Camiler Haftası
Diyanet İşleri Başkanlığınca her yıl 1-7 Ekim tarihleri arasında Ülkemizde Camiler haftası olarak kutlanır. Geçen Cuma günü Cuma Namazını kıldığım Camide hutbe konusu da Camiler haftasıydı. Sanırım tüm Camilerimizde aynı hutbe okundu. Camilerde Camilerle ilgili okunan hutbeler kuşdili ile anlatılır. İmamı Malik’in dediği gibi “ elini uzatan ayağını uzatamaz.” Yılda bir haftada olsa Camileri gündeme getirmek iyi olmakla beraber yetersizdir. İnsanlar Camilerle her gün iç içedir. Camii denilince sadece Namaz kılınan bir mekân olmamalıdır. Camiler ne kadar ihtişamlı olursa olsun. Camilerin ziyneti, süsü Cemaattir. En önemlisi Camiye Cemaati mıknatıs gibi çekecek Caminin Din görevlisidir. Her mahallede Cami olduğu halde gerçek İslam, Din fonksiyonunu Camiler tam olarak yapamamaktadır. En büyük etken liyakatsizliğin her tarafı kaplamasıdır. Camide görev bilinci, Dinin fedaisi, beşeri siyasetten uzak, hocalarımız yazdıklarımın dışındadır.
Camilerin çoğu, nerede ise geçim kapısı olmuş. Cuma günlerinde Camiler, için, afetler için, Kur’an kursları için Diyanetçe Camilerde para toplanır. İnsanımız hayırseverdir gözü karadır yardımını yapar. Toplanan paralar makbuzsuz, denetimsiz, olduğu için şaibeli konumundadır. Para toplanıyor. Ne kadar toplandı, nereye harcandı şeffaflığı da olmalıdır ki, şüpheler kalksın. Bazı Camilerimizin bitişiğinde Taziye evleri yapılmış, Yapanlardan Allah Razı olsun. Bulunduğum Mahalle Camii bitişiğinde (Ahmet Yesevi Mah.) Camiye bitişik bir taziye evi var her hafta Mutlaka bir taziye olur. Üç günlük taziye evi için Altı yüz TL. Bu paralar niçin alınıyor, bu para nereye harcanıyor hesap veren yok. Bu durum toplum arasında fitneye, dedikoduya sebep oluyor. Genel olarak bu arpalık denetlenmeli, hesap sorulmalıdır. Cami deyip geçmemek lazım. Camiler Allah’ın evleridir. Dokunulmazdır. Toplumun ortak malıdır. Camiyi hafife almak, Camiye karşı çıkmak insanı küfre götürür. Caminin varlığı ayet ve hadislerle önem kazanmıştır. Camiler İman dolum tesisleridir. Laik sistemler, soygun düzenleri Camileri sadece Namazgâh olarak görürler. Ötesine Müsaade etmezler.
Cami medresedir. Okuldur, Üniversitedir. Gerçek sivil toplum kuruluşlarının mekânıdır. İlim irfan, sosyal dayanışmanın dokunulmaz mukaddes yeridir. Kıyamet alametlerinden biri de Camiler çoğalır. Çok ziynetli olur ancak Camiler Cemaatsizdir. Tüm Camiler Dertlerin devasıdır. Sıkıntıların kurtuluş mekânlarıdır. Toplum huzuru, birlik beraberlik isteniyorsa Camiler asıl işlevlerine kavuşmalıdır. Ülkemizde Camiler haftasını kutlarken, Ümmetin ilk kıblegahı Mescidi AKSA Yahudilerin çizmesi altında, barbar İsrail’in baltacıları tarafından Cuma Namazını, Vakit Namazını kılmayı Müslümanlara çok bile görüyorlar. İki Milyara yakın Ümmet fertleri de bunu seyrediyor. Mimsiz medeniyet alçakları olanlar da bu işgale kör sağır. Hani mabetler dokunulmazdı. Bir kilise böyle olsa bu hainler ne yapar siz düşünün. Sayın Reis Birleşmiş Milletlerin toplantısında Filistin, kutsal belde için Filistin konusunu dile getirdi İsrail’i sert bir dille eleştirdi. Alkışlamamak elde değil, Sadece söylemle olmuyor. Konuşmalar hava alma tonunda olursa zalim zulmünü devam eder. Ancak İsrail güçten anlar. Osmanlı tokadı aklı başına getirilmedilidir. Söylemden öte eylemle olursa konuşulanları ayakta alkışlarım.
Müslümanlarda Allah göktedir. Gökyüzüne karışır ancak yeryüzüne karışmaz anlayışı olduğu müddetçe daha çok mabet hasretini çekeriz. Mekke’de ki, Kâbe, Medine deki kutsal mabet sanki Özgür mü? Kur’an-ın indiği yerde, Kur’an hâkim olmaz, okunan Kur’an anlatılmazsa üretimde gördüğümüz gibi olur. Bu kutsal mabetler de esirdir demektir. Allah Ümmeti Mabetsiz bırakmasın. Bu yazıyı yazarken İstanbul’da depremin olduğunu sosyal medyadan öğrendim. Hafizallah Allah korusun. Tedbir almak bizden takdir Allahın’dır. Ranttan Ülkemiz beton yığınlarına çevrilmiş. Bir afet anında toplanacağımız bir yer bile yok varsa da yetersiz. Senelerdir, tabii afetler için yardımlar toplanıyor, vergiler alınıyor ne oldu belli değil. Afet gelince herkes bilen kesiliyor. Eksiklikler akla geliyor. Anlaşılan geçmiş depremlerden ibret alınmamış. Siyasetçilerimiz ülkenin, insanının bunca sorunları varken. FETÖ borsası, Maklube ile kaşık sallayanlarla uğraşıyorlar. FETÖ borsası ile uğraşmalı, borsasının ülke için yıkımı depremden daha şiddetlidir. Camilerdeki, Hocalarımız, Vaaz kürsülerindeki Vaizlerimiz, Medresedeki Seydalarımız, Tekkede ki tasavvuf müntesiplerimiz susar, gerçek dini anlatmaz, siyasetçilerin ekmeğine yağ sürmeye devam ederse başımıza her şey gelebilir Allah korusun Huzursuz insan Camide huzur bulmalıdır… Vesselam.