Büyükşehir Olmanın Faydaları
Eskiden köy hayatı vardı Köylerde elektrik, su yol yoktu, Siyah beyaz televizyonlar vardı. Bant çalmak için teypler revaçtaydı. Radyolar insanların evlenenlerin çeyizinde olurdu. Buzdolapları hiç yoktu. Kışın basılan karlar topraktan su testileri insanların soğuk su ihtiyaçlarını karşılıyordu. İnsanlar kaderlerine boyun eğmişti. Teknoloji gelişip, değişmeyle insanlarda değişti. İnsanların mahrum olduğu icatlar köylere kadar uzandı. Büyüklerimiz Köyün otları şehirlerin etinden iyidir, demişlerdi.
Zaman içinde köylerden İl ilçelere akınlar oldu, tarlasını ekenler tembelliğe alıştı. Kendisini yeni icatların kucağında buldu internet ve cep telefonu gibi. Şehirlerde yaşamak köy gibi değildir. Her yerin kültür farkı vardır. Tüm elektronik cihazlar Elektriğe bağlıdır. Aydınlatma dâhil. İller geliştikçe göç aldıkça yöneticiler çözüm yollarını aradılar. Bazı iller Büyükşehir oldular bunlardan biride İlimiz Şanlıurfadır. Büyükşehir olmakla sorunlar da büyüdü. Donanımlı, liyakatli insanlarla çalışılırsa sorunlar çözülür kanaatindeyim. Büyük şehirde ne yazık ki yöneticilerimiz hep zengin semtleri, yerleri görür, kenar mahalleleri ancak seçimden seçime oy almak için gezerler görürler. Başka zamanlarda ise hemen hemen kimse görmez. Bazı hizmetler yapılıyorsa da mahalle sakinlerinin çabaları ile oluyor.
Kenar mahallelerimizin en büyük sıkıntısı elektriğin belli aralıklarla kesilmesidir. Sık el değiştiren ama bir türlü rayına oturtulamayan Urfa Elektrik Kurumu, son zamanlarda özellikle yeni gelişen mahallelerde yapılan kesintiler çileden çıkartıyor insanı, Kesintilerin nedeni ise, yetkililerin verdiği bilgilere göre aşırı yüklenmeden dolayı trafolar kaldıramadığı içinmiş fazla kaçaktanmış şundanmış bundanmış mışmışların sonu gelmiyor. Taşıma su ile değirmen dönmez. Koskoca devlet bu işe bir çözüm bulamıyor bu nasıl iş? Anlamış değilim. Kaçak elektrik kullananların yakasına yapışacak olan TEDAŞTIR. Bu güne kadar nüfuzlu, dokunulmazların borçtan dolayı elektriği kesileni görmedim, tedaşın gücü fakire yetiyor. Bir süre borcunu ödeyemeyen fakirin elektriği anında kesiliyor ve faiz bindiriliyor. Bu elektrik kesintileri, insanımıza çok zarar veriyor, ani kesintiden dolayı televizyonlar, buzdolapları, çamaşır makineleri yanıyor. Bizzat benim bilgisayarım 2 kez çöktü bilgisayarımın beynini değiştirmek zorunda kaldım yazık değil mi?
Hal bu ki fakir fukara, garip guraba bu ihtiyaç malzemelerini almak için kim bilir kaç ay taksit ödemiştir. Trafo kaldıramıyorsa tedaşın malzemesi nasıl olmaz bunlar bahane. Parayı toplamak iyide tedbir almak niçin zor oluyor? Abonesi olan vatandaşlar namus dairesinde elektrik ücretlerini ödüyorlar. Böyle gecikmeler olursa ki olabilir insanlık hali, hemen gecikme zammı uygulanır veya enerjiyi keserler Fakat kesintilere tazminat ödemedikleri gibi, bozulan elektronik cihazların bedelini hiç vermezler kendi haklarını söke söke icra yolu ile alırlar. Diğer taraftan vatandaş konu ile ilgili mağdur edildiğinde vicdanları gayet rahat olur. Bu kış günlerinde, son zamanlarda akşam saatlerinden itibaren özellikle Ahmetyesevi mahallesinin yeni açılan karaköprü çevre yolu güney tarafı yeni yapılaşma bölgesi olduğundan mevcut trafolar kaldıramıyor ve şartel atıyor, işte o zaman da insanların şarteli de atıyor sinirler geriliyor ve sokağa dökülüyor. Nihayetinde protesto amaçlı yollar kesiliyor, basın çağırılıyor, TEDAŞA ait araçlar yakılmak isteniyor nede olsa insanların şarteli, sigortası atmış olduğundan bu şekilde tepkilerini dile getiriyorlar. Lakin yetkililer soruna kalıcı çözümler yerine geçici tedbirler alıyorlar ama bir süre sonra sorun devam ediyor. Yani yaraya pansuman yapılıyor ameliyat edilmiyor. Büyükşehir olmanın dezavantajı bu ve buna benzer konular olsa gerek. Selam ve dua ile