CHP Bu Kez Türkiye’nin “güvenli bölge” tezine karşı çıktı

Berlin’de PKK ve FETÖ ile ittifak kuran, İstanbul’da IMF ile gizli toplantılar yapan CHP, yine Türkiye karşıtı bir organizasyona imza attı. İstanbul’da ‘Suriye’ konulu bir konferans düzenleyen anamuhalefet, ABD-PKK’nın sözcülüğünü yaptı, Türkiye’nin “güvenli bölge” tezine karşı çıktı.

CHP Bu Kez Türkiye’nin “güvenli bölge” tezine karşı çıktı

Almanya’da HDP, FETÖ, Saadet Partisi ve İYİ Parti ile birlikte toplantılar düzenleyen CHP dün de İstanbul’da skandal bir konferansa ev sahipliği yaptı. ‘Barışa Açılan Kapı-Uluslararası Suriye Konferansı’ başlığıyla Tarabya Oteli’nde düzenlenen buluşma, PKK/PYD/YPG tezlerinin savunulduğu bir propaganda platformuna dönüştü. ‘Suriye’ konulu olmasına rağmen Suriyeli hiçbir muhalifin ve Türkiye’ye yakın hiçbir grubun çağrılmadığı konferansa CHP Esed rejimine yakın iki ismi de çağırdı ancak Türkiye karşıtı iki davetli, Dışişleri Bakanlığı vize vermediği için İstanbul’a gelemedi.

KONUŞMACI DEĞİL AMA...
Suriye’nin yüzde 30’unu işgal altında tutan PKK/YPG konferansa davet edilmedi ancak katılımcılar arasında terör örgütüne yakınlığıyla bilinen isimler dikkat çekti. Etkinliği organize eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, konuşmacı olarak yer almasalar da konferansta gözlemci olarak ‘Suriyeli Kürtleri’ temsilen isimlerin bulunduğunu söyledi. Ağbaba, ‘Suriyeli Kürtler’ olarak tanımladığı grubun kimler olduğuna ilişkin detay vermekten kaçındı. İYİ Parti adına Genel Başkan Yardımcısı Aytunç Çıray’ın katıldığı toplantının açılış konuşmalarını CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu yaptı.


Sol baştan (Murat Karayalçın - Altan Öymen - Hikmet Çetin - Kemal Kılıçdaroğlu - Ekrem İmamoğlu - Canan Kaftancıoğlu)

O PLAN HUKUKA AYKIRIYMIŞ
Katılımcıların beyanlarıyla ABD ve PKK tezlerinin savunulduğu bir platforma dönüşen konferansın moderatörü CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, Tarabya buluşması öncesi bir internet sitesine konuşarak Türkiye’nin güvenli bölge projesine karşı çıktı. Daha önce Rusya’dan alınan S-400’ler ve satın alınması görüşmelerin sürdüğü Su-35 uçakları hakkında da ABD Savunma Bakanlığı ile tıpatıp aynı ifadeleri kullanmasıyla bilinen Çeviköz, Türkiye’nin güvenli bölge kurup buraya Suriyelileri gönderme planını ‘toplum ve nüfus mühendisliği’ olarak yorumladı. “Ankara, Suriyelileri gönüllü olmadan gönderirse uluslararası hukuka aykırı davranmış olur” diyen Çeviköz, şunları savundu:

GERİ DÖNÜŞ SURİYE’Yİ BÖLER
“Bu toplum mühendisliği ve nüfus mühendisliği anlamına geliyor. Başka bir ülkenin topraklarına böyle bir nüfus kaydırılması uluslararası hukuka aykırıdır. Sözünü ettiği bölgeye daha önce oralarda yaşamayanları yerleştirmeyi planlıyor. CHP olarak bunları doğru bulmuyoruz. Peki o insanların güvenliğini Suriye yönetimiyla görüşmeden nasıl sağlayacak? Bu olmadan hayata geçirilecek bir güvenli bölge planı Suriye’yi böler.”

Fırat’ın doğusuna operasyon olmasın
Sonuç bildirgesinde PKK/YPG’den hiç bahsedilmezken, CHP’nin Fırat’ın doğusuna bir operasyona karşı olduğu açık şekilde ifade edildi: “Türkiye’nin Suriye sahasındaki askeri varlığının kontrollü biçimde azaltılması yerine sürekli artırılmaya çalışılması ülkemizi çoklu güvenlik tehditleriyle karşı karşıya bırakmaktadır. Türkiye’nin bölgedeki askeri varlığını genişleterek masadaki gücünü artıracağı düşüncesi tehlikeli bir hayaldir. Türkiye’nin desteklediği örgütlerin yerlerinden ettiği sivillerin öfkesinin ülkemize yönelmesinden endişe duyulmaktadır.”
Tarabya buluşmasına katılan CHP’li eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, Esed rejimiyle ilişki kurulmasını isteyerek PKK/YPG’ye ‘savaş açtığından ötürü’ Türkiye’yi eleştirdi: Esed ile ilişki kurulduğu zaman Fırat’ın doğusunda güvenli bölgeye ihtiyaç kalmayabilirdi. Türkiye, iyi ilişkiler kurmak yerine iki tarafa da savaş açtı. Hem kuzeydekilere (PKK/YPG’ye) savaş açtı Türkiye hem de Şam’a savaş açtı.”
Örgüt sözcüsü
CHP’nin konferansına konuşmacı olarak katılan isimlerden birisi de Fırat’ın doğusuna pek çok kez giderek burada PKK/YPG’lilerle samimi görüntüler veren ABD’li akademisyen Amy Austin Holmes oldu. Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yönelik faaliyetlerinden ‘işgal’ ve ‘istila’ diye bahseden Holmes şunları kaydetti: “Kongre desteği ile Suriye Çalışma Grubu tavsiye niteliğinde bir çalışma yaptı. Şu tavsiyeler önemliydi; ABD askeri güçlerinin çekilmesinin sona erdirilmesi. Türkiye’nin daha fazla Kuzeydoğu Suriye’yi istila etmemesi için SDG ve PKK ile barış görüşmelerinin yapılmasından bahsediliyor. ABD Suriyeli mültecilerin ülkelerine zorla iade edilmesine karşı. Suriye Çalışma Grubu’ndan bunlar çıktı. Bu, ABD’deki iki partinin de birlikte seçmiş olduğu bir gruptan çıkan sonuçlar.” Holmes’in ‘ABD tezi’ diye aktardığı cümleleri CHP’li Ünal Çeviköz’ün de aynen dillendirmesi dikkat çekti.

PKK/SDG’Yİ ÖVDÜ
Konuşmasında PKK işgalindeki her yeri ziyaret ettiğini anlatan Holmes, ‘SDG’ isminin PKK/YPG’nin tabelasından başka bir şey olmadığını ABD’li generallerin itiraf etmesine rağmen iki örgütün aynı olmadığını savundu. Suriye’de PKK paçavraları önünde keyifle poz veren Holmes şu ifadeleri kullandı: “ABD medyası ve uluslararası medya SDG’yi ‘Kürt’ bir güç olarak tanımlıyor. Bu aslında doğru değil. Çünkü Suriye Demokratik Güçleri aslında içerisinde birçok etnik yapının olduğu bir grup. Ve kontrol ettikleri bölgeye bakacak olursak, giderek daha fazla alanı IŞİD’den kurtardılar. Rakka, Deyrizor gibi alanları özgürleştirdiler. Yani SDG kesinlikle birçok etnisitenin olduğu bir grup. Suriye Demokratik Konseyi tarafından yönetiliyor ve zaman içerisinde daha da kapsayıcı oldular. Suriye Demokratik Konseyi nasıl zaman içerisinde daha kapsayıcı hale geldiyse, uluslararası toplum da Suriye Demokratik Konseyi’ni Suriye’nin geleceğini konuşurken konuşmalara dahil etmeli.”
Kaynak: Yenişafak