Bu nasıl özgürlük anlayışı?

Bu nasıl özgürlük anlayışı?

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde düzenlenen bir fotoğraf sergisinin tanıtımı için İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) üyeleri tarafından söz konusu üniversitenin kantininde stant açılmış. Bu etkinlikteki amaç, Nepal’de zor günler yaşayan Müslümanların durumuna dikkat çekmekmiş.

Bağırmak, çağırmak, slogan atmak yok. Sadece fotoğraf sergisi ile ilgili birkaç afişin asıldığı küçük bir stant…

Küçük stant ama maalesef büyük gürültünün koparılmasına vesile olmuş!

Her fırsatta özgürlükten bahseden, şiddet olmadıktan sonra herkesin düşüncesini istediği gibi ifade etmesini savunan sol cenahtan bazı öğrenciler standın kaldırılmasını buyurmuşlar!

Standı basan öğrencilerden biri ise gerekçesini şöyle açıklamış: “IŞİD’e açıktan destek veren herhangi bir örgütün burada çalışma yapmasına izin vermiyoruz. Üniversiteler bilimin, özgürlüğün olduğu yerlerdir.”

Moda oldu ya, IŞİD’i bahane eden herkes bir yerlere saldırıyor. Rusların, İŞİD için geldikleri Suriye’de Türkmenleri bombalaması gibi.

Bu öğrenciler de kolayına kaçmışlar ve İŞİD’le hiç alakası olmayan hatta açıklamalarında İŞİD’i kınayan İHH üyelerini İŞİD’le ilişkilendirmeye kalkmışlar…

Evet, bu nasıl özgürlük anlayışı ki, sana gelince “olsun” senin gibi düşünmeyen insanlar için “olmasın”…

Bu mu demokratlık?

Bu mu insan hakları savunuculuğu?

Bu mu özgürlük?

Bu mu insanlık?

Allah aşkına bu nasıl bir mantık ya?

Sen gösterini yap, gerektiğinde şiddete başvur, polis müdahale ettiğinde kıyameti kopar ama Müslümanların Nepal’da mağduriyetlerine dikkat çekmek için açılan küçük bir standa tahammül etme…

Tabii ki bütün solcular böyle düşünmüyordur. En azından benim tanıdığım bazı solcular, “Dini konularda sizin gibi düşünmeyebiliriz ancak sizin, düşündüğünüz gibi yaşamanıza saygı gösteririz” diyorlar.  Hatta başörtüsü yasağının kaldırılması için erkek olmasına rağmen başörtüsü takarak yürüyüşlere katıldığını söyleyen bile var. Özgürlüğü savunan biri için bundan daha doğal ne olabilir ki?

Aynı gemide yaşıyoruz, Allah korusun gemi su alırsa hepimiz için tehlikeli olur. İşte yanı başımızda Suriye’nin durumu ortada. Milyonlarca Suriyeli evlerini, mallarını, kariyerlerini bırakıp göçebe hayatına geçmek durumunda kaldılar. Aralarında sağcısı da var solcusu da!!!

Bu nedenle aklımızı başımıza alıp birilerinin oyununa gelmemek için çok dikkatli olmalıyız…

Ülke olarak bazı sıkıntıları yaşadığımız bir dönemde birbirimize daha saygılı, daha hoşgörülü bir duruş sergilemeliyiz. Zira son pişmanlık fayda etmez