BAŞÖRTÜSÜ MEYDAN SAVAŞI

BAŞÖRTÜSÜ MEYDAN SAVAŞI

T. Cumhuriyeti tarihi boyunca muhafazakârlık ve dindarlıkla öne çıkan insanlar hep baskı ve zulüm gördüler.  Bilenler bilir; Eskiden T. C. Kanununun 163. Maddesi ve 6187 sayılı kanun, devletin temel nizamlarını dini esaslara uydurmaya çalışanlara ceza yağdırıyordu. Ancak sol görüşlü ve insafsız hâkimlerin ellerine düşen dindar insanlara bu maddeler uygulanarak mağdur edilebiliyorlardı. Bu iki kanun maddesi 1990'lara kadar demokles kılıcı gibi dindarların başı üzerinde durdu. Ta ki Rahmetli Turgut Özal bu maddeleri kaldırıncaya kadar…

Fakat dindarları mahkûm etmek isteyen zihniyet, 163. maddenin kaldırılmasından sonra da kanun bulmakta hiç zorluk çekmedi.

Terörle mücadele kanununun bir maddesinden yararlanılarak yine dindarlar istendiğinde mahkûm edilebiliyorlardı. Daha üç yıl önce Yargıtay başsavcısı yüzde 47 oy alarak iktidara gelen AK Partinin temelli kapatılması için dava açtı. Savcının googleden bulduğu bulgular Ak Partinin laiklik aleyhindeki faaliyetlerin odağı haline geldiğini göstermeye yetmişti ve Ak Parti bu ithamla mahkûm edildi.

Fakat Cumhuriyet tarihinde ilk defa işler tersine döndü. CHP köklerine muhalefet ederek, ya da danışıklı dövüşerek başörtüsü yasağının kaldırılabileceğini söyledi.  CHP'nin bu sözünde samimi olup olmaması yakında anlaşılacaktır. Nitekim şimdiden bazı sözcüler CHP'nin altı okunu hatırlatarak ve başörtüsü gibi bir konunun gündemlerinde olmaması gerektiğini savunarak Genel başkana bayrak açmış durumdalar. Ancak işin püf noktası kimin başörtüsü yasağını kaldırma teklifini TBM Meclisine vereceğidir. CHP, bu teklifin yapılmasını AK Partiden bekliyor. Oysa daha önce, MHP'nin desteğiyle başörtüsü yasağını kaldıran kanun teklifini yasalaştırdığı için CHP kanunun Anayasa Mahkemesine götürmüş; mahkeme de kanunu iptal etmişti. Yargıtay başsavcısı da iptal edilen bu kanuna dayanarak AK Parti'yi laiklik aleyhindeki çalışmaların odağı haline gelmekle suçlamış ve Parti mahkûm edilmişti. 

Eğer Ak Parti bugün kalkıp başörtüsü yasağını kaldıracak bir kanun teklifi verirse Yargıtay başsavcısının tekrar faaliyete geçeceği muhakkaktır. Sayın başbakan bunu çok iyi biliyor. Bu yüzden teklifin CHP'den gelmesini bekliyor. Gerçi BDP böyle bir teklifi verdi; ancak AK Partinin, bunu ya da MHP'den gelecek kanun tekliflerini ciddiye alacağını sanmıyorum.  Sayın Başbakan açık olarak ifade etti: "Teklifi getirin; Diyanetten de görüş alarak teklifi kanunlaştıralım." Parti sözcüsü Hüseyin Çelik de: "CHP kanunu Anayasa Mahkemesine götürmeyecekse meclisten  çıkarabiliriz" dedi.

Hâsılı, CHP ile Ak Parti arasında, başörtüsü konusunda ince bir taktik savaşı başlamış bulunmaktadır. CHP'nin son taktiğine göre, Ak Parti başörtüsünü tanımlasın ve ondan sonra teklifi versin, diyor. Oysa Başbakan işin farkında: "Gelin Diyanete soralım; başörtüsünün sınırlarını devletin bu en eski kurumu bize anlatsın" diyor. CHP buna henüz cevap verememiştir.

Bekleyip göreceğiz; bakalım bu taktik savaşları nasıl sonuçlanacaktır. Bu işten milletin kazançlı çıkacağı muhakkaktır. Çünkü samimi olmayan taktikler artık milletimizin canına tak etmiştir. Millet bu gayri ciddi manevraları yutmayacaktır.