Bu yazıyı sadece kadınlar okusun
Psikolojik Danışman&Psikoterapist Mehtap Kayaoğlu, Müslümanlık vazifelerini yerine getiren erkeklerin, kızlar tarafından nasıl gözden düştüğünü "Sadakatsiz koca: In, Müslüman koca: Out" başlığı ile yazdı. İşte o yazı
Bu yazıyı mümkünse sadece hanımlar okusun. Önceden, "İçkisi-kumarı, kadını/kızı yoktur." denilen erkekler, eşler tarafından renksizlikle suçlanıyor. Müslüman erkekler nasıl ’out’ oldu?
Bu yazıyı mümkünse sadece hanımlar okusun. Kız kıza aramızda “çuvaldızı kendimize batırmamızı” gerektirecek bir yazı kaleme alayım dedim.
Aile büyükleri eskiden kız istemeye gittikleri evlerde oğullarını tanıtırken: “Oğlumuz çok efendidir. İçkisi-kumarı, kadını/kızı yoktur. Başı önünde işten eve, evden işe gider gelir. Namusludur. Dürüsttür.” derlerdi.
Şimdi bu cümleleri rafa kaldırmazsanız oğlunuz evde kalır, benden söylemesi! Ya da iki günden hanımı onu evden atar veya terk eder.
Niye mi?
Günümüzün –sözüm ona-dindar/açık görüşlü hanımlarının evlilik hakkındaki fikirleri değişti. “Eşim iyi adamdır. Namusludur. Sessizdir. Çalışkandır. İçkisi/kumarı yoktur. Bugüne kadar beni aldatmadı. Ama çok renksiz(!) bir adam. Onunla mutlu değilim. Eşim beni şaşırtacak sürprizler yapmıyor. Değişiklikler katmıyor hayatıma…” diyerek kocasından ayrılan ayrılana…
İstatistiklere bakılırsa ülkedeki erkeklerin çoğu “renksiz(!)” anlaşılan. Kadınlar atağa geçti çünkü.
Huu hanım kardeşlerim! Hep beraber Allah’tan korkmaya ne dersiniz? Zamanında farklı kişisel nedenlerle evlendiğiniz, günün şartlarına göre ihtiyaçlarınızı karşıladığınız “Allah’tan korkan, kuldan utanan” eşinizi; sırf filmlerde gördüğünüz yapay/yılışık erkeklere benzemiyor diye boşayamazsınız! Biz ayrı dünyaların insanlarıyız diye etiketleyip, kendi değişen bakış açılarınızın, allame-i cihan olsa doyuramayacağı taklit beklentilerinizin günah keçisi yapamazsınız.
Üç-beş dizi film izleyip, kendisini gayri ahlaki beklentiler içine sokan kadınlar eşlerini beğenmemeye, sığ bulmaya, sürprizlerle dolu olmayışla suçlamaya ve boşanmaya başladı.
Aile danışmanı/aile terapisti olarak ben de söylüyorum zaman zaman evlilik ilişkisine yatırım yapmak lazım… kendimizi yedirip doyurduğumuz gibi, ilişkilerimizi de beslemek lazım diye. Evlilikteki eksiklikleri görüp, onları düzeltmeye çalışarak çaba göstermek ayrıdır; tamamen taklitçi/hevesli/kompleksli bir düşünceyle, evlilik ilişkisine zerre katkısı olmayacak beklentileri eşlere yükleyerek, yapamıyor diye boşanmaya kalkmak ayrıdır.
Anlayacağınız sapla samanı birbirine karıştırmamak lazım.
Şaka gibi gelecek ama; günümüz insanı, özellikle erkeği zaten bağlanma sorunu yaşıyor. Evlenmek, yuva kurmak yerine günü birlik/gelgeç ilişkilerle gününü gün ediyor. Arada sayıları az da olsa cidden düzgün ahlaklı, temiz fıtratlı beyler çıkıyor. Onları da “renkli değil” diye eşleri terk ediyor. Kaldı ki filmlerde görüp imrendiğiniz sürprizlerle dolu erkekler -istisnaları elbet vardır ve istisnalar kaideyi bozmaz diyelim-pek çok bayanla yakın ilişkilerinden dolayı kadın ruhundan çok iyi anlıyorlar. Bayılıp imrendiğiniz o adamların kadını tatmin edecek, mutluluktan sersemletecek seviyeye ulaşması için sayısız ilişki tecrübesinin olması gerekiyor. Çünkü ilişki tecrübesi olmayan erkekler, kadını mutlu etme noktasında doğal olarak sıkıntı çekiyor. İyi niyetli sakarlıklar yapabiliyor. Bundan daha doğal bir durum da olamaz zaten.
Anlayan anlamayana anlatsın ne demek istediğimi.
Özetle hanım kardeşlerimi sağduyulu olmaya davet ediyorum.
Müslüman olmak, müslümanca tercihler yapmayı gerektirir sevgili okurlar. Müslüman değilsek bile, bizi evine “Hanım” yapacak erkekleri tercih etmek dururken, “meze” yapmak isteyen adamlar niye tercih edilir dersiniz?
Hadi cevabını sizler düşünün.
Aklın yolu bir diyorum… ve akıl sahibi insanların en güzel cevabı bulabileceğini biliyorum.
Sevgiler…
Mehtap KAYAOĞLU (Psikolojik Danışman&Psikoterapist) haber7.com