BATAKLIK KURUTULMADAN SİNEKLER BİTMEZ
Edebi kelimeler bize çok şeyler anlatır. Mecazi de olsalar çok şeyler ifade eder. Günlük yaşantımıza ışık tutar. Başlıkta ki ifadeler de aynı anlamla doludur. Gerçekten bizi rahatsız eden bazı şeylerin temeline inmek lazımdır.
Vücudumuz da kök salmış bir yarayı pansuman etmekle iyileştiremeyiz. Etrafımızda ki bataklıktan neşet eden ve bizi rahatsız eden haşereleri ilaç atmakla bitiremeyiz, bataklık kurutulmadan rahatsızlığımız devam eder, kokusunu devamlı çekeriz. Yaz günlerinde sivrisineklerle mücadele de duman püskürtmekle olur. Ancak yeterli değil nerede bir bataklık var oraya müdahale edilir. Bataklık kurutulur o şekilde ilaçlanırsa tam netice alınır. Sivrisineklerin vızıltısından net kurtuluruz. İlaçlamaya da pek ihtiyaç kalmaz. Günlük yaşantımızda ki aksaklıklar, kanunsuzluklar, meydana gelen hadiseler de bu anlatılan misal gibidir. Var olan bataklıklarla 28 Şubat, 80 darbesi, E Muhtırası, Balyoz eylemi ve nice kanunsuz, insansız, ahlak dışı fiiller işlenir. Sonrasında ise bataklığı kurutmadan sinek avına çıkılır. Yapılan yanlış eylemin biteceğine inanılır. Nutuklar atılır. Manşetler dizilir. Oturumlar düzenlenir. Karşılıklı atışmalarla zihinleri bulandırılır. Kimse işin özüne inmez asıl ilaca, kurtuluşa el atmaz, sorunlar katlanarak devam eder, çözümler çözümsüzleşir. Bütün çabalar havada kalır. Pansuman çözümler yaraları daha da ağırlaştırır. Kangren haline getirir.
Bir sistem düşünün Diyaneti, Müftüleri vaizleri, yüz binlerce din görevlileri olsun, fakat din alanında, dini anlatımda özgür olmasın önlerine laik sistemle barikatlar kurulsun, yetkisiz olsun. Kutlu Doğumlarla sadece yetinsin işte din budur denilsin, her şey gül gülistan gösterilsin, kadına şiddet için çareler aransın dine hiç müracaat edilmesin diyanetten dinin ilkeleri alınmasın, Çünkü sistem laiktir laik kalacaktır, dini şeyler referans alınmaz. Eğitimin hantallığından bahsedilir. Çözüm yollarında Laik, Maddeci, Kemalist ilkelere neşter vurulmaz, dine hiç müracaat edilmez çünkü laiklik zedelenir, anlamı anlatılmayan Kuran dersi konur, bununla her şeyin bittiği zannedilir. Ulusalcılarda bas bas bağırır laiklik elden gidiyor diye. Darbelerden hesap soruyorum denilir yaş kuru beraber yanar, darbelerde yaş kurular yandıkları gibi, suçlular ceza evlerine tankların yürütüldükleri ilçe ceza evlerine konulur, darbeler bitti denilir ne yazık ki sineklerle uğraşılır ama bataklıklar kurutulmaz. Zamanı gelince ayni şeyler şedit bir şekilde devam eder. Asker de Namaz kılan, eşi örtülü olan irticacıdır. Bu hal araştırılmaz, çareler aranmaz, laiklik zedelenir ya. Askere nasıl bir eğitim veriliyor, kim veriyor hiç sorgulanmaz, mevcutlara dokunulmaz, çünkü Kemalizm’e halel gelir. Darbe heveslilerine sunulan ayrımcılıklar, saltanatlar, özel korumalarla korumalar, tahsis edilen lojmanlar, kurşungeçirmez zırhlılar, milletin parasından seferber edilir. Bu bataklığın çözümünde yine dine başvurulmaz, Kemalizm elbisesi giyimine devam edilir. Darbe severler hatırlansın diye okullara, kışlalara, Üniversitelere, organize sanayilerine isimleri nakşedilir. Gölgesinden halk bile korkulur, birileri de bunları korur.
Yakında tüm ordu mensuplarına zam yapıldı tutuklularda zam alacakmış, ne yazık ki memura yapılacak zam 2 kg. et parası kadar. 4. aydayız henüz zam alamamış, çünkü bazılarına ayrımcılık elzemmiş, onların halka çevireceği namluları var. Bazıları bu yazımı nahoş karşılayabilir peki nasıl izah edelim. Terörle mücadeleden bahsedilir. Masum insanlar ya ölür, ya öldürür, darbecilerin çocukları terör semtine uğramaz, Babaları kulelerden bakar, nameler salar, nutuklar atar, Bayrak vatandan dem vurulur. Irkçı söylemlerle yer gök inletilir. Bir Türk dünyaya bedeldir denir. İnsan öldürmekle terörün biteceğine inanılır, Milletin parası çarçur edilir, yine sineklerle uğraşılır bataklığa dokunulmaz, dini çareler hiç akla gelmez, Faili meçhullerin kafatasları aranır, laiklik, demokrasi ucubesi adına bir nesilde iz bırakılır. Saltanatlara devam, altta kalanın canı çıksın. Gençliğin yetişmesinden bahsedilir. Eğitimi vicdan cüzdan arasında kalır, gençlik dershanelere mahkûm edilir, kolay sömürme zengin olma şahları türetilir. Bazılarının yarışında ayaklara pranga vurulur, ekmeden biçmeye kalkılır. Sineklerle uğraşılır, gençlik için sporun her dalı din haline getirilir, spor gençliğin kurtuluşu sayılır. Genç, dinle nemlenmez. Karl Marx ne demişti? Din afyondur. Laik sistem de aynı düşüncede, dinin dışındaki tüm kafa uyuşturucu şeyler laik sistemde genç için mubahtır. Ülke için Anayasa hazırlanır, eski anayasa darbe ürünüdür denir her kesimden görüş alınır, ancak din adamı hariç, çünkü T.C. laiktir. Din laikliğe karışamaz, uygulamaları ile laiklik her an dinin balyozudur. İstediği an indirir. Laik sistemin istediği kadar dinde hür olabilirsin. Yine anayasalar yazboz tahtasına çevrilir. Din anayasanın semtine uğramaz. Sineklerle uğraşılır. Kokmuş bataklığa dokunulmaz. Ülkeler istila edilir, kanlar akıtılır elli yıllık saltanatlar yıkılır. Çareler aranır, dinin semtine uğranmaz. Kullanma tarihleri geçmişler alaşağı edilir, yeni başlangıç, Laik, demokrasi havarileri başa davet edilir. Desteklenir. Bunları çoğaltmak mümkün, işin özüne gelecek olursak, Bediuzzamanın ifadesi ile “DİN HAYATIN HAYATI, HEM NURU HEM ESASI İHYAYI DİNLE OLUR ŞU MİLLETİN İHYASI” İmamı gazalı da “VİCDANDA OLMAYAN ADALET KANULARLA TATBİK EDİLEMEZ” der. Ey Laik, ladin, maddeci sistemlerin koruma ve kollayıcıları bataklıkları kurutmadan sinekler öldürmekle sorunları çözemezsiniz.