Başkanın Haccı
Şanlıurfa Belediye Başkanı Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba, Ekim ayının ilk haftasında 10. kez Haca gitmişti. Kutsal topraklarda hac vazifesini yerine getiren AK Partili Belediye Başkanı Fakıbaba, dün yurda döndü. Ziyaretçilerini kabul etmeye başlamış. Basından
Dinimiz İslama göre maddi durumu yerinde olan her Müslümanın Hac farizasını yerine getirmesi İslamin 5 şartından biridir. Ancak Hacca gidecek olan kişi akraba, dost ahbap ve tanıdıklarından mutlaka helallik dilemesi gerek. Hele bu zat yaklaşık iki bin nüfuslu bir ilin belediye başkanı ise nasıl bu kadar insandan helallik dileyecek, tabi ki dileyemez. Ancak çıkar televizyonlardan değerli hemşerilerim ben hacca gideceğim hakkınızı helal edin diyebilir. Yine basından öğrendim başarı ödülü almış şehrin belli semtlerine rötuş yap buraları göster ve ödülü kap öylemi? Urfa sadece Bahçelievler, Yenişehir, Esentepe vs birkaç tane lüks semtten ibaret değil. Bu arada 1. Dönem başkanlığı sırasında çok güzel çalışmalarla özelikle park bahçe yani peyzaj alanında örnek başkan teşkil etmiştir. Hakkını yemeyelim.
Lakin Ceket meselesinden dolayı saf vatandaşlardan almış olduğu destekle adeta Urfanın kralı benim belediye ise benim krallığımdır hissine kapılan başkan bu hissinde yanıldığını anlayınca da bir şekilde AK PARTİ trenine tekrar binmeyi başarmış ama olan vatandaşa ve şehrimize yazık olmuştur. Özellikle bağımsız olduğu dönem ise tam tersi bir çalışma sergileyen hacı başkan eski temposunu yitirerek hantal bir tempo ve gerçek dışı beyanlarda bulunarak vatandaşı uyutmuştur. Şu sıralar Sayın bakanın desteği ile bir şeyler yapmaya çalışıyorsa da aradaki yazık olan boşluğu doldurmak için değil seçim yatırımı olduğunu tahmin ediyorum.
Örnek olsun diye birkaç tane semtin ismini vereceğim: Eyyübiye mahallesinin ara sokakları ne halde? Süleymaniye mahallesinin ara ve arka sokakları ve özellikle birikethane bölgesi ve batı tarafı içler acısı. Diğer kenar mahalleler bu saydıklarımdan farksızdır. Bu semtlerde oturanların hakları ne olacak? Daha önce hakları kendisine geçmiş olup belediyece mağdur edilen kaç tane vatandaş hakkını helal eder bu bilinmez. Direkli mahallesinde ikamet eden ve karakoyun deresinden gelen o lağım kokusuna maruz kaldığım ve yaz aylarında sivrisinekten dolayı son derece rahatsız ve uykusuz kalan biri olarak hakkım varsa helal etmiyorum. Çünkü ilaçlama sağlıklı yapılmadığı gibi ilaçtan ziyade sanki su kullanılıyormuş gibi hiç fayda etmiyordu.
Çarpık kentleşme ile ilgili olarak sözde yeni imar bölgeleri modern şehirlerin gecekondu semtlerinden farkları yok. Buralardaki hak sahipleri son derece mağdur edilmişlerdir.
İsterseniz bunlardan birkaç tane örnek verelim. Yeni imar bölgesi olan Ahmet Yesevi ve Devteyşti mahallelerindeki arsaların durumu içler acısıdır. Her arsa 250 metrekare olarak parsellenmiş ve hepsi bitişik nizam her ada da 21 parsel bulunmakta yani bir arka veya ön sokağa geçmek için ortalama 210 metre yol almanız gerekmekte bu durum o arsanın sahiplerine yaranmak ve diğer vatandaşları mağdur etmektir. Bununla birlikte parselasyon yapılırken bazı sokakların genişliği 7 metre olarak belirlenmiş ve bina kat sayısı 3 olarak belirlenmiştir bu 3 kat sayısı arsa sıkıntısı yaratmakla beraber arsa fiyatlarını da uçuk derecede artırmakta. Yine bazı binaların arsa kot durumuna göre bodrum katlar verilmiştir dar gelirli vatandaşları yerin altına attırmıştır. İki yıldan beri özellikle bu mahallelerde yazın hafif bir rüzgârda toz ve dumandan buraların sakinleri çeşitli hastalıklara maruz kalmakla beraber günlük banyo yapmak zorundalar. Bu semtteki binaların proje aşamasında altyapı ve üst yapı parasını 10.kez Hacı olan başkanı olduğu belediye tarafından peşin alınmakta. Kışın ise çamurdan geçilmiyor tonajlı kamyonların geçmesi ile birlikte bu mahalleler çamur deryasına dönüşüyor.
En önemlisi Devteyşti zirve kısmı ile 25 metrelik yolun aşağı bölgesinde Cami yeri ayrılmamış vatandaşlar camiden mahrum bırakılmıştır. Ayrıca bazı yapsatçılar 250 metrekarelik arsalara çift daire yapmaktalar imara göre arsanın % 50 sine bina yapılır yani 65 metrekarelik 3 odalı dairelere izin verilmektedir. Bu nasıl çağdaş şehirciliktir? Bence bu çağdaş akılsızlıktır. Bu binalar birkaç sene sonra yine yıktırılıp mevcut arsalar birleştirilerek yeniden yerine yüksek binalar yapılmaya mahkûmdur. Bu durum milli servetin heba edilmesidir.
Ayrıca buradan basını da göreve davet ediyorum gitsinler Süleymaniye bölgesine baksınlar resim çeksinler kameraya alsınlar Karakoyun deresinin içindeki pisliği ve kokuları bir içlerine çeksinler bakalım çağdaş şehir böylemidir? O bölgedeki karakoyun kokusu İstanbulun CHP zamanındaki haliçin kokusundan farksızdır ve içi pisliklerle doludur. Yine Süleymaniye Caddesi üzerinde bulunan 209 ada da olup cadde üzerinde olan bazı arsaları 10. Kez hacca giden Fakıbaba tarafından adeta gasp edilmiştir. Bu arsalara yapı izni verdirmiyor mağdurlar satamıyorlar belediyeden paralarını alamıyorlar bu düpedüz hak gaspıdır. Ama bu arsaların sağ ve sol taraflarında 3 katlı binalar yapılmış olmasına rağmen. Sebebi ise bu arsaların bir bölümü yola giriyormuş olabilir tapulu oldukları için bu arsaları istimlâk et paralarını ver. Efendim para yokmuş belediyenin parası her şeye varda fakir fukaranın hakkına gelince para yok deniliyorsa bunun iyi niyet taşımadığı şüphesi doğar.
Yine 209 ada da bulunan HARÜNNİSA Camii bölgesi projede park olmasına rağmen torpilli birileri geçen yerel seçim arifesinde park alanına hem de 5 kuruş arsa parası ödemeden 2 ve 3 katlı binalar diktiler ve paşa paşa oturuyorlar. Süleymaniye Caddesi üzerinde bulunan tanıdığım bir insanın köşe başı arsası var arsa 110 metrekare ön cephe genişliği 10 metre 4 metre geri çekmesine rağmen yani 40 metrekar yola bırakmış olmasına rağmen inşaat izni vermiyor. Ve bu arkadaş kirada oturuyor arsa tapusu tarla tapusu olduğu için dava açamıyor 10. Kez hacca giden başkan da fırsat bu fırsat deyip bu arsaları istimlâk etmiyor. Arsa sahipleri ise söz konusu arsaları ne satabiliyorlar nede yapabiliyorlar. Size soruyorum bu hak gaspı değil mi?
Devteyşti mah zirve bölgesinde bulunan bir dostumun 330 metrekare arsası var her iki tarafı sokak yan tarafı ise park yani 3 tarafı açık bir arsa yapmaya kalkıştı belediye 330 metrekarelik arsanın ancak 138 metrekaresini kullanabilirsin demiş. Hak gaspı illa ki eşkıyalık yapıp yol kesmek, adam soymak, banka soymak, mafya usulü zorla para almaksa 10. Kez hacca giden ilk zamanlarda fakir babası olarak adlandırılan başkanın şimdi yaptıkları ile yukarıda saydıklarımın arasında ne fark var? Her ikisi de kul hakkı değil mi? Kul hakkını gasp ederek 10 defa değil bin defada Hacca gitse, hatta gidip hiç dönmese hayatı boyunca orada kalsa, Allah bilir ama bana göre yine boştur.
Çünkü Yüce Rabbimiz KUR-AN-İ Kerimde şöyle ferman buyuruyor. Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile günaha girerek yemek için onları hâkimlere (rüşvet olarak) vermeyin. (Bakara Suresi), 188. Ayet
Mazlumun bedduasından sakınınız. Çünkü onun duasıyla ALLAH arasında perde yoktur."
(Buharî, Müslim)