Barış’a Giden Yolda!..
Son söylenecek sözü başta söyleyeyim; Türkiye barışa giden yolda birçok engelle karşılaşacak. Ama hepsin de aşacak. Aşmak zorunda da…
Bilindiği gibi Türkiye 30 yıldan fazladır PKK ile savaş halinde. 30 yıl önce 20-30 kişiyle kurulan PKK bugün binlerle ifade edilen dağ kadrosu, 10 binlerle ifade edilen destekçisi ve milyonlarla ifade edilen sempatizanıyla artık Türkiye sınırlarını aşmış durumda!
Demek ki 30 yıllık çatışmalar, 50 binlerle ifade edilen şehitler, 300 milyar dolarlarla ifade edilen maddi zararlar toplam sonucu; bugün artık dünya gündemine oturmuş bir örgüt ortaya çıkardı. Dünya gündemine oturmasının en önemli delili; Fransa’da öldürülen PKK’lı kadınlarla 'düzenli' görüştüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı François Hollande sözleriydi. Bu alanda artık kimin eli kimin cebinde belli değil!
Bu çatışma sürecinde Kürtlerin kaybı çok daha fazla…
Kürtler mallarını kaybettiler. Vatanlarını (vatan; insanların doğup büyüdüğü yer. Yan yaşadığı bölgeyi) kaybettiler. Evlatlarını kaybettiler. En önemlisi inançlarını kaybettiler… Mollaların yeri olan şehirlerde şimdi ramazanda oruç tutmayan ve bunu çok normal bir şeymiş gibi sergileyen bir gençlik ortaya çıktı. Bunun en bariz örneğini 2007 yılında DTP kapatma davası öncesinde DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın; “Şunu herkes çok iyi bilmeli ki, biz olmasak Güneydoğu'da şeriat öne çıkar. Laikliğin gerçek kalesi bizleriz. TSK'nın laiklik söylemi ile bizim laiklik söylemimiz örtüşmektedir. Doğu ve Güneydoğu Bölgesi'nde DTP laiklik konusunda bir sigorta görevi görmektedir. DTP kapatılırsa, etkisizleşirse bölgede dini radikalizm hâkim olur. Bu da TSK'nın en fazla karşı olduğu şeydir.” Sözleri ifade ediyor…
Dindar Kürtlerden Kemalist değerleri korumayı hedefleyen dine karşı Fransız tipi laikliğin sigortası oluşturmakla tüm değerlerimizin yok edilmek hedeflenmiş… bunu kimin neden yaptığı arık bilinen bir şey! Demek ki; “Kürt diye bir millet yoktur” “dağ Türkleridir” “Kürt davasıdır” “Kürtlerin hakkını savunmadır” sloganları arasında inanç birliğimizin yok edilmesi hedeflenmiş. Kısmen de başarılı oldular. Ama artık yolun sonuna gelindi.
Ergenekon operasyonları sonrası iç desteği azalan PKK ile 30 yılda bu kadar can ve mal kaybetmiş bir Türkiye, artık kan dökmenin hiç kimseye faydası olmadığını anlamış bu yolda çok bedeller ödemiş bu milleti, barışa giden yolda hiçbir engel durduramaz.
Bunu MHP’side, DTP’side başka parti ve örgütlerde engelleyemez. Bu millet “EDİ BESE” diyor. Akan kan dursun diyor.
Bizim tercihimiz sonucu olmayan aidiyet nedeniyle hiç kimse kimseyi ayıplayamaz, kimse kimseye üstünlük taslayamaz! hadisi şerif’te; “Rabbiniz bir olduğu gibi, babalarınız, dininiz ve Peygamberiniz de birdir. Arabın Aceme, [Arap olmayana] Acemin Araba üstünlüğü olmadığı gibi, kırmızının karaya, karanın kırmızıya üstünlüğü yoktur. Hiçbir milletin diğerine üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir” [İbni Neccar] diyor.
Biz ümmet birliği içerisinde “hiçbir ırka, millete, mezhebe ve inanca ne pozitif ne de negatif ayrımcık yapmadan” birlikte yaşama olgunluğuna erişeceğiz. Tıpkı “ASR-I SAADET” döneminde olduğu gibi.