Bozulan Değer Yargıları Üzerine
O toplum ahlaksızlığa karşı çıkmayarak böylece ahlaksızlığa davetiye çıkarmış, kendilerini ahlaksızlığa mahkûm etmiş olurlar.
Çünkü biz magazin kültürüne, şarkıcılara, türkücülere, futbolculara ve mankenlere duyduğumuz hayranlığı/yakınlığı ve onlara gösterdiğimiz ilgi ve alakayı, kendi öz değerlerimize ve ilim sahiplerimize gösteremiyoruz.
Bugün baş tacı yapılan, değer verilen, gerektiğinde binlerce hatta yüz binlerce kalabalık toplayabilen insanlara bakın. Kendi kendilerine yetmeyen manken, türkücü ve şarkıcılar. Son zamanlarda üretilen/örnek alınan sahte kahramanlar…
Dejenere olmuş bir toplumla karşı karşıyayız. Anne babasına vermediği değeri kız arkadaşına, dostuna veren, çocuğuna harcamaya kıyamadığı paranın çok daha fazlasını sigarasına, içkisine, karı kız ayağına veren kişilerin…
Yine anne babasına, Allah ve Resulüne göstermediği ilgi ve saygıyı Şeyhine, hocasına gösteren… Kur’an ve Sünnete vermediği önem ve titizliği başka kitaplara veren Müslümanlar da değer yargıları bozuk olan Müslümanlar dır.
Tarihi kaynaklara göre; 46 yıllık saltanatında sadece 1,5 yıl İstanbul'da, yani sarayda kalan Kanuni sultan Süleyman’ın hayatını konu ettiği dizide Kanuni’yi Zevk-u sefa, içerisinde, sarayda karı kızlarla ve aslı olmayan türlü entrikalarla saltanat sürdüğünü lanse ettirenler bir yana, bu dizide ki ahlaksızlığı ve haksızlığı bildiği ve gördüğü halde seyretmekten vazgeçmeyerek, ahlaksızlığa geçit veren, onay veren, prim veren… Seyirci kitlesine ahlak nedir, adalet ve hak hukuk nedir diye sorsak alacağımız cevap ne olurdu doğrusu merak ediyorum…
Günümüz dünyasında toplumun/gençliğin örnek aldıkları kişiler,(iyi niyetlileri tenzih ederek söylüyorum) çoğu televizyonlara, ekranlara çıkıp duygu sömürüsü yapıyor. İnsanların fakirliğinden faydalanarak/fakirlikten bahsederek kendileri zengin oluyorlar.
Ayrıca televizyonlar da ki programların eğitici/öğretici yanı negatif/olumsuz… Bir-iki kanal dışında bütün kanallar cinsellik, ahlaksızlık, şiddet, zenginlik ve mafya gibi şeylere özendiren film, dizi ve programlarla dolu.
Hem Müslüman geçiniyoruz, hem de her türlü ahlak dışı ve etik kurallara uymayan küfür dolu, cıvık sözlerle dolu, bünyelerinde ahlaki değerlerin dışında her şeyin, her pisliğin barındığı kanalları seyrederek, gazete ve dergileri alarak destekliyoruz ve onları zenginleştiriyoruz.
Adam televizyonda hem rakısını yudumluyor, hem de besmele ile başlıyor. Orada bulunan (din konusunda) cahillerde alkış yağmuruna tutuyorlar.
İçki Kur’an-da haram edilmiş, besmele ise; “Kur’an-ı kerim’de ilk ayet ve Allah’ın ismi şerifi ile başlama demektir.”
Allah’ın haram ettiği bir işe Allah’ın ismi ile başlamak küfürdür, imanı götürür. Cahil Müslümanlar bunu bilmeden alkışlıyorlar.
Bütün bu düşünce ve hareketler cahilliğin eseridir. İslam topraklarında/İslami bir coğrafyada, Müslüman insanlara yakışacak şeyler değildir.
Müslümanların çocuklarına/gençlerine soralım bakalım, yüzde kaçı, on tane büyük İslam âlimlerin isimlerini sayabilecektir.
Benim tahminim, yüzde biri geçmez. Fakat bahsettiğimiz, şarkıcı, türkücü, manken ve futbolcuları hem de künyesi ile beraber istemediğimiz kadar çok tanırlar/sayarlar.
Elimizde ki bu tablo da gösteriyor ki; biz kendi öz değerlerimize yabancıyız. Kendi öz değerlerimizden ya haberimiz yok, yâda bunu umursamayarak bu konuda kör ve sağırları oynuyoruz…
Tabi ki bu tablo biz Müslümanlar için utanılacak bir durumdur. Sanırım en büyük nedeni okumamaktır. Okuyan toplumlar, nelere ve kimlere değer vereceklerini/vermesi gerektiğini daha iyi bilirler.
Unutmayalım ki; İyi bir gelecek ve iyi bir toplum; “iyi bir gençlikle,” iyi bir gençlik (faydalı, verimli bir gençlik) ise; “iyi bir eğitim –öğretimle, ahlaki değerlere bağlı kalarak mümkün olur.”
Dolayısıyla değer verdiğimiz şeylere ve kişilere seviyesine göre ve hak ettiği kadar değer vermeliyiz.
Çünkü; “Saygının fazlası saygısızlıktır.” Şairin dediği gibi, “soytarıya bravo demek mükerrer soytarılıktır.”
Benden bütün insanlara hak ettikleri kadar sevgiler-saygılar.
Twitter: @mehmeteminkus