Balyoz Kafalarına Düştü

Balyoz Kafalarına Düştü

Peygamber ocağı olarak da bildiğimiz Türk silahlı kuvvetlerimiz halk olarak bağrımızdan çıkmıştır. Her vatan evladı kutsal saydığımız bu vatani görevini yani askerliğini yapmak için bazı gençlerimiz yaşlarını bile büyütürlerdi. Askere gitmek için halaylar çekilir, davullar çalınırdı. Ancak özellikle Cumhuriyet tarihinden sonra gayri Müslimlerin ve vatan hainlerinin çocuklarının isimlerini Müslüman ismi koyarak kendilerini gizleyerek şanlı ordumuza sızıp değişik kademelerde görev almayı başardılar. İşte bu gün Balyoz, Ergenekon, v.s çeteler kurarak özellikle İsrail, ABD ve bağlı devletlerin emrine girerek Cennet vatanımız üzerinden çeşitli ihanet senaryolarını sahnelemeye çalışıyorlar.

Örnek verecek olursak yapılan tüm ihtilallar, yirmi sekiz Şubat süreci darbeye teşebbüs edenler ve son alarak Yunanistan ile savaş çıkaralım, Fatih camisini bombalayalım stadyumlarda insan toplatıp kargaşa çıkaralım ki, darbe yapalım diyen darbe sever balyozcular ve onların kalıntıları kaldırdıkları balyoz başlarına çarptı. Tıpkı Ebu cehil gibi kazdıkları kuyuya kendileri düştüler. Bu bir hak tecellisidir. Üzülüyorlarmış, çocukları ağlıyormuş, şu kuralı unutmayalım ki, ağlatanlar ağlarlar, Az mı insan ağlattılar, daha çok ağlarlar, Fakir fukaranın vergileri ile maaş alacaksınız, halk sizi vatan savunması için sevecek, destekleyecek siz ise bu asil görevi bırakıp irtica avına çıkacaksınız. Din düşmanları da size iyi çocuklar diyecek, ağlama duvarında ağlayıp kendinizi sevdirmeye çalışacaksınız.  Mazlumun ahı yerde kalmaz işte ispatı.

Her ne hikmetse bu zavallı balyozcuların balyozu kendi başlarına düşünce bazılarına ateş düşmüş gibi yanıp tutuştular ve avazları çıktığı kadar bağırıyorlar ve ağlıyorlar.  Öyle anlaşılıyor ki, hala akılları başlarına gelmemiş ki, Birinin hanımı kameralar karşısında tehditler savurup sanki geçekten haklıymış gibi . Bu ülkede haklı olanlarda en az haksızlar kadar cesur olmadıkça bu zihniyet daha çok at koşturur.  Peki, bu ihtilalcılar on iki eylülde yirmi sekiz şubat’ta sadece Müslüman oldukları ve namaz kıldıkları için görevden attıkları subay, astsubay ve diğer personele neden kimse ağlamadı. İşsiz kaldılar, aç kaldılar bazılarının hayatları alt üst oldu. Kimilerin yuvaları dağıldı. Çocukları okullarından oldular. Masum insanlar fişlendi dinlendi neden? O zamanda kimse cesaret edip tepkilerini dile getirmediler. O masum insanlarda ağladılar feryat ettiler basın! Korkusundan tek kelime bile yazmadı herkes kulaklarını tıkamıştı sanki. Haksızlık karşısında susmuştu, Hukuk adamları bile bunlara alkış, şakşakçılık yapıyordu. Bir baronun adı darbeci bile olmuştu. Bu karayı beyaz gösterme devam mı edecekti? Olanlar Ayetullah’a aykırı idi. Ve hak tecelli etti daha da edecek kimsenin şüphesi olmasın.

Suçlu oldukları halde onlar enaniyetin den postallarını erlere temizletmeye devam ediyorlardı 75 milyon insan gözlerinin içine baka baka hiç utanmadılar sıkılmadılar. Türk ordusu böyle mi olacaktı ne alakası var, Benim bildiğim mehmetcık, Vatan, Din, Namus savunucusudur. Böyle olduğu müddetçe ben hep alkışlarım Mehmetçiği, Bu nadide kurumu hiç kimsenin toplum gözünden düşürmeye hakkı yoktur. Silahını halkına çeviren hiçbir ordu muvaffak olamaz, halk tarafından sevilemez.

O dönemlerde mazlum ve mağdur olanlar için bırakın etkiyi tepkiyi dava bile açamadılar çünkü bu çetecilerin dokunulmazlık zırhları vardı. Ama artık takke düştü kel göründü adalet herkes için var. Hala dokunulamayanlar var ama umarım sıra onlara da gelecek ve hak yerini bulacak. Yine darbe girişimcileri tarafından imam hatiplerin orta kısmı kapatıldı hükümetler devrildi ülke insanlarının yarısı mağdur edildi bunlar sadece yüzeysel görüntü daha ne zulümler yaptılar. Hâlbuki irtica bahane vurgunlar şahane, kimin hakkı kime kalır.

Ne ekerseniz onu biçersiniz. Efendim daha Yargıtay süreci var deyip Yargıtay’ı şimdiden etkilemeye çalışıyorlar. Bu darbeci zihniyeti boş durmayıp ne yapıp edip darbe severlerini kurtarmanın yollarını ararken bizim sindirilmiş masum, mağdur ve hak sahibi kesimimiz den çıt yok sanırım hala uyuyorlar.

Tabi peygamber ocağı daha temizlenmedi bunun olması için en az bir on beş yıllık zamana ihtiyaç vardır. Çünkü İmam hatipten mezun olanlar şanlı ordumuza yerleşmedikçe kışlalarda ezan sesi yükselmedikçe tam anlamı ile temizlenmiş sayılmaz. İnşallah Yüce Rabbimiz subaylarımızın ve komutanlarımızın Mehmetçiğe imamlık yaptıkları Cuma günleri hutbe okudukları günleri görmeyi cümlemize nasip eder. İzlediğiniz gibi dürüst vatan evlatları birkaç yıldan beri savunma amaçlı helikopterden tutun yer araçlarına kadar her şeyi yapmayı başardılar. Bu da kısmı temizliği gösteriyor Rabbi Rahman tamamına erdirsin inşallah.