Bir Güzel Adam! Misbah Hicri
Emekli eğitimci, şair, yazar ve araştırmacı olan Misbah Hicri; edebiyat, paylaşımcılık, huzur, dostluk adına çok şey katmıştır Şanlıurfa'ya ve Şanlıurfa halkına Misbah Hicri, her zaman yazı, şiir, tv programı ve davranışlarıyla orta yolu seçmiş, aklıselim davranmış, dostluk ve kardeşliği ön plana çıkararak farklı etnik kökenlerin bir arada huzurlu ve kardeşçe yaşamasını hem istemiş, hem de bu konuda her fikir/düşünceden ve farklı etnik kökenli insanlarla dostluk kurarak bizzat şahsında örnek olmuştur Misbah Hicri'nin Şanlıurfa basınına çok katkıda bulunduğuna inanıyorum. Çünkü o hiçbir zaman bildiklerini meslektaşlarından saklamamış hep paylaşımcı olmuştur. Yaşının olgunluğunu göstererek büyüklüğünü göstermiş ve aynı zamanda çok mütevazı davranmıştır. Kibirden uzak, büyük-küçük demeden kendisine başvuran insanlara elinden geldiğince yardımcı olmuştur. Misbah Hicri, bir Kürt olarak Kürtçeyi savunurken; diğer dillerinde aynı derecede kutsal olduğunu ısrarla savunmuştur. Ve her ırkın kendi dili ile var olması gerektiğini her defasında vurgulamıştır. Resmi dil olan Türkçeye karşı hiçbir zaman sıkıntısı olmadan, kendi ana dilini ve diğer lisanların tümünü temel insani hak ve hürriyetler çerçevesinde savunmuştur. Ben şahsen Misbah Hicri'nin eleştirildiğine çok rastladığım halde buna sevinmişimdir! Çünkü bunu şu şekilde değerlendiririm; eleştirilmeyen insan basit insandır. Verimli insan, düşünen ve üreten insan her zaman eleştirilir. Bir çok kimse gibi Misbah Hicri de layık olmadığı haksız, siyasi suçlamalara maruz bırakılanlardan biri... Kimin için olursa olsun hak edilmeyen yakıştırmaları yadırgarım; Solcu, Kürtçe, İslamcı, Cemaatçi, PKK li, kendini beğenmiş, çok havalı gibi yakıştırmalar toplumsal saygınlığı kazanmış olanlar için etik olmayan söylemlerdir. O hayatın her alanında dik durmasını bilen biridir. Çünkü ben Misbah Hicri'yi yakinen tanıma şansına sahip olduğum için bunların hepsine güler geçerim. O hep iyi bir insan, faydalı bir birey, edebiyatın toplumla buluşmasına amaçlayan bir öncü Daima kardeşliği ve birliği sağlamaya çalışmıştır Hiçbir zaman ayrılıktan ve ötekileştirmeden yana olmamıştır. Misbah Hicri çeşitli tv kanallarında Urfa'yı, Urfa kültürünü, tarih ve fıkralarını kendine has üslubuyla anlatmış ve tanıtmıştır. Urfa ve Harran üzerine araştırma ve şiir kitapları kaleme almıştır. Her kesimden dost ve arkadaşlıklar kurmasına rağmen bu ilişkiler hiçbir zaman maddiyata ve çıkara dayalı olmamıştır. Çıkar, kirli ilişkiler, rant ve ihale gibi şeylerden hep uzak durmuş, sadece toplumsal menfaatler ve edebiyatı ön plana çıkarmıştır. Gerek Urfalı olsun gerek dışarıdan gelen kurum amirleri ve bürokratların olumlu çalışmalarını desteklemiş, takdir etmesini bilmiştir. Gerektiğinde onların orada kalması için yazılar kaleme almıştır. Misbah Hicri her zaman güler yüzlü, seviye dışına çıkmadan şakacı ve nükteci olmasının yanında, cömert, ikram-sever, cesur ve kadirşinas davranmıştır. Gerektiğinde uyarmasını bilen ve yol gösteren/ çözüm odaklı olmuştur. Misbah Hicri yazılarında eleştiri yaparken, eleştirdiği şeylere alternatif sunmayı da ihmal etmemiştir. İstenildiğinde kendisinden istifade edilmesini hep sevmiş ve bu konuda kapıları her zaman herkese açık tutmuştur. Onu haksızca eleştirenler; ya onu kıskanmış, yada yeteri kadar anlayamamışlardır. Sanırım buda Misbah Hocanın değil, onların eksikliğidir. Tabi ki Misbah Hoca 3-5 sayfa yazı ile anlatılacak ve anlaşılacak bir edebiyatçı değildir, ancak konunun/Misbah Hocanın anlaşılması için kısada olsa yazmayı bir vefa borcu olarak bildim ve bu satırları kaleme aldım. Kıymetli şahsiyetlerin öldükten sonra değil de; yaşarken onlara hak ettiği değeri vermek gerekir diye düşünüyorum. Dolayısıyla ben buradan Şanlıurfa'da eğitim/edebiyatla ilgili (okul, kütüphane vb.) gibi bir yere 'Misbah Hicri' isminin verilmesi gerektiğinin de altını çiziyorum
Özetle Misbah Hicri 1952 yılında ayı ve günü belli olmayan, bir Bahar Mevsim'inde Nevroz sevincinin yaklaştığı günlerde onun ailenin ilk erkek çocuğu olması nedeniyle sesi gönüllere ayrı bir sevinç olarak katılmasına vesile olur. Urfa ili coğrafi sınırlarında bir köy evinde dünyaya herkes gibi ağlayarak "merhaba" dedi. Daha suyun, ekmeğin adını öğrenmeden eski adıyla Kerpiç, şimdiki adıyla Onikiler olarak bilinen, mahallede emekleyerek taş yapılı bir evde yaşama sarılır. İlkokula başladığı zaman on sayısına kadar saymasını bilen Şair ve Yazarın azmi, başarısı takdire değer doğrusu... İlk ve orta öğrenimini Urfa'da bitirir. Ortaokulu İmam-hatip olarak okurken bu arada medreseye de devam eder. Medresenin ve İmam-hatip okulun Arapça ağırlığını kaldıramaz Ticaret Lisesi'ne geçer. Bu gün kapatılmış olan Ticaret ve Turizm Yüksek Öğretmen Okuluna iki yıl devam eder. Siyasi olayların can almaya başladığı bir dönemde Ankara'yı bırakıp Öğrenime Urfa Eğitim Enstitüsünde sürdürerek sevdiği meslek öğretmenliğe adım atar. Okul okurken, çeşitli kamu kuruluşlarında çalışarak hayatını kazanır. Bu arada belirtmekte yarar var sanırım. Çok genç yaşta evliliğe adım atar. Vefakâr, cefakâr eşiyle birlikteliği kırk yılı aşmaktadır. Bu evlilikten doğan yedi veren gülleri hayata hazırlar. Baba mesleğini sürdürmenin mutluluğu içinde olanlar olduğu gibi, serbest meslek erbabı, mimar, doktor mesleklerinde kariyer edinen çocukları başarılı çalışmalar içindedirler. Öğretmenliğe ilk görev yeri olan Mardin, Savur'un bir köyüne atanır. Köyü görmeden, Urfa merkezine 35 km mesafede Düzenli Köyüne atanır. Bu köyde Urfa da bir ilki başlatır. Urfa' da hep anılacak olan "Kendi Okulunu Kendin Yap" kampanyasını başlatıp öğretmenlik yaptığı köy evinin yanına, Birleştirilmiş Sınıflı İlk Okul binasını köylülerle birlikte yapmayı başarır. Daha sonra sitayişle andığı, kısa pantolon ve siyah önlüklü günlerinin geçtiği, Yavuz Selim İlkokulu'nda öğretmenliğini sürdürür. Uzun yıllarının geçtiği Şerif Özden İlköğretim Okulu'na ve öğrencilerine büyük emek verir. Bu okulda on altı yıl çalıştıktan sonra 1999 yılı Ağustos'unda emekli olur. Ortaokul sıralarında başlayan şiir karalamaları, lise de öğrencileri arasında yapılan bir şiir yarışmasında birincilik ödülü alır. O zaman para ile alamayacağı bir dolma kaleme sahip olur. Çalışmalarını duvar gazetelerinde ve Urfa da yayınlanan Yeniurfa, Şafak ve Bizim Karakoyun gibi mahalli gazetelerde "karınca kararınca" yazı ve şiir çalışmalarını sürdürür. İlk şiiri 1970 li yıllarda Ankara'da yayınlanan Başkent Dergisi'nde yayınlanır. Aynı zamanda o yıllarda derginin Urfa temsilciliğini yapar. Aynı yıl şiiri genç şairler antolojisinde yayınlanır. 2012 yılında Berfin Bahar Edebiyat ve Kültür Dergisinde bir yazarın "o gençlik yıllardan bu güne edebiyat dergilerinde sadece Misbah Hicri'nin ismine rastlıyorum" demesi hayli manidardır. 1981-83 yıllarında öğretmenlik yaptığı sırada iki yıl ulusal basında habercilik yapar. Emekli olduktan sonra kendini fazlasıyla yazıya ve şiire verir. Bir süre Urfa'da yayınlanan Reha, Yenidoğuş, Hizmet, Halkın Sesi ve GAP Ekspres, GAP haber Gazetelerinde yazılar yazar. Mezopotamya uygarlığını bu güne taşıyan Urfa'nın tarihini, mimarisini, folklorunu, örf ve adetlerini araştıran inceleyen yazılarıyla katkı sunarken ulusal anlamda yayın yapan sitelerde çalışmaları yayınlanmaktadır. "GAPGündemi" gazetesinde yazılarına halen devem etmektedir. Çeşitli sivil kuruluşlarında yer alır. Ayrıca ilimiz Urfa'da bir grup şair ve yazarın katılımıyla Şair ve Yazarlar Platformu'nun kuruculuğunu ve sorumluluğunu yüklenir. Yine Urfa'ya büyük hizmetler veren Genel merkezi Ankara'da bulunan Şanlıurfa Vakfı Şanlıurfa Şubesinin kurulmasını bir başına sağladığı gibi yönetim kurulu üyeliğini ve başkanlığını yapar. Ulusal ve bölgesel anlamda yazı ve şiirleri çeşitli gazetelerde, ayrıca Berfin Bahar, Mürekkep, Harran, Şiiri Özlüyorum, Aykırı Sanat, Nisan Yağmuru, Eyvan gibi çeşitli edebiyat ve mesleki dergilerinde şiir, makale, deneme ve hikayeleri yayınlanır.
Yayınlanmış eserleri; Mutluluk Uğruna (Şiir), Harran şiirleri I Antoloji Harran şiirleri II Antoloji, Tarihin Adı Urfa (Deneme, anı, inceleme), Çığlığa Duran Sözler (şiir) Talihsiz ve Tarihsiz Şiir Efsaneler ve Gerçekler (Araştırma, inceleme efsane)