Ciğerleri Patlayan Çocuk; Sizin Olsa İdi, Yine Bu Kadar Bahane Üretmek İçin Çırpınır Mıydınız?

Ciğerleri Patlayan Çocuk; Sizin Olsa İdi, Yine Bu Kadar Bahane Üretmek İçin Çırpınır Mıydınız?
Yakıcı Bombanın Basıncı Altında Ciğerleri Patlayan 16 Yaşındaki Çocuk; Sizin Olsa İdi, Yine Bu Kadar Bahane Üretmek İçin Çırpınır Mıydınız?
28/29 Aralık gecesi Şırnak civarında, sınır bölgesinde meydana gelen hadise, insanî hassasiyeti az-çok olan/kalan herkesin yüreğini dağladı, insaf ve vicdan sahiplerinin yüreğine ateş düşürdü… Çünkü aralarında 12 yaşındaki çocukların bile bulunduğu, yarıdan fazlası 20 yaş altında olan 35 insan parça-parça olmuştu…
Ve o bölge halkının neredeyse çoğunun kaçak mazot, sigara ve gıda getirip satarak geçindikleri bilinmektedir.
Bunu normal sıradan bir yazar, gazeteci ve hatta halk bilirde TSK’nın istihbarat birimleri ve devletin diğer istihbarat birimleri bilmezler mi?
Çıkıp öldürülen insanları suçlayan ve gariban/fakirleştirilmiş halkı terörist gibi gösteren siyasetçi, komutan, yazar ve gazeteciler, sanıyorum vicdanları olmayan ve halk düşmanı olanlardır.
Evet, TSK ve devletin diğer güvenlik birimleri devletin ve milletin menfaat ve güvenliğini sağlamalıdırlar, bunların zaten varlık sebebi budur. Fakat bunu yaparken hata, kasıt ve ihmalkar davranamazlar. Böyle bir lüksleri yoktur. (yanlışlıkla olsa dahi) Devletin uçakları kendi vatandaşını bombalamışsa bu bazı mazeretlerle geçiştirilemez.
Yetkililerden gelen açıklamalar tatminkâr olmadığı gibi realiteden uzak ve talihsiz açıklamalardır. Kendi çocuğu bombalarla yanmış, cesetleri paramparça olmuş bir siyasetçi, bir komutan veya herhangi bir insan vahşete mazeret bulur muydu?
Bazı insan geçinenlerin açıklama ve yorumlarına baktım da midem bulandı! Paramparça olmuş insanlar için “bunlar da kaçakçılık yapmasalardı, kaçakçılık yaparlarsa, devletten gizli iş yaparlarsa sonları böyle olur.” Diyenlerin mantığıyla hareket edecek olursak, bombalamaya önce gökdelenlerden başlamak lazım ki; bugün en küçük esnaftan tutunda, en büyük iş adamına kadar (çok az bir kesim hariç) hemen hemen az çok vergi kaçırmayan yok gibidir. Tabi bunu az yapan var, çok yapan var, bilerek veya bilmeyerek yapanlar var…
Düşünün adam akademisyen, yazar-çizer, prof. vb. sıfatlarla çıkıp ahkâm kesiyor ama katledilen masum insanların sorumluları kimse, bunların adaletli bir şekilde yargılanmalarını sağlamak için çalışacağına, tam tersi yönde mağdurları terör yapıyor, kurbanları suçluyor.
Oysa bir hukuk devletinde olması gereken şudur: bu vahim ve yürek parçalayan olayın müsebbipleri kimler ise derhal bulunmalı, kamuoyuna açıklanmalı ve gerçek mana da yargılanmalıdırlar. İlgili komutanlar görevlerinden alınmalı, ilgili siyasetçiler ve bakanlar istifa etmelidirler.
Yanlış anlaşılmasın, biz kimseyi suçlamak ve yargısız infaz etmek derdinde değiliz. Bu emir verdi, şu bombala dedi diye kimseyi hedefte gösteremeyiz. Ancak işin içinde bir ihmal, bir ihanet ve hesaplaşma olduğu her halükarda kesindir. Dedikten sonra:
İki çift sözüm de bu vicdanları yaralayan olayları bahane ederek, kendilerine siyasi rant sağlayanlara ve ortalığı yakan yıkanlara olacak.
Yanlış yapan devletin birim ve organları da olsa karşısında tepki vermek, hak aramak, masumları savunmak gerekir. Lakin ben hak arıyorum deyip, diğer masum insanların camlarını kırmak, malına zarar vermek, arabalar yakmak, ortalığı ateşe vermek… Gibi eylemler; Fitne çıkarıp halkı birbirine düşürmekten başka bir şey değildir. Ve dahası bu ihanetin ve hainliğin diğer adıdır.
Normal bir insan/ehli vicdan bir kişi; başkalarına zarar veremez. Hem haksızlığa karşı geldiğini söyleyeceksin, hem de haksızlık yapacaksın bu yaman bir tenakuzdan başka bir şey değildir. Kelimenin tam anlamıyla iki yüzlülüktür.
Demokratik ve anayasal tepkini koy, yakmadan yıkmadan, zarar vermeden protesto yap, demeç ver, yazı yaz, resim çiz, konferans ver, halkı bilinçlendir ama ZARAR vermek YOK… Bunu da böyle bil!
Twitter: @mehmeteminkus