Bingöl 2. Çalıştayı Bakan Yılmaz'ın katılımıyla gerçekleşti

Bingöl 2. Çalıştayı, Tavz Der öncülüğünde Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'ın katılımıyla gerçekleşti.

Bingöl 2. Çalıştayı Bakan Yılmaz'ın katılımıyla gerçekleşti

 Çalıştaya, Bakan Cevdet Yılmaz’ın yanı sıra Vali İbrahim Taşyapan, Milletekili Prof. Dr. Eşref Taş, Belediye Başkanı Yücel Barakazi, Rektör danışmanı Prof. Dr. Burhanettin Baydaş, Siyasi parti temsilcileri, STK temsilcileri, kurum amirleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Çalıştayda konuşan Bakan Yılmaz, “Ülke olarak 2023’e gitmek istiyoruz. Çok daha gelişmiş, kalkınmış bir ülke olmak istiyoruz ve burada kalkınmayı sadece ekonomiden ibaret görmüyoruz. Sadece gelirden ibaret görmüyoruz. Kalkınma çok boyutlu bir kavram. İnsani kalkınma dediğimiz bir kavram haline getirtiyoruz. 10. Kalkınma planının merkezinde de bu kavram var, yeni hükümet programımızın da merkezinde bu kavram var. Bu anlayışla yeni politikalarımızı şekillendiriyoruz.” dedi.

“Gerçekler değişiyor ama zihniyetler biraz daha geç değişiyor”

Hukuk devletini güçlendirmeye çalıştıklarını söyleyen Yılmaz, “Dolayısıyla demokraside adımlar atıyoruz. Hukuk devletini güçlendirmeye çalışıyoruz. Artık devletimiz değişti. Bazıları bunu halen anlayabilmiş değil. Çünkü ben şuna inanıyorum; kafalar, kafaların içerisindekiler, zihniyetler gerçeklere göre daha inatçı. Gerçekler değişiyor ama zihniyetler biraz daha geç değişiyor. Geriden geliyor. Ben bazen bakıyorum bazı ortamlarda ifade edilen meseleler, geçmişin meseleleri. Şuan da Türkiye o meseleleri aşmış durumda. Ama henüz zihniyet olarak bunu henüz kavrayamamış durumdayız.” ifadelerini kullandı.

“Sınırlarımıza birçok mazlum halk geldi ve bunlara kucak açtık”

Türkiye sınırlarına birçok mazlum halkın geldiğini ve Türkiye’nin bunlara kucak açtığını ifade eden Bakan Yılmaz, “ Türkiye’de istikrar var,  bir de Türkiye’nin olmadığı bir ortamda bu bölgemizde yaşananları düşünün. Nereye sığınacaktı insanlar? Bu yük az bir yük değil. Herhangi bir gelişmiş dediğimiz o kalkınmış dediğimiz ülke bile bu yükü öyle kolay kolay kaldıramaz. Ama Türkiye bunu başarıyor. Geldiği medeniyetle bunu başarıyor, imkânlarıyla, organizasyon kapasitesiyle başarıyor. Bu topraklar herkese kucak açmış topraklar. Bu topraklar böyle tek tipleştirilmiş topraklar değil. Bizim bir medeniyetimiz var, bir insan anlayışımız var ve ne gerekirse fedakârlık olarak bu mazlum insanlara, ölümden kaçan, şiddetten kaçan, zulümden kaçan insanlara kucak açmaya devam edeceğiz İnşallah. Bunu yapabilmek için güçlü olmamız lazım. Daha fazla güçlü olalım ki, daha fazla insanları kucaklayalım, daha fazla yardımcı olalım.” dedi.

“Sivil inisiyatif ile gerçekleştirilen Kalkınma Çalıştayı’nın önemi vardır”

Sivil inisiyatif ile gerçekleştirilen Kalkınma Çalıştayı’nın önemli olduğunu söyleyen Bakan Yılmaz, “Ülke içinde 500 kişinin katılımı ile gerçekleştirilen bir çalıştaydan bahsediyoruz. Hiç bir müdahale yapılmadan, tamamen sivil inisiyatif ile genç arkadaşlarımızın düzenlediği bir çalışmadan bahsediyoruz. Bu çalışmayı organize eden ve emek veren tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bundan sonraki safhalar sonuçlandıktan sonra sonuç bildirimini inşallah hep birlikte görürüz. Sonuç bildirimi bizim için değerli bir takım yönlendirmeler sağlayacaktır.” ifadelerini kullandı.

“10. Kalkınma Planı için iki yıldan fazla bir çalışma yürüttük”

10. Kalkınma Planı için iki yıldan fazla bir çalışma yürüttüklerini belirten Yılmaz, “10 binin üzerinde insan doğrudan somut katkı sağladı. Sadece Bakanlıktaki uzmanlar bu planı hazırlamadı. Özel ihtisas komisyonları ve çalışma grupları oluşturuldu. Dünyanın dört bir yanında görev yapmış yöneticilerimizi çağırdım, dünyayı nasıl görüyorlar diye onlara sordum. Gençlerin dünya ve geleceğe bakış açılarını öğrenmek için toplantılar yaptık. Kurumlarımızın müsteşarlarıyla toplantı yapıp geleceğe nasıl baktıklarını dinledik. Bunlar sadece aklıma gelenler. Bunlara benzer birçok çalıştay yaparak 10. Planı hazırladık. Yine 10. Plan çerçevesinde ilk defa yerelden katkı aldık. Bu bir ilkti. Kalkınma Ajanslarımız aracılığı ile Türkiye’nin dört bir yanından insanlarımız ülkemizi, geleceğimizi nasıl görmek istiyor, kendi yöresini gelecek perspektifinde nereye oturtuyor bütün bunları yerel görüş alıp böylece 10. Kalkınma Planımızı hazırladık. Şuanda Kalkınma Planında belirlediğimiz 25 reform alanı var. Türkiye’nin geleceği için öncelikli gördüğümüz 25 tane reform alanı var. Bu konuda yeni hükümet programımızda güçlü bir vurgu yapıldı. Toplumlar ile ilgili şuanda bir eylem planı hazırlıyoruz. 25 alan ile ilgili önümüzdeki 5 senede kim ne yapacak, ne zaman yapacak, nasıl yapacak? 1200’ün üzerinde proje, plan içeren bir eylem planı hazırlıyoruz.” dedi.

“En büyük servetin insan olduğuna inanıyoruz”

Merkezlerinde insani kalkınmanın olduğunu söyleyen Yılmaz, “ Çok daha gelişmiş, kalkınmış bir ülke olmak istiyoruz. Ve bunda kalkınmayı sadece ekonomiden, gelirden ibaret görmüyoruz. Kalkınma çok boyutlu bir şey. İnsani kalkınma dediğimiz bir kavramla hareket ediyoruz. Yeni hükümetimizin merkezinde de insani kalkınma var. Çünkü biz her şeyin insan için olduğunu ve insanın eşrefi mahlûkat olduğuna inanıyoruz. En büyük servetin insan olduğuna inanıyoruz, ne doğal ne de başka kaynaklar olduğuna inanmıyoruz. Demokraside adımlar atıyoruz. Hukuk devletini güçlendirmeye çalışıyoruz.” ifadelerine yer verdi.

“Başörtülü kızlarımızın üniversite kapılarından döndüğü bir ülke değiliz”

Türkiye’de devletin eski anlayışını bir tarafa bıraktıklarını belirten Yılmaz, “Bazıları bunu hala anlayabilmiş değil. Çünkü kafaların içindekiler gerçeklere göre daha inatçı. Gerçekler değişiyor ama zihniyetler biraz daha geç değişiyor, geriden geliyor. Demin konuşulan bazı meselelere bakıyorum hepsi geçmişten gelen bazı meseleler. Şuanda Türkiye bu meseleleri aşmış durumda. Biz artık demokratik standartları çok farklı bir ülkeyiz. Eski Türkiye değiliz. Başörtülü kızlarımızın üniversite kapılarından döndüğü bir ülke değiliz. İnsanların dilini konuşamadığı, aşağılandığı, ötekileştirildiği bir Türkiye değiliz.” şeklinde konuştu.

“Çeşitli provokasyon girişimlerine tanık oluyoruz”

Çalıştayda konuşan Bingöl Milletvekili Prof. Dr. Eşref Taş ise Kürtçe okul bahanesi ile yapılan provokasyonlara dikkat çekti.

Taş, “Bugünlerde halkımızın barış isteğini görmezden gelen çeşitli provokasyon girişimlerine tanık oluyoruz. Bu ülkede halka rağmen bir şey yapılamayacağını ve halkın iradesi önünde hiçbir gücün tutunamayacağını hatırlatmak isterim. Anadilde eğitimi savunan bir eğitimci olarak yakılan her okulla birlikte benim de yüreğim yanıyor. Okullar milli servettir. Yani sizin vergilerinizle yapılmıştır. Okulu yakmak demek, kalkınmanın en önemli ayaklarından ikisi olan bilgi ve nitelikli işgücünü sekteye uğratmak demektir. Bilgi ve teknoloji üretmeden, yetişmiş iş gücünüz olmadan küresel ekonomide söz sahibi olamazsınız. Kalkınmak için büyümek, büyümek için de üretmek zorundayız.” dedi.

En önemli sorun: Proje üretememek

En önemli sorunlardan birisinin, proje üretme konusu olduğunu söyleyen Taş, “Bir başka sorunumuz markalaşmaktır. Markalaşarak sattığımız her ürünün katma değeri daha da fazladır. Bingöl’de yer altı ve yerüstü zenginlikleri vardır. Ne yazık ki terör dolayısıyla son 30 yılda bu bölgeye girişimci işadamlarımız gelip yatırım yapmak istemediler. Kimse kendi parasını güvenin olmadığı yere yatırmak istemiyor. İnşallah bu süreçle birlikte Bingöl’ümüzde bu yer altı kaynakları harekete geçirdiğimizde Bingöl’ün işsizlik sorunu da bertaraf edilmiş olur.” diye konuştu.

Ayrıca çalıştayda; Vali İbrahim Taşyapan, Belediye Başkanı Yücel Barakazi ve Tavz Der Başkanı Murat Soysal bir konuşma yaptı. Çalıştaya öğleden sonra yapılan oturumlarla devam edildi. (Nihat Kanat-İLKHA)