Cübbeli Vesayet Hortladı
Daha önce Anayasa mahkemesinin kuruluş yıl dönümünde Haşim KILIÇ hışmını gösterdiğinde bazıları siyaset yapıyor, kimisi de Cumhurbaşkanlığına oynuyor yorumlarında bulundular. Bir kesim aydın insan da doğru tesbitte bulunarak, postal vesayetinden kurtulduk, şimdi ise Cübbelilerin vesayeti hortlamaya başladı analizinde bulundular. Son olarak Türkiye Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlunun 1 Saat boyunca hem de protokol karşısında emir gibi 41 sayfalık yalanlarla dolu bir konuşma metnini okuması, cübbeliler ve parelelcilerin iş birliği ile vesayet rejimine özlem duymalarının açık delilidir.
Danıştayın kuruluş yıldönümü dolayısıyla düzenlenen törende, Türkiye Barolar Birliği Başkanı, Metin Feyzioğlunun yol açtığı gerginlik ilk değil daha önce bu yolu AYM başkanı Haşim kılıç açmıştı. Danıştayın kuruluşunun 146. Yıldönümü münasebetiyle düzenlenen törende konuşan TBB Başkanı Metin Feyzioğlu 1 saati aşan konuşmasının sonunda Bitirdim, bitirdim diyerek, bitirmesi gereken saçma sapan konuşmasını uzattıkça uzatıyordu...
Bu sırada haklı olarak, Başbakan Erdoğan, Feyzioğluna tepki gösterip, 25 dakika Başkan konuşuyor, 1 saat sen konuşuyorsun demesi üzerine Feyzioğlu, Kızmayın Sayın Başbakanım, güzel bir şey söylüyorum Sayın Başbakanım ifadesini kullandı. Feyzioğlunun mikrofon severliği son haddine gelmiş olmalı ki, konuşmaya devam ediyordu...
Başbakan Erdoğan ayağa kalkarak, Edepsizlik yapıyorsun, yeter artık, yanlış konuşuyorsun diye azarlayan Erdoğana, Feyzioğlu, Neyi yanlış söylüyorum Sayın Başbakanım cevabını verdi. Ne konuşuyorsun, Vanda neler yapıldığından haberin var mı diye sordu.
Tepkisini devam ettirmesi üzerine Feyzioğlu, konuşmasının yapıcı olduğunu ve hakaret içermediğini iddia etti... Başbakan Tayyip Erdoğan, daha fazla tahammül edemedi ve salonu terk etti... Hemen ardından Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı da salonu terk ettiler...
Bu sırada Başbakan Erdoğan, Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanını, Başbakanını, Genelkurmay Başkanını, Danıştay Başkanını karşına al bir saat siyasi parti muhalefeti gibi eleştir. Laf cambazlığı yap.ne alaa memleket.... yav.. Deyip oradan ayrıldılar. Aslında Başbakan haddini aşan Feyzioğluna haddini bildirmiştir. Paralel yapının meydana çıktığı süreçten bu yana her geçen gün haddini aşanların sayısı artmakta. Bu anlamda bunlara hadlerini ve edeplerini bildirmekte fayda vardır diye düşünüyorum. Çünkü üzerine vazife olmayan işlere girişenlerin yanlış yaptıkları ve bu yanlışları yaparken karşılarında birilerini bulacaklarını bilmeleri, caydırıcı olacaktır.
Yoksa Ak Parti ve Sayın Başbakanımızı dolayısı ile ülkemizi sevmeyenlerin maşaları meydanı boş bulduklarında bir bardak suda fırtınalar kopartmaya çalışacaklardır. Hatta bu gibi konularda çıt çıkartmayan Ak Partinin bazı milletvekilleri korkmadan sert tepkilerini dile getirmelidirler. Yapılan saldırılar partimize ve bize yapılmıştır düşüncesi ile anında karşılık vermelidirler. Bu tür konularda Sadece Sayın başbakan ve bazı bakanlar tepki gösteriyorlar ama diğer bakan ve Milletvekillerinden çıt çıkmadığı için diğer art niyetli kişiler cesaretleniyor. Bunlar postal yalayıcıların kalıntılarıdır.
Geçmişlerinde 27 Nisan 1960 darbesi, 12 Eylül 1980 ihtilali, 28 Şubat post modern darbesi ve son olarak 17 ve 25 Aralık darbe girişimleri var. Bunların özlemleri anti demokrasidir. Lakin bunlar artık postallı darbe yerine, cübbeli ve kubbeli darbe yapma hevesindeler. Cübbe altında siyaset yapma gayretleri boşuna olacak inşaAllah. Artık halk oynadıkları oyunları ve senaryolarını biliyor. Böyle yaptıkça halk Ustanın etrafında kenetleniyor.
30 Mart seçimleri sonrası ne demişlerdi hatırlayın, Ak Parti kazanmadı biz kayıp ettik o kadar hazımsızlar ki Ak Parti kazandı cümlesine bile tahammülleri yok. Bu kadar bencil ve yobazlar. Yürekleri varsa çıkarsınlar cübbe ve kubbelerini insinler meydana bakalım kaç kişi toplayıp hitap edecekler ve ne kadar oy alacaklar. Ama buna cesaret edemezler. Ancak gündeme gelmek için bu tür yerlerde protokol, edep, saygı, terbiye takınmadan çamur ve yalan atarlar. Nitekim (TBB) Başkanı Feyzioğlu'nun Danıştaydaki Konuşmasının protokol, edeb, nezaket, saygı kurallarına aykırı, siyasi ve haddi aşan bir konuşma olduğu aşikârdır. Şükür ki Sayın Başbakan Millet adına haddini bildirmiştir. Bir başka yazıda görüşmek dileklerimle