Bediüzzaman, Milliyetçilik anlayışı ile Şanlıurfada Anıldı
Şanlıurfada, Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin vefatının 53. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen bir programla anıldı
Şanlıurfada, Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin vefatının 53. yıl dönümü nedeniyle Bediüzzaman Vakfı ve Risale-i Nur Enstitüsü tarafından İnsanlık ve Dünya Barışı İçin Said Nursinin Milliyet Anlayışı, konulu konferans düzenlendi. Konferansta; Said Nursiye göre milliyetçilik, ırkçılık, terör ve Kürt meselesi ile ilgili konuşan Yeni Asya Gazetesi Yazarlarından Turgut Özal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Battal, Milliyetçilik fikrinin tarih boyunca işe yaramadığını ve çok zarar verdiğini öne sürerek, milliyetçilik, bizim imtihanımızdır dedi.
Mehmet Akif İnan Konferans Salonunda, Zübeyr Zorlunun takdim ettiği programa; Şanlıurfa Valisi Celalettin Güvenç, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ahmet Al, İl Emniyet Müdürü Mehmet Likoğlu, Vakıflar Bölge Müdürü Müslüm Tüysüz, Hilvan Belediye Başkanı Aslan Ali Bayık, Şanlıurfaspor Kulüp Başkanı Fethi Şimşek, Müftü Vekili Ahmet Altıok, Şanlıurfa Milletvekillerinden Halil Özcan ve Mahmut Kaçar, bürokratlar, Mustafa Kılıç Hoca ve Molla Halil ile yaklaşık bin 200 davetli katıldı.
Kalabalık nedeniyle onlarca kişinin ayakta izlediği program, davete katılamayanların gönderdiği telgrafların okunmasının ardından Miskinler Cami İmamı Hafız Mustafa Yeşildağın okuduğu Kuranı Kerim tilaveti ile başladı.
BAKAN GÜLER: SAİD NURSİYİ RAHMETLE ANIYORUZ
Davet edildiği İnsanlık ve dünya barışı için Said Nursinin millet anlayışı, konulu konferansa katılmadığı için telgraf gönderen İç İşleri Bakanı Muammer Güler, gönderdiği telgrafından şunları kaydetti: İnsanlık ve dünya barışı için milliyetimiz bir vücuttur. Ruhu İslamiyet, aklı kuran ve imandır, sözü ile milliyet kavramını en güzel şekilde tanımlayan Bediüzzaman Said Nursinin vefatının yıl dönümü nedeniyle düzenlenen programa yoğun program nedeniyle katılamayacağım. Nazik davetiniz için teşekkür ediyor, Bediüzzaman Said Nursiyi rahmetle anıyorum
URFA, ŞARKIN MERKEZİ
Konferansın açılış konuşmasını yapan Yrd. Doç. Dr. Murat Ergin, Bediüzzaman adına kurulan vakfın, Dünyada ilk ve tek olduğunu belirterek, Bediüzzaman Eğitim Kültür ve Sanat Vakfı, Şanlıurfada 1993 yılında kurulmuş ve halen faaliyet gösteren bir vakıftır. Vakfımız, geçen 20 yıl içerisinde bir çok hayırlı işlere imza atmıştır. Kürdiyle, Türküyle birlikte huzur kenti olan Şanlıurfa, Arabistanın Anadolunun ve şarkın merkezi olma özelliğini göstermektedir dedi. Erginin konuşmasının ardından Osman Ağan Camii İmam Hatibi Faruk Gökhan, Çekilip Nuru Hidayet kasidesini okurken, salonda duygulu anlar yaşandı.
HEPİMİZ AYNI MİLLETTEN DEĞİLİZ
Turgut Özal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Battal, öğrencilik yıllarında yaşadığı bir anısını anlatarak konferansa başladı. Battal, Ortaokul yıllarında, Bingölden sürgün olarak gelen öğretmen adaylarını görünce, düşündüm ki hepimiz aynı milletten değiliz. Milliyetçilik meseleleri, 1980li yıllarda terör belası nedeniyle hepimizin yeniden gündemine girdiğinde, beladan kurtulmanın yollarını aradık. Ve çözüm olarak, bildiğim her şeyi unutup, Halil İbrahimin hemşerisi olmaya gayret ettim dedi.
MİLLİYETÇİLİK, İYİ Mİ? KÖTÜ MÜ?
Konferansta milliyetçilik konusuyla ilgili konuşan Prof. Dr. Ahmet Battal, Milliyetçilik nasıl bir şey? İyi mi? Kötü mü? Milliyetçilik, bünyeye göre değişiyor. Konferans başlamadan önce, belediye başkan vekilimize şunu sordum, nasıl oldu da bu memleket terör meselesinden kendini kurtardı. Başkan vekilimiz ise şunu söyledi; biz vatan perver ve milliyetçi insanlarız terörü memleketimize sokmadık. Milliyetçilik, kötü bir şey diyenlere; bakın milliyetçilik, terörü önlemiştir. İlk milliyetçinin kim olduğunu merak edenlere şunu söylüyorum; ilk milliyetçi şeytandır. Şeytan demiştir ki; benim ırkım başka, Âdemin ırkı başka ve üstelik onun ırkı benden daha kalitesiz, bu kalitesiz ırka neden itiyat edeyim deyip ilk milliyetçiliği o yapmış dedi.
MİLLİYETÇİLİK İKİ BİÇİMDE OLUR
Milliyetçiliğin sınıflandırıldığını belirten Prof. Battan, şunları söyledi; Bana göre milliyetçilik, iki biçimden olur. Birileri der ki ben üstün ırktanım, diğer insanları beşinci sınıf olmakla aşağılar. Sonra o diğer insanlardan biri çıkar, der ki bizde varız ve kendi toplumunun varlığını ispatlamak için bir yola girer. Kanaatimce, birinci tür milliyetçiliğe etkin milliyetçilik ve daha açık bir dille üstünlükçü milliyetçilik diyebiliriz. Almanyada Almanların, Türkiyede anadili Türkçe olanların milliyetçiliği, buna örnektir. İkinci tür milliyetçilik ise bizde varız milliyetçiliğidir. Almanyada Yahudilerin, Türkiyede diğer ırkların, milliyet duygusunu öne çıkartmaları ise buna örnektir. Sizce hangisi iyi? Bana kalırsa; ikisi de kötü ama aktif milliyetçilik daha kötü. Çünkü, aktif milliyetçiliği olmasaydı, tepki milliyetçiliği ortaya çıkmazdı. O halde bugün belanın, sıkıntının derdin kaynağını eğer Kürt kardeşlerimizde arıyorsak bilelim ki derdin kaynağı aslında hakikatte Türk de olmayan ama Türkçülük dava ederek, diğer bütün Ümmeti Muhammedi yok saymaya çalışan ırkçı faşist insanlardır.
KURAN OKUYANLAR CAHİL SAYILMIŞ
1924 yılından sonra gelen yeniliğe ulus devlet denildiğini belirten Prof. Battan, Ulus devlet denilen anlayış ile 1 dili konuşanları 1nci sınıf sayıp, diğerlerine ise önce bu dili konuş sonra seni adam sayayım, 1 alfabe bilenler 1nci sınıf sayılmış, kuranı okuyorum diyenlere seni cahil sayıyorum denilmiş. Camilerde Türkçe ezan ile insanlar namaza davet edilmiş, siz zannediyor musunuz bu insanlar namazı, sırf kendi günahkarlığından bırakmış. Namazın kılınacağı camide Türkçe ezan okunuyorsa ve sizde biliyorsanız Türkçe ezan, ezan değildir, gidermişiniz o camiye? İşte bugün dini eksikliğimizin temel sebebi, yanlış milliyet ve milliyetçilik anlaşması olmuştur dedi.
MİLLİYETÇİLİK TARİH BOYUNCA ÇOK ZARAR VERDİ
Milliyetçilik fikrinin tarih boyunca işe yaramadığını ve çok zarar verdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Battal, milliyetçilik fikrinin ilk büyük zararı hepinizin de bildiği üzere hilafetin saltanata dönmesidir diye konuşmasına devam etti. Battal, "Ne zaman hilafet saltanata dönmüş 4 halifeden sonra. Gerekçe ne? Saltanat, yani iktidar arayışı. İktidarda, sürekli kalmak arzusu. Bu düşünce maalesef saltanatı doğurmuştur. Bugün batıya karşı boynumuzun eğik olmasının, insan hakları konusunda eksik olmamızın en büyük sebebi cumhuriyeti ve hilafeti terk edip milliyetçi saltanat anlayışına dönmüş olmamızdır. Eğer saltanattan kurtulabilseydik hem İslam dünyasının hem de tüm dünyanın önü açılmış olacaktı" dedi.
SAİD NURSİ MİLLİYETÇİMİYDİ?
Milliyetçilik konusunda son olarak Bediüzzaman Said Nursiyi ele alan Battal, üstadın tabi olduğu tek fikir akımının ahireti kurtarma cereyanı olduğunu söyledi. Battal, Üstad, Türk milliyetçisi miydi? Kürt milliyetçisi miydi? Üstadın tabi olduğu tek fikir akımı ahireti kurtarma cereyanıdır. Milliyetçilik her boyutuyla dünyevi bir cereyandır. Dünyamıza ait ve dünyevi yönümüzle ilgilidir dedi.
KÜRT MESELESİ ANCAK BİR YOLLA ÇÖZÜLÜR
Konuşmasında Kürt meselesini de konuşan Prof. Ahmet Battal, Kürt meselesinin hangi yolla çözüleceğini anlattı. Battal, Kürt meselesi nasıl çözülür sorusuna şu cevabı verdim; her bir Türkün bir Kürt kankası olmadıkça bu mesele çözülmez. Cevabımın çok geçmeden yanlış olduğunu anladım. Koyu ırkçı biri bana aşırı milliyetçi olduğunu ve aynı zamanda Kürt arkadaşlarının olduğunu söyleyince, biraz düşündüm. Böyle bir insanın nasıl Kürt arkadaşı olur diye kafamı yoklarken, Kürt arkadaşlarının hepsinin tıraşlandığını fark ettim. Bunun üzerine röportajdaki sözümü değiştirdim. Bu memlekette bu meseleyi çözmemiz için, her bir Türk milliyetçisinin, Kürt milliyetçisi bir kankasının olması lazım dedi.
TERÖR, MASUMUN HAKKINI İHLAL ETMEKTİR
Konuşmasında son olarak terör meselesine değinen Prof. Battal, Muhalefet için gerekirse sivil itaatsizlik yapın. Ama sivil itaatsizliğin bir adım ötesi terördür ve terör, masumun hakkını ihlal etmektir. Hak arayayım derken, başkalarının hakkını gasp etmektir. Elbette biz bunları biliyoruz, ya dağa çıkan bu zavallılara bunu kim öğretecek ve anlatacak. Bediüzzaman ve talebeleri bunu anlattı. Ve onların dersinin öğrenildiği dönemde hiçbir isyan olmadı. Onların dersinin tutulmadığı, 12 Eylül darbesinden sonra darbecilerin zihniyeti PKKyı büyüttü, dağa çıkarttı. Ve başımıza en büyük bela haline geldi. O gün, mücadele edenler sizlersiniz. Sizler bu mücadeleye, devam ve gayret etmelisiniz. Bu milletin yeni bir kardeşlik projesine şiddetle ihtiyacı var dedi.
BEDİÜZZAMAN ÖLMEDİ
Konuşmanın ardından soru cevap kısmında konuşan Prof. Dr. Ahmet Battal, son zamanlarda tartışılan Said Nursinin mezarı nerede soruna açıklık getirdi. Prof. Dr. Battal, Bence üstad, mezarda değildir. Üstad, ölmemiştir ve kitaplarında, kalbinizde yaşamaktadır. Üstadı öldürenler, ondan yararlanmak için arada bu konuları manşete taşırlar dedi.
Konferans sonunda, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ahmet Al, konuşmacı Prof. Dr. Ahmet Battala teşekkür plaketi verdi.