Bu oyun da tutmayacak!..

Bu oyun da tutmayacak!..

Son günlerde Türkiye gündemini meşgul eden en önemli hadise olan Lice’de, büyük bir oyun oynanıyor…
Son 20 gündür Lice'de bazı yolları trafiğe kapatan, güvenlik güçleriyle çatışan grup tüm uyarılara rağmen eylemlerini sürdürüyor.  Aslında daha öncede vardı ama eylemler son 20 günde arttı, çünkü kenevir hasat mevsiminin yaklaştı.  
Bölgede müthiş bir uyuşturucu trafiği var! Bir yandan uyuşturucu baronları, diğer yandan baronların marabaları, onların en üstünde yer alan PKK ve dış güçler…
350 Milyon Tl'lik Kenevir’den bahsediliyor.  Bu büyük rantı kaybetmek istemeyen iç güçler ve bu bölgenin tek sahibi biziz, diyen dış güçler ortak hareket ederek Türkiye’ye kaybettirmek istiyorlar…
Aslında bu film başka şekilde oynanmak istendi. Çocukları okuldan alıp dağa çıkarmakla gerilim politikasını yürütmeye çalıştılar. Onlarda biliyorlar ki zülüm görmemiş, okulunda okuyan bir çocuktan gerilla çıkmaz.  Bununla hükümetin ve güvenlik güçlerinin sabırlarını zorlayarak çatışma ortamını oluşturmaya çalıştılar. Ama annelerin tokadı onları sersemletti.  Annelerin eylemleri onların tüm planlarını suya düşürdü.
Her gün tükeniyorlar…
Tükendikçe saldırıyorlar…
Önce “Türkiye Kuzey Irak Kürt Yönetimiyle 50 Yıllık anlaşma imzaladı” haberi geliyor. Ardından yularının kimin elinde olduğu belli olmayan Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanlarının Irak’ın en büyük petrol üretim sahalarının bulunduğu MUSUL kentinde kontrolü ele geçtirdiği haberleri geliyor…
Bunların hiç biri bir birinden bağımsız değil. Ne CNN’nin 9 saat canlı yayınladığı gezi, ne 17 Aralık darbe girişimi, ne Mısır’daki darbe ve ne de bir türlü sona erdirilmeyen Suriye’deki olaylar…
17 Aralık darbe girişimi dedim de akılma geldi. 17 Aralıktaki bir hikâye aslında bize bu olayların bir birinden bağımsız olmadığını en iyi şekilde anlatıyor…
AKİT Gazetesinden Abdurahman Dilipak yazmıştı o günlerde; “ Etiler polis okulu inşaatı ihalesiz Aktürk’e verildiği söyleniyor.  Hem de 460 Milyon dolara. Ve Aktürk bu iş süresince devleti  1 Milyar dolar zarara uğratıyor...  Ama gel gör ki, Etiler polis okulu dedikleri  arsa Büyükşehir’e ait ve o arsa üzerinde hiç bir yapı da yok, ruhsatta, devri de yapılmamış, ne böyle bir bina var, ne ihale.. Zaten İBB Başkanı Topbaş da bu konuda bir açıklama yaptı. Tapuyu da o günlerde tüm medyaya gösterdi. Arsa hala arsa ve hiçbir ihale yapılmamış o arsa için…
Peki, suçu ne bu adamın. Aktürk Üsame Kutub’un ortağı, Avrupa’dan ithal ettikleri bir parfümü Suudi Arabistan ve Türkiye’de pazarlıyorlarmış. Devlete filan da sattıkları yok. Üsame Laden değil, Seyid Kutub’un yeğeni Üsame.. İşte işin püf noktası da burası. Üsame Kutub’un babası ise Seyyid Kutub’un küçük kardeşi Muhammed Kutub. O da ağabeyi Mısır’da Nasır tarafından asıldıktan sonra, 1972’de Suudi Arabistan’a hicret edip, Suudi Arabistan Müslüman Kardeşler’ini kuran kişi. Suudi Arabistan’da iken de Yasin El Kadı bunlara sahip çıkıyor..

Üsame Kutup ve Cengiz Aktürk, bir araya geldiklerinde Yasin El Kadı İstanbul’da ise, bir kaç kez yemekte buluşmuşlar.Yasin El Kadı BİM’in ortaklarındandı biliyorsunuz. Hatta bir Amerikan firması da ortaktı! Fatih Saraç adı da o sebeble bu listede.. Fatih Saraç’ın kayınpederi de Cengiz Aktürk’ün Fatih’teki konfeksiyon mağazasının bina sahibi..
Erdoğan’ın kefil olduğu Yasin El Kadı’nın asıl büyük günahı İhvana yakın bir isim olması.. Üsame Kutub, zaten Türkiye’de her Müslüman’ın yakından tanıdığı Şehid Seyyid Kutub’un yeğeni.. Aslında bu operasyon Cengiz Aktürk ve Fatih Saraç üzerinden Seyyid Kutub’a, İhvan’a yapılmak isteniyor. Tabi eş zamanlı, Yasin El Kadı’ya kefil olan Başbakana, Bilal Erdoğan’a ulaşılmaya çalışılıyor..
Cengiz Aktürk’le Başbakan ya da Bilal Erdoğan arasında bir ilişki yok, ama Üsame Kutup üzerinden Yasin El Kadı bağlantılı bir ilişki kotarılmaya çalışılıyor…
Zaten iddia şu değil mi, bu operasyon sadece Erdoğan ve AK Parti’ye değil, aynı zamanda Mursi ve İhvan’a. ..”
İşte böyle Rahmetli Erbakan Hoca’nın dediği gibi; “Siyonizm öyle bir ustadır ki, kim ben mi, hiç Siyonizm’e hizmet eder miyim şarkısını söylettirerek işbirlikçilere askeri tâlim yaptırır. ‘Hizmet’ etmiyorum zannedersin, halbuki ‘hizmet’ edenlerin içindesin, haberin yok!.. Siyonizm seni kullanıyor!.. Rejisör kim, Siyonizm”
Size bir şey söyleyeyim mi? Bu oyun da tutmayacak!..   Bu halk bilinçlendi. Artık oyun ne, Rejisör kim, yönetmenin amacı ne? Hepsini biliyor. Menfaat elde edenler hariç, hiç kimse bu oyunda oynamayacak.  Ve Bu oyun da tutmayacak!..