Bombalarla verilen mesaj!

Bombalarla verilen mesaj!

Coğrafyamızda ve ülkemizde olağanüstü olaylara şahit olurken, Ankara'nın kalbinde insanlığa atılan bomba ile sarsıldık.

Yıllardır sınırımızda yaşanan Irak iç karışıklığı, ardından Suriye'de çıkan iş savaş ve tüm yansımasının Türkiye'ye aksettirilmesi ve terör olaylarından dolayı Türkiye sancılı bir dönem yaşarken, 7 Haziran seçimlerinde siyasi belirsizlik ve ardından bir seçim süreci içerisindeyken Başkent Ankara'da DİSK, KESK ve TMMOB tarafından adına barış mitingi verdikleri miting alanın girişinde TBMM'ye 4 km, Mit'e 3 km'de patlatılan bombalarla 97 kardeşimizi kaybettik.

Failleri kimdir, nasıl girdi, nasıl patlatıldı yapılan incelemelerde bulunur elbette.

Bu olayın fayda yönüne bakmak lazım.

Hıristiyan yada başka dine mensup ülkelerde olası bir saldırıda tüm dünya ayaklanır. Keza yakın tarihte Fransa'da gerçekleşen terör saldırısında dünya liderleri charlie hebdo önünde eylem yaptılar.

Suriye'de 4 yıldır yaşanan iç savaşa, çıkan ateşe kimse su dökmezken aksine benzinle yani bombalarla saldıran bir dünya örneği ile karşı karşıyayız.

Yahudiler için kutsal olan Arz-ı Me'vud topraklarda olan Suriye ve paralelinde Türkiye'nin güneydoğusunda yaşanan hadiselere bir de bu gözle bakalım.

Osmanlı zayıfladığı bir dönemde yahudi güdümündeki İngilizler fitne ve ayak oyunları ile Süleyman mabedinin içinde bulunduğu Filistin topraklarını İsrail oğullarına işgal ettirdi. Filistinliler ellerinde hiç bir silah olmamasına rağmen 50 yıldır süper güç devlete karşı direniyorlar.

Yahudilerin kutsal kitabı Tevrat’ın Yaradılış/Tekvin Bab 15'te " O gün RAB Avram'la antlaşma yaparak ona şöyle dedi: "Mısır Irmağı'ndan büyük Fırat Irmağı'na kadar uzanan bu toprakları (...) senin soyuna vereceğim." denilmektedir. İsrail devleti Filistin tecrübesinden ders(!) almış olmalı ki, Suriye'de devlet ve çıkardığı örgütlerle insanlardan ülkeyi temizleme projesini devreye koydular.

İşte tam burada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'de planlanan oyunu bozmak ister. 2 milyon Suriyeliyi Türkiye'ye gönderirler. Türkiye hepsini besler ve sindirir. Sonra Kobani'yi düşürüp oradaki Kürtler ile karşı karşıya getirilmek istenir. O oyun da kısa sürede bozulur. Erdoğan'ın müdahalesiyle Kobani düşmez ve Erdoğan dünya yahudi lobisine resti çeker; Suriye'nin güneyinde bir devlet kurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Bedeli ne olursa olsun buna engel olacağız. Biz bölgedeki demografik yapının değişmesine göz yummayacağız. Biz, Suriye ve Irak’ta huzurun bir an önce sağlanması konusunda üzerimize düşenleri yapacağız"

Geçen gün BM'de Suriye konusu gündeme gelmesi ve Türkiye'nin Suriyeli misafirleri durdurması, Avrupa'ya yönelmesinden dolayı her gün bir birini öldüren Suriye'ye müdahalenin acilen yapılmasına yahudi lobisi karar verir.

Daha önce ABD'nin Irak bataklığı dolayısıyla yanaşmaması, sadece havadan örgütlere silah atması ile sınırlı kalınca devreye Rusya girdi.

Rusya kartına karşı Türkiye sert tepki gösterdi. NATO'nun Türkiye'yi savunması gerekirken, Türkiye'yi savaşa teşvik etmesini burada bir kenara not edin.

Şimdi...

Yeniden Ankara'ya dönelim. bin yıllık planları engellemeye çalışan Erdoğan ve hükümetin olduğu TBMM'ye 4 km ve Mit' 3 km yakınında insanlığa atılan bombaları kimin patlattığı kadar kimin gönderdiği tartışılmalıdır.

Burada kardeşlerimiz kıyılırken, günahsız bedenler üzerinden Türkiye'ye, Arz-ı Me'vud topraklarından elinin çekmesi mesajı verilmiş olmasın mı?

Dünya'da itibarlı olan İsrail devleti "One Minute" ve ardından "Mavi Marmara" dolayısıyla itibarı Türkiye tarafından sarsılması bu patlama ile bir mesaj olabilir mi?

 

İLGİLİSİNE

Dünyɑ üç grup insɑndɑn oluşur, sonuçlɑrı ortɑyɑ çıkɑrɑn küçük bir bɑşɑrılı grup, olup biteni seyreden oldukçɑ büyük bir diğer grup ve nelerin olup bittiğini bilmeyen muɑzzɑm bir kɑlɑbɑlık. (Murrɑy Butler)