Bekârları Evlendirin

Bekârları Evlendirin

Evlilik fıtridir. Teknoloji ne kadar ilerledi, teknoloji ürünleri ne kadar çoğaldı ise, evliliklerde tam tersine geriledi denilebilir. Evlenmek yuva kurmak, çocuk sahibi olmak İslam’da en büyük müessesedir. Eski kadim evliliklerle yeni evlilikler arasında dağlar kadar fark var. Eski evlilikler güven, karşılıklı sevgi, saygı, örf, adetler en önemlisi dini değerlerle yuva kurulur, temel taşlar kolay kolay aşınmazdı. Asrımızda tüm bu değerler bozulmaya yüz tutmuş, duygusal evlilik  Aile yuvasının yıkım araçlarıdır.Gençlerin Çoğu sanal âlem vasıtasıyla hayatım, bitanem, canım, cicim, gülüm, şekerim gibi cilveli kelimelerle yanaşma, kaynaşma yaptım oldu misali, ana babadan, akrabalardan habersiz eş bulmaya özentilidir.Evlikler oluyorsa da, bu evliliklerin ömrü çok kısa, karton gibi bir yuva misali, altı ay sonra soluk mahkemelerde alınıyor.

Boşanmalar başlıyor. Yuvalar yıkılıyor mağduriyetler başlıyor. İstatistiklere göre günümüzde boşanmalar, evliliklerin önüne geçmiş. Çünkü çağdaşlık adına kadın evinden çıkarılmış, iş alanlarında istihdam edilmiştir. Dinimizde evlilik ayet ve hadislerle teşvik edilmiştir. Evlilik çağına gelen kız erkek çocukları evlendirmek, evlilikte kolaylık göstermek dinimizin emridir. Nikâhsızlık Dinimizde haramdır ve neslin katledilişidir. Nikâhlı evlilik ise neslin devamı ve çoğalmasıdır. Doğacak neslin ıslahı birinci derece Ana Babaya bırakılmıştır. Evlilikte denklik esastır. Evlilik nikâh akdidir. Nikâhta kadına verilecek, güvence altına alınacak Mehir vardır. Kadın için bu Mehir Altın olduğu gibi, Daire, araba veya başka taşınır, taşınmaz mallar olabilir. Eşler Dört değer için evlenir. Güzellik, Asalet, zenginlik ve Dindarlıktır. Tercih ise dindarlıksa da dört meziyet iki gençte bulunursa nur ala nurdur.

Günümüz evlilik kriterleri ise, Zenginlik, mevki makamlar ve yüksekokul mezunu olma şartıdır. Bazı edepli gençler yaşları otuza dayanmış, Maddi külfetten evlenemiyor. Geçmişte çağdışı başlık vardı. Şimdi oda yok, ama şimdi de onun kaç katını alan sömürü araçları var. Kız tarafının istekleri dudak uçuklatıyor. Beş odalı döşeli ev, son model araba, en pahalı mobilya çeşitleri, ziynet eşyası altın, son model Telefon vs.. Damat hayat boyu çalışsa bu borçlardan kurtulamaz. Böylesi bir evlilikte sıkıntılı olur. Kayınbaba, Kaynana hiç dert değil, bunlar yeni nesilde defterden silinmiş. Anlaşmazlıklarda ise gelin veya damadın koşacağı yer Anne baba veya kaynanadır. Bazı hokkabazlar Feminizm adı altında (kadın erkek eşitliği) Kadın erkek kadın eşitliğinden dem vurur. Dinimizde Kadında erkekte birer değerdir. Erkekte Kemal Kadında ise Cemal aranır.

Kadının erkek üzerinde, erkeğin kadın üzerinde hakları vardır. Riayet edilirse, sarsılmaz yuvalara kavuşuruz. Kadın erkekleşir, erkek kadınlaşırsa o zaman fıtrata müdahaledir ki, Huzurlu yuvada olmaz. Fıtri olarak kadında olmayan bazı vasıflar erkekte, erkekte olmayan bazı meziyetler ise kadında mevcuttur. Bu değişmez bir kuraldır. Eşitlik istiyorsanız erkekte çocuk doğursun deriz. İslam’a göre evlenenlerin çocukları yani torunlar çocukların meyvesidir. Bana sorsanız dünyada en tatlı yaratılan nedir? Torundur derim. Büyüklerimiz torun cevizin içidir demişler. Bozulmamış aile yapımızda, nur topu çocuk var, torun var, gelin var, damat var, teyze var, hala var, dayı var, kaynana, kayın baba var bu varları yok etmeye çalışanlar da var. Müslümanlar uyanık olmalıdır. Bir Ülkenin geleceği kuvvetli aile yapısına bağlıdır.

Müslümanlar Dinin gereği fakirlere infakta bulunurlar, bu infaklar kadim medeniyetimiz gereği, Ülkemiz sınırlarını aşmış, suyu olmayanlara su kuyusu açmak, aşı olmayanın karnını doyurmak, hasta olanları hastalıktan kurtarmak, yaşam için öncü olmak gibi kalıcı hayır amelleri insanı duygulandırıyor. Bunlar gibi ülkemizde ki, vakıflar, dernekler, medreseler, sendikalar, kurslar, siyasetçiler , evlilik çağına gelmiş, maddi sebeplerden dolayı evlenemeyen gençlere el atsalar, gündemlerine alsalar, bulsalar, öncü olsalar başta barınma, evlilik eşyalarını temin konusunda emek verseler dünyanın en büyük hayrını işlemiş olurlar diye düşünüyorum…

Bu hayırlı amel aynı zamanda Nikâhsızlığın panzehiridir. Tüm insanlar zengin veya fakir değildir. Kapitalizm sisteminde elit takım var emek vermeden sömürenler bu sınıf devamlı emek vermeden servetine servet katarlar. Fakir çoğunlukta edebinden boynu da büküktür meşru dairede zengin olanlar, nereden kazandım nereye sarf ettim muhasebesini yapması gerekir. Bir iki hadis meali; Allah Resulü SAV. Buyurur  “Nikâhın hayırlısı külfetsiz olanıdır” Ebu Davut Nikâh 32. “ Zenginlerin davet edilip, fakirlerin çağrılmadığı düğün yemeği ne fena bir yemektir. Buhari Nikâh.72” “Evleniniz boşanmayınız, zira boşanmayla arş titrer.”Ali El Mutteki1161.Başka söze ne hacet  vesselam…