Öcalan ı iç savaş için verdiler
DTP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, parti grubunda Öcalan'ın teslim edilmesinin perde arkasında yatanları anlattı.
Halkın Mevlit kandilini kutlayarak başladı. Kahramanmaraş'ta göçük altında kalan işçilere rahmet diledi.
Bugün 15 Şubat, Sayın Öcalan'ın uluslararası bir hukuksuzlukla Türkiye'eye getirilişinin 12'nci yıldönümü. Bu olayın Kürt sorununu nasıl etkilediğini ortaya koymak istiyorum.
15 Şubat'ın hedefi ne idi, sonucu ne oldu?
Bu süreç Türkiye'ye kazandırdı mı, yoksa kayıp mı ettirdi.
PKK'nin bittiğini söyleyen başbakanlar halkı nasıl yanılttı.
Bu anlaşma karşılığında Türkiye'nin kaynakları nasıl peşkeş çekildi.
Bütün bu soruların açık yüreklilikle ortayakonması gerek. Eğer Türkiye'nin 100 yıllık tarihi köklü sorununu konuşacaksak bu soruların cevabı verilmeli.
Bu sorular sadece Kürtler açısından değil, Türkiye açısından önemli.
Gazeteler 12 yıl önce "Acılardan bayrama", "Tükeniş", "Gözün aydın Türkiye", "15 yıldır bugünü bekliyorduk" gibi manşetlerle çıktı. Bu toplum kandırıldı. İşin altında ne vardı kimseye anlatılmadı.
Sayın Ecevit, bu olayı anlatırken Türkiye'nin Kenya'da bir operasyon yaptığını anlattı. Bu operasyonu CIA yaptı demediler, İşin içinde İsrail vardı demediler. Niye bunu Türkiye'den sakladılar. Çünkü bunun üzerinden bir seçim zaferi elde etmek istediler ve başardılar.
O gün bu oyun deşifre edilmiş olsa idi, bugün Kürt sorunu çözülmüş olabilirdi. BOP Eşbaşkanlı bir başbakanımız olmazdı, AKP diye bir parti olmazdı.
Niye teslim edildi kendisi. Türkiye'de bir etnik savaş çıkacağını varsaydılar. Teslim edilme karşılığında Türkiye'nin kaynakları belli yerlere peşkeş çektiler.
Mavi Akım karşılığında, kaç heron karşılığında, Konya'da İsrail'e nasıl izin verildiği, ABD ile kaç silah anlaşması yapıldığı ortaya çıkacak. Şimdi o dönem
15 Şubat çözüm mü getirdi, çözümsüzlüğü mü pekiştirdi. Bu çok önemli.
1999 öncesinde çok güçlü bir çözüm süreci vardı. Öcalan PKK'ye bir barış çağrısı yaptı, PKK silahlı unsurlarını yurt dışına çıkardı. Biri Kandil'den biri Avrupa'dan iki kesim Türkiye'ye getirildi.
Ne var ki bu barış grupları tutuklanıp içeri kondu. Habur'dan geçen sene gelenler de içeri tıkıldı.
Türkiye toplumu Türkü ile Kürdü ile çözüme hazırdı.
Emekli genelkurmay bakanı, "Öcalanı ABD Irak'a müdahale etmek için teslim etti" dedi.
Bu zihniyet Türkiye'yi teslim aldı. Halkı birbirine düşürmek istediler, halkın duyarlılığı bunun önüne geçti. Eğer gerçekleştirebilirlerse idamla ülkeyi ve bölgeyi kaosa sürüklemek istediler. Yıllar geçtikçe bu daha iyi anlaşılacak.
Biz BDP olarak 15 Şubat komplosunun iyi anlaşılmasını istiyoruz. Böylece herkes hükümetine, devletine güven kazanır.
1925'lerden başlayan bu komplo anlayışı ile yüzleşilmeden çözüm olmaz.
AKP zerre kadar çözüm iradesi ortaya koysa idi, çoktan çözülmüş olurdu.
"Her seçim öncesi bir takım örgütler çıkıp provokasyon yapılıyor" diyor. Bre vicdansız, her seçim öncesinde ateşkes ilan edilmiş. Halkın önüne çıkıp ordu ile halkı çatıştırıp rant elde eceksin.
Kürt sorunu öyle çözülmeyecek bir sorun değildir. Bu vicdan ve demokrasi sorunudur. Bir günde çözülebilir. Çözülemiyorsa, kirli ittifaklar sonucudur.
Başbakan biraz önce grup toplantısında, "Biz Mısır halkın yanında idik" diyor. Bir hafta boyunca Mısır ayakta idi, Obama sana telefon edene kadar gıkın çıkmadı. Mısır'ın püskülü senin ayağına dolaşır.
Bir hafta sessiz kaldın. Mübarek'in gitmesi kesinleştikten sonra meseleyi anladın ve çağrı yaptın. Eğer öyle olmasaydın 30 yıldır bu diktatörlerle içiçe olmazdın.
Bugüne kadar bir çağrı duydunuz mu? Sudan diktatörü El Beşir burada ağırlandı.
Dürüst olun, ciğerimizi yiyin.
Aldatmacalar üzerine kurulan bir Türkiye düzeni yıkılmıştır.
İnanarak ve söylediklerimize güvenerek ifade ediyorum.. Evet kalıcı adım atılmak isteniyorsa, diyalogla bu sorun çözülebilir. Madem ki Öcalan'ın hassasiyeti görünüyor. İmralı düzeni bitirilmeli, barışa daha fazla katkı yapmasının önü açılmalı.
Bütün dünyada isyan liderlerine yaklaşım, isyanın kaderini belirler. Eğer sonuçlandırmak niyitende iseniz bu realiteye göre hareket edin.
İntikam hissiyle hareket etmemeli, Türkiye'nin artık Kürk sorunu olmamalı.
Kürt sorununun ağır sonuçları oldu. O da ekonomik sorun. 300 milyar doların heba edildi. Bunu Başbakan söyledi. Kullanılmayan kaynakları da hesaba kattığımızda 1 trilyon dolar ediyor. 46.8 milyar dolar cari açığımız var.
Bu soruna 6 tane cari açık kapatacak bir rakam var ortada. 40 bin canımızdan söz ediyoruz. 2 milyon kişi cezaevlerinden geçmiş. Türkiye askeri vesayetle yönetilmeye başlamış.
hiç kimse artık kendini kandırmasın. Hepimizi ilgilendiren bir sorun. Eğer bu sorun çözülürse, bu kaynakların hepsi halkın hizmetine sunulabilir.
O zaman Kürtler bunu istemeseydi diyenlere doğru soru şu: Kürtler Kürtçe konuşmasın diyen devlet buna değer miydi.
Bir halk kendi dilinden vazgeçemez, ama bir devlet yanlış politikasından vazgeçebilir.
DARBE TARTIŞMALARI
Yargıda gerçekleşen durumun özeti şu. Kemalist elitistler yargıdan tasfiye edilirken, siyasi islamcılar duruma el koyuyor. Durum bundan ibarettir.
Buradan halkın bir faydası yok. Halka bu çatışmada taraf olacaksınız diyorlar. İstiklal Mahkemelerinde de, sıkıyönetim mahkemelerinde de mağdur olan bizim halkımız.
Böylesi bir ortamda gerçekleşen darbe iddiaları, meseleyi sadece yargıdaki değişiklikler konuşuluyor.
Darbe iddiasıyla tutuklananlar suçlu mu değil mi bilemeyiz. Çünkü yargı adil değil. Eğer öyle olsa idi NETEKİM Marmaris'te resim yapablir miydi, öyle olsa idi e-muhtıracı zırhlı araba ile dolaşabilir miydi?
ROTAHABER