BELEDİYE OTOGARI
Şanlıurfa'nın yeni otogarına kavuşması gecikmiş de olsa güzel bir başarıdır. Gecikmiş diyorum, çünkü Gaziantep ve Diyarbakır gibi GAP'ın çevresinde olan iller yıllardan beri yeni otogarlarına kavuşmuşlar. Mardin'in ise maalesef hala bir otogarı yoktur.
Otogarlar neden önemlidir?
Çünkü bir kenti ilk ziyaret edenler o kentin ilk yüzüyle otogarlarda karşılaşırlar. Eğer ziyaretçiler ya da turistler güzel, bakımlı, derli-toplu ve donanımlı bir otogarla karşılaşırlarsa kentin durumu ve kent insanının ciddiyeti hakkında fikir sahibi olurlar. Anlayacaklar ki, bu kentte bir ciddiyet vardır; bir temizlik anlayışı vardır ve bu kentin insanları ileri uygarlık seviyelerine taliptirler.
Bu düşüncelere sahip olarak kenti dolaşan ziyaretçiler her şeye ve her mekana anlamlı bakarlar ve böyle bir kente geldiklerine çok memnun olurlar.
Eğer kenti ziyaret edenler derbeder, yıkık-dökük, bir türlü temizlenemeyen, deyim yerindeyse virane bir otogarla karşılaşırlarsa adeta topluca intihar etmeyi düşünen insanların yaşadığı bir kente geldiklerini düşünürler. Zira bu ilk ziyaretçiler, kentin su kaynakları bol olduğu halde temizlenmemiş bir çevreyle karşılaşırlar. Kent halkının 10-15 katlı apartmanlar diktikleri halde otogarlarının hala bir köstebek yuvasını andırdığını görürler ve öyle bir kente geldiklerine pişman olurlar. Buradan hareketle kent insanının özensiz oldukları zehabına kapılırlar.
Kente yeni gelen ziyaretçilerden hiç birisi demez ki: "Kent halkı ne yapsın, Belediye Başkanı utansın." Hayır, ziyaretçiler böyle düşünmezler. Çünkü kent insanının Belediye başkanı bizzat kendileri seçtiğini var sayarlar.
1999'un yazında Siirt'e gitmiştik. Dönüşte otogardan Şanlıurfa'ya otobüsle dönecektik. Mübalağa yapıyorum sanmayınız; Siirt otogarı Grozni (Çeçenistan) otogarına benziyordu. Adeta Ruslar tarafından işgal edilmiş bir kentin otogarını andırıyordu.
Yazıhanelerin camları kırık, tuvaletler susuz, işyerlerinin demir aksamı hep pas içinde; velhasıl köstebekler bile orada yaşamak istemezlerdi. Sonradan anladık ki, Başbakan R. Tayyib Erdoğan, Siirt'i ve otogarı beş yıl boyunca kendi haline terk eden başkanı seçime az günler kala görevden almış. İyi de yapmış.
Siirt'liler geçen dönemdeki başkanlarıyla ilgili bir anekdot da anlattılar: Başbakan R. Tayyib Erdoğan Siirt'i ziyaret edecek; Başkan alelacele kentin belli başlı yollarını asfalt etmek ister. Ancak zaman o kadar dardır ki, logar kapaklarını da örtecek biçimde caddenin her tarafı asfaltlanır. Ardından bir yağmur yağmasın mı? Logar kapakları örtülü olduğu için caddeler göle döner. Bu kez Belediye işçileri logar kapaklarını bulmak için dedentör kullanırlar. Fakat mübarek öyle hassas bir alet ki, gördüğü her metal için ötmeye başlar. İşçiler "logar kapağıdır" ümidiyle aletin işaret ettiği her yeri kazmaya başlarlar; bir de bakarlar ki, asfaltın altında bir çivi vardır. Hâsılı güzelim asfalt bir günde darmadağın olur. İşte beceriksizlik buna derler.
Şanlıurfa otogarı dışarıdan pek görünmeyen fakat yaklaşıldığında bakanları adeta içine çeken gömülü bir hazineye benziyor. Artık bir aydan beridir, her yönüyle mükemmel bir otogarımız var diyebiliriz. Otogarı ve Belediyeyi tenkit edenleri gördüm. Anladığım kadarıyla bu tür tenkitler siyasî olmaktan öteye geçemezler. Ben şahsen bu projeyi gerçekleştirenleri tebrik ediyorum. Bu kadar donanımı, bu kadar detayı ve bu kadar zarafeti şimdiye kadar hiçbir otogarda görmedim.
Hatırlayınız Gaziantep yahut Anakara otogarını; belki bizim otogardan daha büyüktürler ama donanım ve zarafet bakımından kesinlikle bizim gerimizdedirler.
Yeni otogarın hiç eksiklikleri yok mu? Kuşkusuz bu dünyada en mükemmel olanın da eksiklikleri olur; biz de zamanla bunları kamuoyuna duyurmaya çalışırız. Bir tanesini söyleyeyim şimdi: Otogarın bağlantı yolları ve kavşaklar çok sıhhatli değil. Bu yol ve kavşakların otogara yakışır şekilde bir an önce düzeltilensini umuyorum. Otogar Şanlıurfa'ya hayırlı olsun.
Hoşça kalın.