BİR SORU BİR CEVAP
Soru: Hocam son zamanlarda bazı hocalar, “islam’ın esası birdir, o da Allah’ın kitabı Kur’an’dır. Sünnet-i peygamber İslam’ın iki temel esaslarından birisidir diyen Kur’an’a iftira ediyor” diyorlar. Buna ne diyorsunuz?
Cevap: Doğru, son zamanlarda kendilerini hoca, başkalarını cahil, kendilerini tefsirden, hadisten ve her türlü ilimden anlayan, başkalarını da anlamamazılıkla suçlayan bazı kişiler televizyonlarda sünnetin aleyhinde konuşuyorlar. Dinimizin kitabı birdir; o da Kur’an-ı Kerim’dir. Bunda kimsenin hatta o hocaların da şüphesği yoktur. Fakat Kur’an’ın kendisi müteaddit ayetlerde “Allah’a itaat edin ve onun Resûlüne itaat edin” buyuruyor. Evet, Kur’an’ın tatbikatı Peygamberimiz (s) vasıtasıyla olmuştur. Ancak Kur’an’da yer alamayan birçok helal ve haram vardır. Peki, Kur’an’da yer alamayan batıl akitlerin bütlanını kim koymuştur. Elbett ki bu hükümlerin bütlanına hükmeden Resûlllah’tır.
Allah, elçisine de kanun koyma yetkisisni vermiştir. Bu yüzden “Allah’ın Resûlüne itaat edin” buyurmuştur. Eğer onun sünneti de dinin kaynaklarından birisi olmasaydı, Kur’an’da yer alan, “Allah’ın Resûlüne itaat edin” ayetinin, Resûlüllah’ın vefatından sonra ne anlamı oalbilirdi? Demek onun sünnetiyle teşrî edilen helal ve haramlara uyulması için bu emirler Kur’an’da yeralmıştır.
Bir de şunu söylemeliyiz: İmam Şafıî (ra), “Cehalet öyle bir hastalıktır ki, tedavisi ancak ilimle mümkündür” diyor. İmam Gazalî’nin beyanına göre Cehalet hastalığı dört kısma ayrılıyor. Sadece onlardan birisi tedaviyi kabul ediyor. O da zekâ geriliğinden, süper ahmaklıktan ve hasetten kaynaklanmayan cehalettir. Tedaviyi kabul etmeyen cehalet hastalıklarına gelince onlar üçtür:
Birincisi, hasutluktan dolayı soru sorup itiraz eden kişidir. Böyle birisine ne kadar güzel cevaplar verirsen sadece hasutluğu ve buğzu artar. Böyleleriyle uğraşmamak ve onları asla kale almamak gerekir.
İkincisi, Hastalığı hamakattan gelenlerdir. Böylelerinin tedavisi zaten mümkün değildir. Nitekim İsa (as), “Ölüleri diriltmekten aciz kalmadım da ahmakları tedavi etmekten aciz kaldım” buyurmuştur. Bunlar kimlerdir? Bunlar, bir zaman ilimle uğraşmışlar, ifelsefî ve şerî ilimleri öğrenmişler, fakat ilmin sonuna geldiklerini sanan, kendilerini âlim, başkalarını cahil zanneden ahmaklardır.
Üçüncüsü de ilim öğrenmek için soru sorar, fakat verilen cevapları anlama kabiliyetinden uzaktır.
Maalesef günümüzde özellikle ikinci kısımda yer alan ahmaklar sayılmayacak kadar çoktur. Ellerinde Kur’an, her akşam televizyonlarda boy gösteriyorlar. Allah ümmet-i Muhammedi bu ahmak cahillerin şerrinden muhafaza etsin.
Âmin.