Bayramda gazetecilerin(!) sendromu ortaya çıktı

Bayramda gazetecilerin(!) sendromu ortaya çıktı

Şanlıurfa’da bayram, sıcak havaların ardından aynı sıcak yüreklilikle kutlandı. Bayramı yüreğinde yaşayanların bayramını yeniden kutlarım…

Bu bayramda AK Parti Bakan Faruk Çelik’in katılımı ile bayramı kutladı.

Burada yaşanan bir olay cazgırlar tarafından alevlendirilmek istendi.

AK Parti Yönetim Kurulu Üyesi tarafından alanda bulunan muhabirlere “bayram harçlığı” verildi.

 

Şimdiye kadar haber karşılığında para alanlar, bu kez parti adına bir gazeteci tarafından verilen paraları görünce afalladılar.

 

Önce şaşkınlık yaşayan “sözüm ona bazı gazeteciler”, parayı almak istememişler, daha sonra ise alandaki gazeteciler “harçlıklarını” almışlar.

 

Ancak işin rengi bambaşka!...

 

Parayla haber yapan, gece yarısı pazarlık yapanlar “Gazeteci(!) olupta, “Etik” dersi vermeye kalkıştılar.

 

Bakın, öyle ulu orta “gazetecilik dersi” vermeye kalkışmaları, cayırtıları, “suçluluk psikolojisinden” geliyor. 

 

Gazeteci kimlikli “kıymeti kendinden menkul gazeteciler(!)” partili, işadamı ve STK temsilcilerinden para alırlarken, bazılar ise telefon, evinin elektrik ve su faturalarını bir şekilde hallediyorlar(!).

 

Yakın zamana gelince, gazeteci kılıklı biri kalkmış köşesinde ahlak dersi veriyor, oysa geçmişiyle ve yakında bir partiden kimlere erzak aldırdığı hafızalardan silinmemiştir.

 

Bunlar akılları sıra kapalı kapılar ardında yapıyorlar bunu. Beyefendiler!.. Kimin neler yaptığını biliyoruz.

 

Bir başka köşebazın biri ise köşesinde ahlak dersi verirken kimden nasıl para karşılığı haber yaptığını anlatırken; “Bu işler böyle yürüyor, büyüklerimizden böyle gördük” diyerek yaptığı ahlaksızlığın meşru olduğu ve yapmayan gazetecilerin ise beceriksiz olduğu belirtmişti bir toplumda.

Pek saygı değer gazeteciler ve köşebazlar(!), herkesin “cemaziyel evveli” ortada. Kimse kendini parlatıp ta sureti haktan göstermeye kalkışmasın.

Şimdi bu manzaraya bakıyorum aklıma şu söz geliyor “Dinime dahleden bari Müslüman olsa”

 

Orada parayı dağıtan arkadaş aslında herkesin yüzündeki maskenin inmesine vesile olmuş. Kısaca “kral çıplak” demiştir.

 

Cayırtının diğer sebepleri ise verilen paranın az olması ve aracının ise gazeteci olması…

AK Partiye gelince…

Geçmişi karıştırmayalım…

Çok yakın zamanda yaşananları irdeleyelim…

 

Seçim sürecinde AK Parti tarafından kurulan SeKaMette, değerli ve saygıdeğer basına dağıtılan paralar ne oldu?

 

Söz konusu cayırtıyı koparan medyaya bireysel olarak verdiğiniz reklam(!)lar hala dönmüyor mu?

 

Haber(!) yayınlamak için “siteye abonelik” var mı?

Ve daha neler neler….

 

Şimdi işgüzarın biri çıkıp, bunların belgesi nerde diye sormasın…

O zaman Melih Gökçek’in sözünü hatırlatırım

 

Ancak vicdanlı ve namuslu gazetecilerden istirhamım, ayna karşısına geçip bir muhasebe yapsınlar…

 

Son olarak şunu söylemek isterim. Bu karga AK Partinindir…