Bediüzzaman göre örtünmenin hikmetleri

Bediüzzaman göre örtünmenin hikmetleri

Allah Kur an da şöyle buyuruyor: Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve inananların kadınlarına söyle. (bir ihtiyaç için dışarı çıktıklarında) örtülerini üzerlerine alsınlar; onların tanınıp incitilmemeleri için en doğru olan budur.
Bediüzzaman a göre bu ayet tesettürü emrediyor.

Batı uygarlığı ise Kur an ın bu hükmünü kadınlar açısından bir esaret kabul ediyor. Kur anın tesettür hükmünün fıtrî olduğu ve tesettürsüzlüğün fıtrata aykırı olduğu hususunu şu şekilde izah etmek mümkündür:

Kadınlar yaratılış itibariyle zayıf ve nazik oldukları için hayatlarından çok sevdikleri yavrularını himaye edecek bir erkeğin yardımına muhtaçtırlar.

Bu yüzden kadın kendini sevdirmek ve nefret ettirmemek için fıtrî bir meyil taşımaktadır. Diğer taraftan kadınların önemli bir kısmı ya ihtiyarlıktan ya da güzel olmadıklarından, kendilerini başkalarına göstermek istemezler.

Üstelik kadınların büyük bir kısmı da kıskanç olur ki, kendisinden daha güzel olanlara nispeten çirkin düşmemek, saldırıya maruz kalmamak ve kocasının nazarında hıyanetle itham edilmemek için fıtraten tesettür isterler.

Nitekim kendilerini en çok saklayanların yaşlı kadınlar olduğu dikkate alınırsa, konu daha da iyi anlaşılacaktır. Kaldı ki, hem güzel, hem genç, hem de kendisini yabancılara göstermekten çekinmeyen kadınların oranı yüzde otuz ya da yüzde kırk olabilir. 

 Bediüzzaman ın tespitlerine göre kadın göz hapsine alınmaktan hoşlanmaz. Çünkü kadın sevmediği adamların bakışlarından sıkılır. Hatta açık giyinen güzel bir kadın kendisine bakan namahrem erkeklerin yüzde sekseninden sıkılır. Hatta denilebilir ki, fıtratı fuhuşla bozulmamış güzel bir kadın nazik olduğu için kötü bakışlardan sıkılır.

Nitekim Avrupa da bile birçok kadın kötü niyetli erkeklerin dikkatli bakışlarından sıkılarak Bu alçaklar bizi göz hapsine alıp sıkıyorlar diyerek polise şikâyette bulunuyorlar.

 Demek ki, Batı uygarlığının tesettürü kaldırması fıtrata aykırıdır. Kur an ın tesettür emri ise fıtrî olduğu gibi birer şefkat madeni olan kadınları alçaklıktan, zillete düşmekten, manevi esaret ve felaketten kurtarıyor.
Diğer taraftan kadınlardaki çekingenlik tesettürü gerektirir. Çünkü kadınlarda, yabancı erkeklere karşı fıtraten bir çekingenlik vardır.

Çekingenlik ise tesettürü gerektirir; şöyle ki: Kadın açısından sekiz-dokuz dakika sürecek gayri meşru bir zevkin, dokuz ay sürecek ağır bir hamilelik döneminden başka, en az dokuz yıl sürecek babasız bir çocuğu terbiye etme gibi korkunç bir belaya sebep olma ihtimali de vardır.

Bu tür olaylar sık sık meydana geldiğinden kadının bozulmamış fıtratı erkeklerin tacizlerinden korkar.

Çünkü kadın yaratışlı itibariyle erkeklerin şehvetini tahrik etmek ve böylece onların tacizlerine maruz kalmak istemiyor.

Kadın tesettür emrine riayet etmekle,  tacizci ve saldırgan erkeklere karşı en büyük siperinin tesettürü olduğunu ifade etmeye çalışıyor.

Bir vakit Ankara da, çarşı içinde ve halkın gözü önünde,  adi bir kundura boyacısının yüksek rütbeli bir adamın açık bacaklı karısına sarkıntılık etmesi, tesettür aleyhinde olanların hayâsız yüzlerine büyük bir şamar vuruyor.