Bir zamanlar hacılar önce Urfa'ya gelirlerdi

Eskiden Hacı Adayları Hac Görevlerini Yerine Getirmeden Önce ilk 'Urfa'ya uğrarlardı. 1990 yıllarına kadar devam eden bu gelenek maalesef şimdi artık anılarda kaldı.

Bir zamanlar hacılar önce Urfa'ya gelirlerdi

Yeni nersil Şanlıurfa'lıların pek bilmediği ve eskilerinde sadece anılarda sakladığı bir gerçek vardı. 1990 yıllarına kadar haca gitmek isteyen hacılar ilk önce Şanlıurfa'ya  gelip Hz. İbrahimin makamı olarak bilinen dergah'ı ve balıklıgöl'ü ziyaret ederleri. Hacıların Şanlıurfa'yı ziyaret etmelerinin çok önemli anlamı vardı. Çünkü Kabe'yi Hz ibrahim inşa etmiştir. onun için Hz. İbrahimin doğduğu makamı ziyaret etmek faziletli bir davranış olarak kabul edilirdi.

URFALILAR HACILARI EVLERİNDE AĞIRLARLARDI

Şanlıurfa'ya gelip Balıklıgöl, Eyyüp Peygamber Makamı ve Dergah ziyaretlerini yapan bir kaç gün kalan hacıları Şanlıurfalıların evlerinde ağırlanıyordu.  evleride yatırırı yedirir içirirlerdi. O hacılar 90’lı yıllardan itibaren uçakların yaygınlaşmasıyla Şanlıurfa ziyaretlerini bitirdi. Sadece anılara dönüşen ve yaşlı Hacıların, Hac öncesi Şanlıurfa anıları olarak anlattığı o günlerin geleneğini halen devam ettiren az sayıda Hacı olsa da o günler tarihe karıştı. 

Şair Nabi’nın Hac Seyahatinde Urfa'ya gelmiş

Merhum şair Urfalı Nabi 1678-1679 yılları arasında gerçekleşen hac seyahatini Tuhfetü’l-Haremeyıı isimli eserinde anlatmıştır. Nabi’nin hac yolculuğu, daha hususi bir grupla vaktinden evvelce çıkılan ve uğranılan yerlerde bazen günlerce kalınabilen bir özellik taşımaktadır. İstanbul’dan Şam’a giderken Anadolu’nun sağ kol denilen güzergâhını kullanan Nabi ve beraberindekiler, Şam’dan itibaren yol değiştirerek Kudtis üzerinden Kahire’ye geçmişler ve Mısır hac kervanına katılarak mukaddes topraklara ulaşmışlardır.

Nabi  Üsküdar’dan yola çıkarak Kartal. İzmit ve İznik yoluyla Eskişehir’e ulaştı. Buradan Seyitgazi’ye geçerek Seyvid Battal Gazinin türbesini, sonra Akşehir’de Mahınud Hayranî ve Nasreddin Hoca gibi zatları ziyaret etti. İlgın ve Ladik üzerinden Konya’ya vardı. Mevlana. Sultan Veled ve Sadreddin-i Konevi gibi birçok evliyaullahı ziyaret etti. Yola devamla Ereğli, Adana ve Payas üzerinden Antakya’ya ulaştı. Burada Habib-i Neccar hazretlerini ziyaret etti. Antakya’dan Halep’e geçip orada on gün kaldıktan sonra memleketi olan Urfaya gitti. krabalan ve eski arkadaşlarıyla geçmiş günleri yâd eden Nabi, burada elli günden fazla kaldı. Hazret-i İbrahim’in (a.s.) Nemrut tarafından ateşe atıldığı yeri gezdi.

Şam’dan itibaren Nabi merhum, Remle, Kudüs, Askalan, Gazze, Ariş, Süveyş ve Sâlihiye üzerinden Kahire’ye ulaştı. Güzergâhtaki şehirlerden Kudüs’te üç gün kalarak Mescid-i Aksa’yı zivaret etti.

Kahire’den de oldukça etkilenmişti. Buradaki büyük zatları da birer birer ziyaret etti. 5 Aralık 1678’de Mekke’ye gitmek üzere Mısır hac kervanına katılarak şehirden ayrılan Nabi. Adiliye, Birketü’I-Hac. Tih Sahrası, Tur-ı Sina Dağı. Akabe. Bedr-i Huneyn ve Râbig üzerinden Mekke-i Mükerıeme’ye kavuştu. Nabi hac farizasını ifa ettikten sonra Peygamber Efendimiz’i (s.a.v.) ziyaret etmek üzere Medine-i Münevvere’ye gitmiş ve Resulullah’ı ziyaret etmiştir.

Foto:Cihat Küçükoğlu

www.balikligol.com