Bugün Hicri yılbaşı
Bugün Peygamber Efendimizin Mekke'den Medine'ye hicret etmesinin yıldönümü, aynı zamanda Hicri yeni yılın da ilk günü.
Peygamberimizin (S.A.V) Mekke-i mükerremeden Medîne-i münevvereye hicretinin başlangıç kabûl edildiği târihe "Hicrî Yıl" deniyor. Burada, ayın hareketi esâs tutulduğu için buna, "Hicrî-Kamerî Sene" veya "Sene-i Kameriyye" diye de tanımlanıyor.
Hz. Ömer devrinden itibaren Müslümanlar Peygamberimizin Medine'ye hicretini takvim başı olarak kabul etti. Bu sebeple de Müslümanların kullandığı takvimin adı Hicrî takvim oldu. Hicrî senenin kabûlünden beri asırlardır İslâm âleminde 1 Muharrem sene başı olarak kabûl edilmiştir.
Hicrî sene de mîlâdî ve rûmî târihler gibi 12 ay esâsına dayanır ve Muharrem ayı ile başlar, Zilhicce ile sona erer. Ayların adları şunlardır: Muharrem, Safer, Rebîul-evvel, Rebîül-âhir, Cemâzil-evvel, Cemâzil-âhir, Receb, Şâbân, Ramazân, Şevvâl, Zil-kâde, Zil-hicce.
OSMANLI'DA HİCRİ YILBAŞI KUTLAMALARI
Osmanlı devletinde Muharrem ayının girişi vesilesiyle şairler şiirler yazardı. Padişaha takdim edilen bu şiirlerde, hem yeni yıl tebrik edilir, hem de muharrem ayının ümmete hayırlar getirmesi için Cenab-ı Hakk'a dua edilirdi. Padişahın Muharrem ayının girişini kutlama maksadıyla dağıttığı bahşişe de Muharremiye denirdi. Fakat Mmuharrem ayının girişi şenliklerle kutlanmazdı. Çünkü bu ay, Peygamberimizin torunu Hz. Hüseyin'in Kerbela'da şehit edildiği aydır. Bu sebeple Hicri yılbaşını tebrik eden şiirler haricinde kutlama yapılmazdı. Aksine Muharrem ayı girince on gün boyunca öğle ezanları Hüseyni makamında okunurdu.
Osmanlı toplumunda yalnız Şii ve Aleviler değil, Sünni Müslümanlar da Hz. Hüseyin'in Kerbela'da şehit edilmesinin yıl dönümü olan 10 Muharrem'i hüzünle anarlardı. Sümbül Efendi Camii'nde yapılan Aşure merasimlerinde mevlit bahirlerinin arasında mersiyeler okunurdu. Zaten Muharremiye şiirlerinin birçoğu, Hz. Hüseyin için yazılan makteller ve mersiyelerden oluşur. Maktel, şehadeti ve bundan dolayı acıyı anlatan şiirlerdir. Mersiye ise bir kişiyi, genellikle de Hz. Hüseyin ve ehli beyti metheden, üstünlüklerini sayan şiirlerdir. Mersiyelerde Hz. Hüseyin'in şehadetinden dolayı hissedilen acının yanında ona bu zulmü reva görenlere karşı hissedilen kızgınlık da hiciv diliyle ifade edilirdi.
Halk arasında Muharrem ayın ilk gününden daha çok, onuncu günü, yani Aşure Gününe itibar edilirdi.
PROF. DR. MEHMET GÖRMEZ'DEN HİCRİ YENİ YIL MESAJI
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Diyanet'in resmi web sitesinde yayınladığı mesaj ile Müslümanların yeni hicri yılını kutladı.
15 Kasım Perşembe günü Hz. Peygamber (sas)'in Mekke'den Medine'ye hicretinin 1434. yılı olacak. Ayrıca yarın Muharrem ayının da ilk günü.
Müslümanlar için bir dönüm noktası olan hicretin, tarihte yeni bir sayfa açtığını söyleyen Diyanet İşleri Başkanı Görmez, "Hz. Ömer'in halifeliği döneminde hicretin gerçekleştiği gün, Hz. Ali'nin teklifiyle hicrî takvimin başlangıcı sayılmıştır. O günden itibaren de İslam âleminde 1 Muharrem hicrî takvimin başlangıcı olarak kabul görmüştür. Bilindiği gibi İslâm'ın yayılmaya başladığı Mekke döneminde Sevgili Peygamberimiz ve ilk Müslümanlar sürekli baskı ve işkencelere hedef oldular. Sosyal, ekonomik ve kültürel ambargoya maruz kaldılar. İlk Müslümanlar önce Habeşistan'a, sonra da Medine'ye hicret ettiler. Peygamber Efendimiz (sas) ve ashab-ı kiram doğup büyüdükleri ve çok sevdikleri şehirleri Mekke ve Kâbe'den ayrılmak durumunda kaldılar." dedi.
Başkan Mehmet Görmez, Müslümanlar için bir milat olan hicretin, Allah'a ve Allah'ın Elçisi Rahmet Peygamberi'ne gönülden bağlılığın bir ifadesi; hakka, hakikate, ilme, irfana ve medeniyete yapılan yolculuk olduğunu vurguladı. Diyanet İşleri Başkanı Görmez, "Hicret, Allah rızası için; anadan, babadan, evlattan, yardan, diyardan, maldan, mülkten hatta candan vazgeçmenin ibretli ve meşakkatli bir öyküsü; Yüce Dinimizin rahmet yüklü mesajlarını bütün insanlığa ulaştırmak için çıkılan kutlu yolculuğun adıdır." sözleriyle hicri yılın önemini dile getirdi.
Günümüzde hala hicret yapmanın mümkün olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mehmet Görmez, şunları ifade etti: "Fakat bu hicret sadece göç edecek yer ve yurt aramak değil; her durumda daha iyinin, daha güzelin peşinde koşmak, İslâm'ı daha bir samimiyet içinde yaşamaya çalışmaktır. Hicret işte bu yolculuğun adıdır. Hz. İbrahim'in (as) dediği gibi, hepimiz Rabb'imize hicret etmekteyiz. Geçici olan bu dünyadan, ebedi olan gerçek âleme doğru göç etmekteyiz. Buradaki hicret, Sevgili Peygamberimizin bir hadislerinde buyurduğu gibi, Allah'ın yasaklarını terk etmektir. Ne mutlu hicret edenlere. Ne mutlu yüreklerinde hicret ruhunu taşıyanlara."
(Dünyabülteni)