Barolardan İtidal Çağrısı
Doğu ve Güneydoğu Baro başkanları, son günlerde meydana gelen olay nedeni ile itidal çağrısı yaptılar. Barolar yaptıkları ortak açıklamada; Bölgemizde ve ülke genelinde tansiyonun düşürülmesi, operasyonların ve şiddetin durması için itidal çağrısında bulunundular.
İşte 14 Baro adına yapılan ortak basın açıklaması: “12 Haziran 2011 tarihinde yapılacak olan genel seçimlerden sonrasına ilişkin önemli sosyal, siyasal ve hukuksal sorunların çözülmesi yönünde toplumda beklentiler mevcuttur. Kısmi değişikliklere rağmen bir darbe anayasası olan ve toplumun benimsemediği 1982 anayasası kökten değiştirilerek bu beklentilerin karşılanması gerekir. Bu konuda toplumun tamamında fikir birliği ve beklentiler vardır. Toplumun temel yaklaşımı; ötekileşmeyi ortadan kaldıran, farklılıkları doğal hali ile kabullenen, bu farklılıkların yaşamlarını idame ettirmesinin devletin sorumluluğunda olduğunu kabul eden, etnik, dini veya siyasal kimliklere bu açıdan eşit mesafede duran, bir özgür anayasal düzen gereksinimidir. Bu umut beklentisi; hemen hemen yaşamın her alanında kendini gösteren; başörtüsü engellemesi, Alevilerin istemlerinden oluşan inanç ve ibadet hürriyeti, Kürtlerin kimlik ve anadilde eğitim taleplerinin ihtiyaçlarına da cevap verilmesini gerektirir.
İşte bu yüksek beklentilerle girilen seçim atmosferinde, takvim ilerledikçe endişeli durumlar yaşanmaya başlanarak bu durum başta siyaset bilimciler ve aydınlar tarafından vurgulanmaya başlandı. Değişim umutlarının 13 Hazirana taşınabilmesi için başta siyasal partiler olmak üzere dengelere etki eden sorumluluk sahibi tüm aktörlere, toplumun kaderini ellerinde taşıdıklarını hatırlatmak istiyoruz. Şüphesiz ki siyasi parti temsilcilerinin program ve hedeflerine uygun söylem ve eylemlerde bulunması, hatta bunu aşacak biçimde politik duruşlar sergileyerek, hedef kitlesini genişletmeye veya motive ederek başka partilere yönelimlerini engellemeye, heyecanlarını diri tutmaya yönelik, normal zamanda aşırı sayılabilecek kısmen ajitatif sayılabilecek argümanları kullanması seçim öncesinde anlaşılabilir bir durumdur.
Ancak bu söylemlerde, seçimlerden beklenen çözüm umutlarını köreltmemeye, seçim sonrasında olası arayışlara engel olacak derecede toplumu mobilize etmeye ve bireylerde değişime direnç oluşturacak şekilde zihinsel karmaşaya meydan vermemeye dikkat edilmelidir. Diyalogdan uzak çatışmacı söylemlerin ve bunlara kaynaklık eden şiddet kültürü, dönem içerisinde KCK operasyonları, gözaltı ve tutuklamalar, temsilde adaletin önünde engel teşkil eden seçim barajının yanı sıra YSK’nın bağımsız adaylara ilişkin almış olduğu karar ve sonrasında bölgemizde TSK tarafından yapılan operasyonlar Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözümü konusundaki beklentileri olumsuz olarak etkiler niteliktedir.
Kürt Meselesinin asayiş ve güvenlik meselesi olmadığı, sorunun öncelikle kimlik sorunu olduğu, bundan ötürü siyasal, kültürel, sosyal birçok unsuru içinde barındırdığı görülmelidir. Sorunu sadece güvenlik eksenli olarak algılayan anlayışın geliştirdiği dil, toplumu ayrıştırmakta ve kamplaşmalara neden olmaktadır. Kürt sorunun çözümü ve toplumun yeni anayasa ile ilgili tüm beklentilerini, umutlarını yitirmemesi için silahların susması gerekir. Türkiye’nin demokratik ve özgürlükçü bir anayasa umuduyla hazırlandığı seçimler öncesinde yaşanan operasyonların da, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun barışçıl çözümünde önemli bir engel oluşturduğunu düşünmekteyiz.
NORMAL ZAMANDA BU TARZDA YAPILMAYAN OPERASYONLARIN SEÇİM AREFESİNDE OLAĞANDIŞI UYGULANMASI KAYGI VERİCİDİR. Bölgemizde ve ülke genelinde tansiyonun düşürülmesi, operasyonların ve şiddetin durması için itidal çağrısında bulunuyoruz. Siyasi partilere, bağımsız adaylara, temsilcilerine yönelik her türlü yıldırma ve engelleme faaliyetini insanlar için temel bir hak olan, seçme ve seçilme haklarına yönelik girişim olarak değerlendiriyoruz. Ayrıca bölgemizde kimi derneklere yönelik, provokasyon amaçlı olduğunu düşündüğümüz, taşlı eylemlerin doğurabileceği kardeş kavgasına ve olası hukuk dışı ve derin yapılanmaların bu yaraları kaşımasının bölgede yaratabileceği travmaya dikkat çekiyor, düşünceyi ifade özgürlüğüne, çok sesliliğe, örgütlenme hakkına saygı gösterilmesini istiyoruz. Basına ve Kamuoyuna saygı ile duyurulur.”
ŞANLIURFA BAROSU DİYARBAKIR BAROSU ADIYAMAN BAROSU AĞRI BAROSU
BİTLİS BAROSU BİNGÖL BAROSU BATMAN BAROSU HAKKARİ BAROSU
KARS BAROSU MARDİN BAROSU SİİRT BAROSU ŞIRNAK BAROSU
TUNCELİ BAROSU VAN BAROSU