Bu yazı kaçmaz!

Bu yazı kaçmaz!

Bu yazı kaçmaz!

Yeni Akit Yazarı Asım Yenihaber “Kürtçenin resmi dil olması” konusunu değerlendirirken, Türkçülük ile Kürtçülük arasındaki farkı şöyle ortaya koydu:

“Kürtçülük kesin olarak etnik bir hareket. Fakat Türkçülük asla tamamen etnik bir hareket olmadı, olamazdı.”

“Türk olmak hiçbir zaman etnik bir anlam taşımadı. İnsanlar kendi iradeleri ile Türklüğü seçebilir.Kürt olmak ise, ancak etnik tanımlamalar içinde mümkün. Bir Türk, Gürcü, Çerkes bu durumda istese de Kürt olamaz. Kürt etnik grubundan olanlar “Türk” olabilir mi? Elbette olabilir ve muhtemelen çok sayıda Kürt asıllı vatandaş, kendini Türk kimliğinin bir parçası olarak görüyor ve bu onların Kürtlüğüne halel getirmiyor.”

Yenihaberin yazısı şöyle: 

Kürtçülük Türkçülüğe hizmet ediyor!

Son günlerdeki stalinist fakat etnik Kürtçü dalga giderek zayıflayan Türkçülük damarlarını açmaya başladı. MHPye bir seçimlik daha elverişli malzeme çıktı.
Kürtçülük kesin olarak etnik bir hareket. Fakat Türkçülük asla tamamen etnik bir hareket olmadı, olamazdı. Türkçülüğün 20. asrın başındaki ideologu, Türkçülüğün Esasları kitabının yazarı Ziya Gökalp etnik olarak Türk mü idi? Buna zamanın Kürtçüleri karar versinler!
Daha birçok Türkçünün etnik anlamda Türk sayılamayacağını erbabı bilir.
Türk olmak hiçbir zaman etnik bir anlam taşımadı. İnsanlar kendi iradeleri ile Türklüğü seçebilir. Nitekim Türkiyenin dört bir tarafına dağılmış olan etnik topluluklar, kendilerini etnik aidiyetleri yanında Türk olarak da tanımlıyorlar. Evlerinde veya kendi aralarında dillerini konuşsalar bile, işlerini, eğitimlerini Türkçe ile görüyorlar.
Bir Laz, Gürcü, Arnavut, Çerkes, Boşnak... adını bir çırpıda sayabileceğimiz veya sayamayacağımız çok sayıda etnik topluluk, Türk kavramı içinde kendilerini görüyorlar ve bu onların aynı zamanda Laz, Arnavut, Gürcü vb. olmasına engel olmuyor.
Kürt olmak ise, ancak etnik tanımlamalar içinde mümkün. Bir Türk, Gürcü, Çerkes bu durumda istese de Kürt olamaz.
Kürt etnik grubundan olanlar “Türk” olabilir mi? Elbette olabilir ve muhtemelen çok sayıda Kürt asıllı vatandaş, kendini Türk kimliğinin bir parçası olarak görüyor ve bu onların Kürtlüğüne halel getirmiyor.
Türkçenin yanında Kürtçenin resmi- gayri resmi alanlarda kullanılması yönündeki etnikçi hareketin kıymeti harbiyesi ne olabilir?
Birinci husus: Kürtçüler dışındaki Türkiye halkının Türkçeye muhabbetini artırır!
İkincisi: Bunun bölücülük maksadıyla kullanılması Kürtçülük açısından beklenen sonuçları vermeyebilir.
Manavda “hıyar”a “xiyar”, “patlıcan”a “badılcan” veya “balcan” yazmakla ne yapılmış olunuyor? Türkiyede hıyarın veya patlıcanın böyle etiketlere ihtiyacı yok! Hıyara xiyar yazmakla hıyarlıktan çıkmıyor!
Mesele şu: Bu etiketlerin Türkçesi mi, Kürtçesi mi okunur?
Bir sebükmağz “Türkler Türkçesini, Kürtler Kürtçesini okur” diyebilir.
Kürtler için Pariste imal edilmiş Latin asıllı alfabeyi kaç Kürt biliyor?
Kaç Kürt bu alfabe ile okur yazar?
Diyarbakırın küfürbaz belediye başkanı, “oğlum anaokuluna gittikten sonra benimle Kürtçe konuşmuyor” diyor!
Hiç merak etmesin, Kürt vatandaşlar da başkanın oğlu gibi, Türkçe tabelaları okumaya devam edecekler.
Peki, Kürtçe ile günlük hayat dışında nasıl bir iletişim hayatı kurulabilir?
Kürtleri Kürtçeye mahkûm etmek, onların ufuklarını daraltmaktan başka bir işe yaramaz.
Kürtçe, şifahi (sözlü) kültürü çok zengin, fakat yazılı kültürü zayıf bir dil. Geçmiş yüzyıllarda yazılmış bilinen Kürtçe eserler iki elin parmaklarını pek fazla geçmiyor.
Modern dönemde Kürtçe şiir, hikaye, roman deneyen yazarlar var. Bu çaba da olumlu. Fakat, kısa zamanda binlerce şiir kitabı, hikayesi, romanı olan bir Kürtçe edebiyat oluşturmak imkansız. Mehmet Uzunun geçen yıllarda yayınlanan romanından sonra kaç Kürtçe roman yayınlandı? Kürtlerin de çok iyi bildiği bir dille Türkçe ile, bu yıl 500den fazla roman yayınlandı! Bunun şiiri, hikayesi, diğer türleri de var. Son yıllarda 30 binden fazla Türkçe kitap basılıyor, bir sene içinde.
Kürtleri Türkçeden mahrum etmek, Kürtçeyi siyasileştirmek onlara yapılacak en ağır haksızlıklardan biri. Türkçe eserleri ile edebiyatımıza mal olmuş çok sayıda etnik olarak Kürt şahsiyet var. Kürtler onların eserlerini okumaktan bile mahrum olacaklar.
Türkiyede yazılı kültür olarak Türkçe ile rekabet edebilecek tek dil Arapça. Malum Türkiyede ana dili Arapça olan topluluklar da var. Neden onlar Arapça üzerinde ısrar etmiyorlar?
Türkiyede Türkçe tabii olarak ortak iletişim dilidir. Türkçenin dışına çıktığınızda ortak iletişim alanının da dışına çıkmış oluyorsunuz. Elbette Arapçayı, Kürtçeyi veya bir başka dili çok iyi bilmek arzusunda kötü bir yön yok. Bunu siyasi bir çerçeve içinde yapmanın, maliyetleri var. O maliyete katlanan Türkçeyi ihmal edebilir!

haber vaktim