşma önemsenmelidir. Hatta işçiyi kendi kardeşi mesabesinde görüp (3) içinde bulunduğu nimetler karşısında yaratanına karşı sorumluluklarını hatırlayıp, verilen ücretin iş gücü bedeli mi, yoksa emek değeri mi olduğunu düşünmelidir. Zira emeğin değerini, gerçek karşılığını Kur'an-ı Kerim'de Yüce Allah şöyle beyan buyurmuştur:
"Bilsin ki, insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur. Ve çalışması da ileride görülecektir. Sonra ona karşılığı tastamam verilecektir."(4)
Değerli Mü'minler!
Rabbimiz sayısız nimetler bahşetmiş (5), bu nimetler karşılığında bizlerden yalnız kulluk yapmamızı (6), yarattığı diğer varlıklara sevgi, şefkat ve saygı göstermemizi (7), hak ve ödevlerimizde saygılı olmamızı, toplumsal huzur ve barışın temini için adaletin görkemli gücünü tesis etmemizi (8), kendimize istediğimizi başkaları içinde istememizi (9), rızık olarak sahiplendiğimiz değerlerin taksimine rıza göstermemizi (10), görevlerimizi, ödevlerimizi, işlerimizi sağlam ve en iyi bir şekilde yapmamızı (11) istemiştir.
Değerli mü'minler!
Çalışma hayatında karşılıklı sevgi, saygı, hak, hukuk ve adalet prensiplerine göre hareket edilmelidir. Çalışanın ücretini zamanında ödeyen, işçisine sevgiyle yaklaşan bir işveren; aldığı ücreti hak etmeye çalışan ve işini en güzel şekilde ve kaliteli yapmaya çalışan işçi olmaya çalışılmalıdır. İş hayatını sevap ve ceza görülecek imtihan şeklinde tasavvur ederek ibadet şekline dönüştürmelidir. İnsanın makam ve mevkisi ne olursa olsun, çalışan işçi veya çalıştıran patron da olsa, sorumluluklarını iyi düşünmeli ebedi hayattaki kazancının lehine olup olmadığının hesabını nasıl vereceğini daima hatırlamalıdır.
Değerli Kardeşlerim!
Kul hakları içerisinde zikredilen ücret dağılımının iyi hesaplanması, çıkarcılıktan, bencillikten kaçınılması zaruri görevlerimiz arasındadır. Bundan dolayı "Veren el, alan elden üstündür" hadisi şerifini unutmayarak işçilerin emeklerinin gerçek değerlerini tartışma yapmamalıdır. Unutulmamalıdır ki, ücretini kestim, vermedim, hakkını alamadı, çok çalıştırdım diyen kimselerin dünyaları çok parlak değildir. Bunlar toplumda sevilmeyen, çıkarcı kişiler olarak tanınırlar. Kısa zaman içerisinde de hırslarının bedellerini çok kötü cezalar çekerek öderler. Önemli olan geçici, fani dünya hayatını ihtiraslarla, çatışmalarla, huzursuz ve mutsuz geçirmek değildir. Asıl ve kalıcı olan, hayatın içinde güzelliklerle hatırlanan, haklının hakkını tastamam veren, çalmayan, kırpmayan erdemli insan olmaya çalışmaktır.
(1) Tin 62/4
(2) İbni Mace,Ruhûn 4
(3) Buhari Edep 44
(4) Necm 53/39-40-41
(5) İbrahim 14/34
(6) Zariyat 51/56
(7) Müslim Fedâil 66
(8) Nahl 16/90
(9) Buhari İman 7;Müslim İman71
(10) Zuhruf 43/32
(11) Taberani 1/275
Hazırlayan: Abdülmuttalip PEŞE
Korkuteli Müftüsü