Bilinç-Şuur-Farkındalık

Bilinç-Şuur-Farkındalık

Yüce Allah(cc) tüm iş, oluş ve fiillerde gerçek fail olduğu halde hem gerçek fail olan kendisini hem de olayların, fiillerin hikmetlerini esbaplar zincirinin hicaplarıyla-perdeleriyle gizlemiş-saklamış-örtmüş olması ve bu olayların perde gerilerine, hikmetlerine-nedenlerine, sırlarına odaklanmanın, anlamaya çalışmanın daha doğrusu görebilmenin-anlayabilmenin-farkında olabilmenin imtihan meydan-ı olan fani dünya da ve sonuçları bakımından ektiğini biçme anlamında ebedi ahiret hayatı açısından ne denli önemli olduğu Kur'an-ı Kerim'de ve Hadis-i şerifler de vurgularla belirtilmiştir.  (Bakara:269)

 Mevcudat ve varlığın içinde bulunduğu kainat kitabını ve İlah-i emir ve nehiylerin yazılı olduğu ferman olan Kur'an-ı Kerim'e yaklaşımımız  Hikmet çerçevesinde olursa bir yönüyle büyük insanı (kainatı) ve küçük insanı (kendimizi)  doğru tanımakla Rabbimizi de doğru tanımış olacağımız, ilahi hükümlerini doğru bir bakışla anlamış böylece imtihan sürecinde hakka yönelmiş batıldan yüz çevirmiş sırat-ı mustakim üzre doğru adımlar atmış oluruz ki...diğer bir yönüyle de iman da ve yakinde üst seviyelere - hakk-al yakin derecesinde bir itminanlığa ulaşarak gerçek muttakilerden, sıddıklardan ve salihlerden olabilmenin kapısını aralamış oluruz inşaallah...

 Basiret ve feraset sahibi olan Hikmet ve İrfan ehl-i zahiri ve yüzeysel bir bakışla değil derinliğe nüfuz eden batıni bir bakışla kainat kitabını irdelemiş olayların içyüzünü anlamaya çalışmışlar. Yaşamları süresince Hak-hakikat ve doğruluğu batıldan-yalandan-yanlıştan ayırmış hakkı ilke ve özellikleriyle iyi tanıdıklarından batılın hak kılıfından görünme çabasına aldanmamış daima batılın hilelerini bozmuş, gerçek yüzünü aşikar etmişlerdir...

 İnsanın, ilah-i imtihana tabi tutulduğu şu meydan-ı dünyada ve meydan-ı kalbinde hak ve batılın amansız mücadelesi hengamın da hangi cephede yar aldığı, desteklediği, meylettiği ahireti açısından büyük bir önem arz etmektedir. Nefsini kötülüklerden-fücurdan-batıldan arındırmayan, bu yolda gayret göstermeyen, gaflet içerisinde kalıp hakkı tanımayan, hakka taraftar olmayan mutlak hüsranda olacağı açıktır. Bu açıdan nefis tezkiyesini gerçekleştirebilmek, hakkı-batıldan ayırt etmek, hakka taraftar-bağlı olmak, batıldan beri-uzak olmak böylece hem dünya hem ahiret saadetine kavuşmak için  'HİKMET ve İRFAN' sahibi olmak ve olmaya çalışmak, gayret sarf etmek gayet elzem inkarı mümkün olmayan bir hakikattir...

 Yüce Rabbimiz'in bu hususta bizlerden inayet ve rahmetini esirgememesini, bizleri Hikmet ve İrfan sahibi salih kulları zümresine dahil etmesini niyaz ediyoruz... vesselam.