Beraat Kandili hakkında bilmeniz gerekenler!.. Berat Kandili nedir?

İslam ümmetinin 21 Mayıs gecesinde idrak edeceği Beraat Kandili hakkında değerlendirmelerde bulunan Siyer Araştırmaları Vakfı Başkanı Muhammed Emin Yıldırım, önemli açıklamalarda bulundu. Beraat kandili nedir? Beraat kandilinde neler yapmalıyız? Beraat kandili duası nedir? Beraat kandili ne demektir? Beraat Gecesi’nin Müslümanlar için önemi nedir? Bu gecede yapılacak dua ve ibadetler nelerdir? sizler için sorduk. Berat Kandili nedir? Berat Kandili ne zaman? Berat kandili 2016; 21 Mayıs Cumartesi akşamını 22 Mayıs Pazar gününe bağlayan geceye denk geliyor. İşte Berat Kandili anlamı, Berat kandili önemi ve Berat Kandili hakkında detaylı bilgi...

Beraat Kandili hakkında bilmeniz gerekenler!.. Berat Kandili nedir?

İslam ümmetinin 21 Mayıs gecesinde idrak edeceği Beraat Kandili hakkında değerlendirmelerde bulunan Siyer Araştırmaları Vakfı Başkanı Muhammed Emin Yıldırım, önemli açıklamalarda bulundu. Beraat kandili nedir? Beraat kandilinde neler yapmalıyız? Beraat kandili duası nedir? Beraat kandili ne demektir? Beraat Gecesi’nin Müslümanlar için önemi nedir?  Bu gecede yapılacak dua ve ibadetler nelerdir? sizler için sorduk. işte cevapları...

İslam ümmetinin 21 Mayıs gecesinde idrak edeceği Beraat Kandili hakkında değerlendirmelerde bulunan Siyer Araştırmaları Vakfı Başkanı Muhammed Emin Yıldırım, Beraat Gecesi’nin umumi bir af gecesi olduğunu belirterek, Müslümanların böyle bir gecede güçlü bir muhasebe yapması gerektiğini söyledi.


İslam ümmeti, 21 Mayıs Cumartesi akşamını 22 Mayıs Pazar gününe bağlayan gece Beraat Kandilini idrak edecek.

Beraat Kandili hakkında İLKHA'ya değerlendirmelerde bulunan Siyer Araştırmaları Vakfı Başkanı Muhammed Emin Yıldırım, Beraat Gecesi’nin umumi bir af Gecesi olduğunu belirterek, Müslümanların böyle bir gecede güçlü bir muhasebe yapması gerektiğini söyledi.

Yıldırım, “Böyle büyük bir af, büyük bir umumi beraatın olduğu bir gecede, beraatı elde edebilmenin en önemli yolu güçlü bir muhasebe yapmaktır. Beraat Gecesi inşallah beraatlarımıza vesile olacak. Beraatı bize kazandıracak olan ameller de bellidir. Eğer iman yoksa hayatımızda, orada beraat da yoktur.” dedi.

İşte Beraat Gecesi hakkında Muhammed Emin Yıldırım Hoca ile yaptığımız röportaj:

Hocam, Beraat ne demektir?

Kur’an-ı Kerim’de Cenab-ı Hak ayların 12 ay olduğunu söylüyor. Bu 12 aydan 3 tanesi, Efendimiz Hz Muhammed’in (sav) beyanlarıyla da bizim dünyamızda farklı bir yeri ihtiva ediyor. Üç aylardan bir tanesi Recep Ayı, bir diğeri Şaban Ayı ve en son da içerisinde bin aydan daha hayırlı bir geceyi barındıran, Kur’an’ın da nazil olduğu Ramazan Ayıdır. Efendimiz Hz Muhammed çeşitli beyanlarıyla, bir rahmet mevsimi olduğunu söyler bugünlerin. Biz, Recep ayını hemen ilk Cumasında Regaip Gecesi diye isimlendirdiğimiz o güzel geceyle ihya etmeye başlıyoruz. Aslında Regaip Gecesi, bir yönüyle bu güzel mevsimin, tabiri caiz ise besmelesi oluyor. Yine Recep ayı içerisinde 27'nci gece İslam tarihinin çok önemli bir hadisesi olan ve Efendimize verilmiş en büyük mucizelerden biri olan, Miraç ve İsra’nın yaşandığı bir zaman dilimidir. Onun arkasından gelen Şaban ayının ortası Efendimiz, Nısf-ı Şaban dediği, Şaban ayının 15'inci gecesi ise Efendimizin yine beyanları çerçevesinde, Berat Gecesi olarak isimlendirilen gecedir. Berat; bir mahkemede elde edilen af kararı, o mahkûmiyetten kurtulma adına müjdeyi ihtiva eder. Aslında Efendimizin bazı hadislerine binaen bu geceye Beraat demesi, eğer gerçek manada tevbe ve istiğfar yapılırsa, gerçek manada Allah’ın rahmetini ve mağfiretini celp edecek bazı adımlar atılırsa, kulun beraatını kazanacağı bir gece, bir gündür aslında bu. Onun için bu şekliyle isimlendirilmiştir. Biz Beraat Gecesi dediğimiz zaman, aslında umumi bir af gecesi demiş oluruz. Efendimizin beyanları çerçevesinde biz, o affa mazhar olma adına, aslında gayretlerimizin, bir yönüyle ibadetlerimizin, bir yönüyle muhasebe adına ortaya konulması gereken şeylerin, artırılması gereken bir gece demiş oluruz.

Beraat Gecesi’nin Müslümanlar için önemi nedir?

Efendimiz bir hadisi şeriflerinde şöyle beyan buyuruluyor: ‘Şaban ayının 15'inci gecesi oldu mu, Cenab-ı Hak dünya semalarına rahmetini indirir. 'Bugün af olmak isteyen yok mu onu affedeyim, benden bir şey isteyen yok mu, onun isteklerine cevap vereyim' diye nida ettirir melekleriyle. Rabbimiz aslında bir yönüyle kullarını affetmek için çeşitli vesileleri onların önlerine seriyor. Bir yönüyle tabiri caizse bahaneler arıyor ki O rahmetini kullarına bir şekliyle duyurmuş olsun. Aslında Beraat Gecesi de o rahmetin, bizlere ulaşmasının en büyük vesilelerinden bir tanesidir. Efendimiz yine biz anlayalım diye, bir yönüyle dünyamızda bir yankı oluşsun diye, şöyle bir hadisi de beyan buyurur: “Öyle affedecek ki Cenab-ı Hak, bu gece Kelp kabilesinin koyunlarının kılları adedince, insanları cehennemden azat edecek” yani beratlarını ellerine verecek. Özelikle Kelb kabilesi demesi, o günün dünyasında, koyunlarının çokluklarıyla bilinen bir kabile. Öyle olduğu için de Efendimiz böyle bir mazhariyete sahip olduğunu beyan etmek için bunu söylüyor.

Efendimizin bizden yapmamızı istediği şey, o umumi affın bir şekliyle içine girebilmek. Eğer gerçekten samimi bir biçimde tevbe ve istiğfarda bulunursak ki burada tevbe ve istiğfar kavramları üzerinde de bir cümle söylemek lazım. Tevbe; aslında fiilî bir istiğfardır. İstiğfar ise sözlü bir tevbedir. Dolayısıyla biz istiğfar dediğimiz zaman, sözle Cenab-ı Hakk’a karşı günahlarımızı itiraf edip af dilemiş oluyoruz. Tevbe ise o günahtan yüz çevirerek sevaba yöneliyoruz. Dolayısıyla fiili bir karşılık ortaya koymuş oluyoruz. Bunları artırarak, bir yönüyle bu güzel geceden, istifade etme adına, bazı gayretler ortaya koymamız gerekir. Bazı âlimlerimize göre Efendimizden bu manada açıkça bir beyan yok ama bazı âlimlerimize göre Kur’an’ın 44'üncü suresi olan Duhan Suresinde geçen 'leylet-ül mübareke' bu gecedir. Bu leylet-ül mübareke ile Leylet-ül Kadir arasında da bir münasebet vardır. O münasebeti ulema şöyle ortaya koyar; Kur’an-ı Kerim olan aziz kitabımız Levh-i Mahfuz’dan dünya semasına Beraat Gecesi’nde indirildi. İşte onun için o gece leylet-ül mübareke 'büyük bir mübarek gece' olduğu, ama daha sonra oradan da dünyaya Efendimize, başta Hira’daki o süreç olmak üzere inmeye başladı. O da Kadir Gecesi’nde oldu. İşte böylelikle de Beraat Gecesi’nin Kur’an’ın nüzulüyle bir ilişkisi olduğunu görüyoruz. Bütün bunları dikkate aldığımız zaman bu gecenin değerini, kıymetini, büyüklüğünü biraz daha olsun anlayabilmiş oluyoruz.

 Bu gecede yapılacak dua ve ibadetler nelerdir?

"Eğer hayatımızda iman yoksa orada beraat yoktur"

Tabi böyle büyük bir af, büyük bir umumi beraatın olduğu bir gecede, bunu elde edebilmenin en önemli yolu güçlü bir muhasebe yapmaktır. Beraat Gecesi inşallah beraatlarımıza vesile olacak. Beraatı bize kazandıracak olan ameller de bellidir. Eğer hayatımızda iman yoksa orada beraat yoktur. Eğer imanın bize yüklediği sorumluluklar ki bunların başında gelen sorumluluk imandan sonra en büyük hakikat olan, imanın ikiz kardeşi namazdır. Eğer namaz hayatımızda yoksa orada beraat yoktur. 'Emri bil maruf, nehy-i anil münker' dediğimiz sosyal sorumluluğumuz ki bu bir cihattır, cihat adına bir şey yoksa hayatımızda, orada beraat yoktur.

Kur’an’ımız beraatı nasıl kazanacağımıza dair bize ipuçlarını veriyor. Efendimiz de bu manada bize ipuçlarını veriyor. Biz bunları iyice anlayıp gerçekten beraat nasıl kazanılır, Allah’ın o affına, rahmetine, mağfiretine nasıl erişilir? Bazı şeyleri elde ederek bu gece ciddi bir muhasebe yapmalı, şimdiye kadar geçen geçmiş ama Allah’ın bize açtığı bu ömür sermayesini, bu ömür kredisini, bundan sonraki ömrümüzde, zamanımızda, daha iyi geçirmek için o yapılan yanlışları tespit edip eksikleri ortaya koyup bunları giderme konusunda bir azim ve gayret göstermemiz lazım. Belki de Beraat Gecesi’nin en önemli amellerinden bir tanesi budur. İkinci bir şey daha var. Elbette ki bu gece Rabbimize yakarış adına, dua adına bazı şeyleri ortaya koymak, Aişe (r.a) annemizin; "Kadir Gecesine erişirsem bu gece nasıl dua edeyim ya Resulullah?" sorusuna Efendimizin verdiği bir cevap var ki, bazı âlimlerimiz o cevabın beraat Gecesi için de Nısf-ı Şaban için de geçerli olduğunu söyler. Ve o günde o duanın yapılmasını ister. O dua da şudur; "Allah’ım sen affedensin, kerimsin, halimsin, affetmeyi seversin bizi de affet beni de affet." Burada affa, mağfirete mazhar olma adına bir yakarış görüyoruz. Bu belki de bizim ferdi, bireysel manada yapacağımız dualar.

Bugün İslam coğrafyaları kan ağlıyor, her tarafta zulüm altında olan kardeşlerimiz var. Doğuda, batıda, kuzeyde, güneyde… Her tarafta feryad-u figan var. Mescid-i Aksa’nın durumu ortada. Kudüs’ümüz işgal altında. Suriye’de her geçen gün yanan ve yok olan coğrafya gözler önünde. Irak’ta yine öyle... Doğuda her gün hadiseler yaşanıyor. En son Dürümlü’deki elim hadise, insanın yüreğini parçalayacak düzeyde. Bunların hepsini hatırladığınız zaman, bir de bu ümmetten olmanın, İslam ümmetinden olmanın bize yüklediği bir sorumlulukla, dualarımızı bu kardeşlerimiz için yapmamız gerektiği adına da bir sorumluluk var. Belki bu geceyi dua ile muhasebe ile nafile ibadetlerle elimizden geldiğince Cenab-ı Hakk’a yaklaşma adına, vesileleri zorlamalı. Gündüzünde de oruç tutmalı ki, Efendimizin tavsiyesi gecesinin kıyamla, ibadetle, gündüzünün ise siyam(oruç)la geçirilmesi yönündedir. İnşallah en azından bu geceyi, bu şekliyle ihya etmiş oluruz. Belki de içimizden bir salih veya saliha kardeşimizin dualarına Cenab-ı Hak icabet eder de onu affettiği gibi, bizi de onların içerisine katıp o affa mazhar olmuş bahtiyar kullarından eyler. Ben onu temenni ediyorum ve dua ediyorum ki Cenab-ı Hakk’a, inşallah ümmet olarak hepimizin hem dünyevi hem uhrevi anlamda beratına vesile olsun.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Allah bizi gerçek manada o beraatlarını kurtuluş akçelerini sağ ellerinden alan bahtiyarlardan kılsın. Bizi bu dünyada, öncelikle zalimlerden beraat etsin. Kalplerimizi zalimlere ve zulme meyil ettirmesin. Çünkü zalime meyil ettiğimiz zaman, ateş bize de dokunacak. Allah o ateşi bizlere dokundurmasın. Şuanda da İslam coğrafyalarının dört bir tarafında yanan o ateşleri söndürecek, o rahmetini inşallah bizlere indirmiş olsun. (Mehmet Tahir Özsoy, Ahmet Karakaş- İLKHA)

Berat Kandili nedir?
Berat Kandili ne zaman? Berat kandili 2016; 21 Mayıs Cumartesi akşamını 22 Mayıs Pazar gününe bağlayan geceye denk geliyor. İşte Berat Kandili anlamı, Berat kandili önemi ve Berat Kandili hakkında detaylı bilgi...

Berat kelimesi; borçtan kurtulma, temize çıkıp aklanma, ceza veya sorumluluktan kurtulma gibi mânâlara gelir. Berat kandili, Allah'ın ekstra rahmet, lütuf ve mağfiretiyle tecelli ederek, kullarına bağışlanma, kapılarını ardına kadar araladığı; müminlerin dualarına icabet ettiği, günahlarını affettiği, yapılan ibadetleri normal zamanlardan kat kat fazla mükâfatlandırdığı bir zaman dilimidir.

Berat kelimesinin aslı ''Berâettir.'' Beraat sözlükte, ''bir zorluktan kurtarmak ve berî olmak'' demektir. Bu geceye, bereketli ve feyizli bir gece olması sebebiyle mübarek gece; günahların affı ve kulların temize çıkarılması sebebiyle Beraat gecesi ve kulların ihsana kavuşmaları nedeniyle de Rahmet gecesi gibi adlar da verilmiştir.

Bu gecenin dört adı vardır; mübarek gecenin en meşhur adı ''leyle-i beraa'' (Berat Gecesi) olmakla birlikte ''leyle-i mübareke'', ''leyle-i rahmet'' ve ''leyle-i sakk'' isimleridir.

Berat Kandili (Beraat Kandili) İslam dininde mübarek kabul edilen gecelerden biridir. Her yıl Şaban ayının ondördüncü gününü onbeşinci gününe bağlayan gece Berat gecesidir.

Mübarek Berat Kandili gecesini ibadet ve taatle geçirmenin pek çok sevabı ve feyzi vardır. Mübarek Berat Kandili hakkında Peygamber Efendimiz HZ.Muhammed (s.a.v) hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuştur;

“Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünde (kandilden sonraki gün) oruç tutunuz. Çünkü o gece güneş batınca Allah'u Teâlâ o andan fecir oluncaya kadar: "Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir belâ ile) müptelâ olan yok mu, ona kurtuluş vereyim" diye buyurur.” (İbn Mâce)

Hadis-i Şerifte anlaşılacağı gibi O Gece (Berat Kandili Gecesi) İlâhi rahmet coşmuştur. Berat Gecesi beşer mukadderatının programı çizilirken insanlara verilen eşsiz bir fırsattır. Bu fırsatı değerlendirip günahlarını affettirebilen, gönlünden geçirdiklerini bütün samimiyetiyle Cenab-ı Hakka iletip isteklerini Ondan talep eden ve belalardan Ona sığınan bir insan ne kadar bahtiyardır. Buna karşılık, her tarafı kuşatan rahmet tecellisinden istifade edemeyen bir insan da ne kadar bedbahttır, ziyandadır.

Berat Kandilinin önemi hakkında diğer bir Hadis-i Şerifte ise şöyle buyuruluyor;

Hz.Âişe vâlidemiz, Peygamber efendimizin Berât gecesinde, sabaha kadar ibâdet ettiğini görünce sordu:

- Yâ Resûlallah, Allahü teâlânın en sevgili kulusun! Buna rağmen niçin bu kadar kendini yoruyorsun?

Peygamber efendimiz şöyle cevap verdi:

- Ey Âişe, ben şükredici kul olmıyayım mı? Ey Âişe, sen bu gecede, ne olduğunu bilir misin?

Âişe vâlidemiz tekrar sordu:

- Bu gecenin diğer gecelerden üstünlüğü nedir yâ Resûlallah?

Peygamber efendimiz şöyle cevap verdi:

- Bu sene içinde doğacak her çocuk, bu gece deftere geçirilir. Bu sene içinde öleceklerin isimleri bu gece özel deftere yazılır. Bu gece herkesin rızkı tertip edilir. Bu gece herkesin ameli ve işleri Allahü teâlâya arz olunur.

Bir kimse, evinden ayrılıp yolculuğa çıkar. Hâlbuki, onun adı yaşıyanlar defterinden, ölüler defterine geçirilmiştir.

Gâfil olmamalı, bu geceyi mutlaka ihyâ etmelidir. Kazâ namazı kılmalı, Kur"ân-ı kerîm okumalı, duâ, tevbe etmeli, sadaka vermeli, müslümanları sevindirmelidir. Bunların sevâbını ölülere de göndermelidir.

Bu gecelere saygı göstermek, günâh işlememekle olur.

Bu gece, Allahü teâlânın ihsân ettiği bütün ni"metlere şükretmeli, yapılan hatâlar, günâhlar için de tevbe istigfâr etmeli, Cehennem ateşinden kurtulmayı istemelidir.

“Yâ Rabbî, bize dünya ve âhıret saâdeti ihsân eyle, bize hidâyet verdikten sonra, kalblerimizi kaydırma” diye duâ etmelidir.

Diğer bir Ayeti Kerimede ise Berat Gecesi”ni idrak eden herkes, Yüce Allah”ın Kur”an-ı Kerim”deki; “De ki: “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah”ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. ŞüphesizAllah bütün günahları affeder. Çünkü O,çok bağışlayan, çok merhamet edendir” müjdesinin farkına vararak kendi özüne dönmeli, ümitlerini canlandırmalı,bağışlama ve bağışlanma duygularını güçlendirmelidir.

Berat gecesiyle af kapısından giren, Ramazan ve Kadir gecesinin bereketine gönlü uyananlardan olmamız dileğiyle…