Başkan Erdoğan Af İçin Konuştu! Bakın ne dedi?
MHP tarafından hazırlanan af ile ilgili olarak, ABD gezisinin son gününde medya temsilcilerine değerlendirmelerde bulunan Başkan Recep Tayyip Erdoğan, "Bana bir rapor ulaşmış değil. Gerek anayasa gerek adalet komisyonundaki arkadaşlarımızla, ayrıca onların dışında ekip oluşturulsun, çalışma yapılsın' dedim. Devlete karşı işlenen suçları devletin af yetkisi vardır. Şahıslara karşı işlenen suçları devletin af yetkisi yoktur. Bu temel ilkemiz. Dönünce göreceğiz. Konuşur, inceler, ona göre nihai kararımızı veririz." dedi.
Başkan Erdoğan: Soçi mutabakatında Rusya ile hareket ettik ve İran’ı işin içinde tuttuk. 50-60 bin İdlib’li evine döndü. Almanya, Rusya ve Fransa ile Suriye’de yeniden inşa süreci için İstanbul’da 4’lü zirve yapacağız
Başkan Erdoğan ABD gezisinin son gününde medya temsilcilerine değerlendirmelerde bulundu. İşte Erdoğan'ın gündemle ilgili sorulara verdiği yanıtlar;
(BM GENEL KURULU'NA HİTAP VE İKİLİ TEMAS: Genel Kurul'a hitabımda Türkiye olarak küresel barış diplomasisi vizyonumuzu ortaya koyduk. 'Dünya 5'ten büyüktür' tezimi açık, net ifade ettim. Mevcut küresel düzen adalet değil kaos, haksızlık ve umutsuzluk üretmektedir' dedim. 'Astığım astık kestiğim kestik' tarzında bir anlayışla mesafe alınamaz. New York'taki ikili temaslar çerçevesinde Mahmud Abbas'la görüştük. ABD yönetimi Filistin'e yaptığı yılda 150 milyon dolar yardımı kesti. Obama döneminde Filistin'le yapılan anlaşmalarında yok sayılması ve iptal edilmesi doğru değil. Kudüs'le ilgili Trump'ın 4 ay içinde açıklayacağını söylediği yeni planın içinde kimlerin, nasıl yer alacağı bizler için önemli. Biz doğru bildiklerimizi yapmaya, Filistinli kardeşlerimize yardımcı olmaya devam edeceğiz. Suriye konusunda, adalet ve küresel barış diplomasisiyle ilgili mesajlarımızın dünya kamuoyunda olumlu yankılandığını düşünüyoruz. Biz mazlumların sesi olmaya devam edeceğiz. ABD yönetiminin ise tek taraflı ve dayatmacı dünya perspektifini sürdürmesi dikkati çekiyor.
(TRUMP'IN HİTABI): Görüşleri pek çok dünya liderinin tepkisini çekti. Bazıları bu eleştirileri Genel Kurul'da dile getirdi. 'Güçlüyüm öyleyse haklıyım' mantığıyla, adil ve barışçıl bir dünya düzeni kurulamaz. Nitekim Trump'ın ekonomik durumunu, vesaireyi anlatınca salonda gülüşmeler olması, katılımcıların yaklaşımını açıkça ortaya koymuştur. Yaptığı konuşmada da pek çok çelişkiler vardı. Mesela bazı ülkeleri sınır ötesi operasyonlarıyla suçluyor. Diğerlerine bunu söylerken işgalci İsrail'in arkasında duruyorsun. Filistinliler'e 'Verdiğim parayı artık vermeyeceğim' diyorsun. Bu tavırlar, asil, onurlu bir devlete yakışmıyor. Kaldı ki ABD'nin daha önceki liderleri bunun taahhüdünü yapmış, onun için de koskoca BM burada kurulmuş. Şimdi tutup, 'Bundan sonra yüzde 25'i vermeyeceğim. Filistin'e 250 milyon doları vermeyeceğim' denilmesini anlayışla karşılamak mümkün değil. Ortada bir tutarsızlık var. Dünyanın bunu iyi değerlendirmesi lazım.
(ABD YAPTIRIMLARI): Brüksel'deki NATO zirvesinde Sayın Trump katılımcılara, 'Siz hepiniz Rusya'yı besliyorsunuz' diyerek acayip yüklendi. 'Almanya olarak şu kadar para veriyorsunuz' dedi. Bizden bahsetmedi. Bize nezaket gösteriyor. Ben yine de dayanamadım. 'Sayın Başkan. Biz doğalgazımızın yüzde 50'sini Rusya'dan alıyoruz. Biz bunu almazsak vatandaşlarımız karda kışta üşüyecek' dedim. Ben bu itirazı yapınca, Almanya Başbakanı Merkel de çıktı. 'Doğalgazımızın yüzde 38'ini alıyorum, halkımı üşütemem' dedi. Yaptırımlar konusunda Türkiye'nin tavrı nettir. Stratejik ürünlerde geri adım atamayız. Dün bir ülkenin başbakanı -ismini vermeyeceğim-, 'NATO üyesi bir ülke NATO üyesi olmayan bir yerden nasıl olur da silah alır' dedi. Ben ona 'Peki o ülke, savunmasına yönelik hiç bir NATO üyesi kendisine silah vermezse ne yapabilir' dedim. Kaldı ki S-300 alan Yunanistan'a bir söz var mı, yok. Kendisine bunları söylediğimde sustu kaldı. Dolayısıyla kusura bakmasınlar, gerekiyorsa Rusya'dan da Çin'den de alacağız. Hatta ortak üretime gireceğiz. Bizim şu anda Fransa, İtalya, Türkiye olarak attığımız ortak adımlar var. Aynı şekilde İngiltere ile var. Buradan kaçmıyoruz. Serbest piyasada bir ülkenin önünü kesmek doğru değildir.
(İDLİB, SOÇİ MUTABAKATI VE MENBİÇ): ABD, Menbiç'te yol haritasına uymadı. PYD-YPG bölgeyi terk etmedi. ABD sözünü tutmadı. 90 gündür, aldı başını gidiyor. Soçi'de biz 'ABD ne der' diye düşünmedik, Rusya ile hareket ettik ve İran'ı işin içinde tuttuk. Şu ana kadar iyi gidiyor. 50-60 bin İdlibli evlerine döndü. Bombardıman olmaması bize Putin'in vaadi. Almanya, Rusya, Fransa ve Türkiye olarak İstanbul'da dörtlü zirvede bir araya geleceğiz. Ön görüşme yapıldı, tarih belirlenecek. Bölgede yeniden inşa sürecinin başlatılabilmesi, tahribatın giderilmesi için önemli. ABD'nin sınır boyu tahkimatları sınırımıza çok yakın değil. ABD o tür tahkimatı terör örgütüyle beraber yapacak. Biz terör örgütünün güçlendirdiği koridoru yardık. O terör koridoru artık yok. Şu anda Afrin Cerablus, Rai, Bab'da o iş bitti.
BM'DE REFORM İÇİN İSTANBUL'DA SEMPOZYUM YAPABİLİRİZ
(BM'NİN 5'Lİ YAPISINDA REFORM ÇABALARI): Bu konuda yayımlamış olduğum kitabımı (Küresel Barış Vizyonu) yeniden redakte ederek dünya liderlerine göndereceğim. Belki Türkiye'de bu liderleri davet edip sempozyum yapabiliriz. Bu çalışmayı yürütmemiz lazım. Önce Almanya, Çin, Rusya, Fransa, İspanya gibi sözü nazı geçebilecek ülkelerle bu işi dar kapsamla görüşmemizde yarar olabilir. Önce havayı görüp, sonra yola devam etmeliyiz. Bize düşen önce bu adımı atmak. Liderler ikili görüşmelerimizde bu yaklaşımı yerinde buluyor. Ancak çoğunda korku var. 'ABD, Rusya ve Çin'e karşı mı konuşacağız gibi' maalesef korku havası hissediyorum. Bunlar aşılırsa 'Ben de BM Güvenlik Konseyi'nde yer alacağım' 'Er veya geç bana da sıra gelecek' düşüncesinde olduğunu görenler bunu sahiplenebilir. Buranın elinde tek silahı var, o da dolar. Onun dışında kabul edilebilir yanı yok, devamlı da itibar kaybediyor.
AF TEKLİFİNİ İNCELER NİHAİ KARARI VERİRİZ
(MHP'NİN AF TEKLİFİ): Bana bir rapor ulaşmış değil. Gerek anayasa gerek adalet komisyonundaki arkadaşlarımızla, ayrıca onların dışında ekip oluşturulsun, çalışma yapılsın' dedim. Devlete karşı işlenen suçları devletin af yetkisi vardır. Şahıslara karşı işlenen suçları devletin af yetkisi yoktur. Bu temel ilkemiz. Dönünce göreceğiz. Konuşur, inceler, ona göre nihai kararımızı veririz.
(İTTİFAK GÖRÜŞMESI): Bu konudaki görüşmeler genişletilebilir. Oradan çıkacak neticeleri, biz de Bahçeli'yle bir araya gelmek suretiyle değerlendirebiliriz. Ama piyasada konuşulan şeyler siyasette olacak şeyler değil. Her siyasi partinin ilkeleri vardır. AK Parti şu anda bir numaralı parti Türkiye'de gerek milletvekili sayısı gerek oyuyla konumu yeri belli olan bir siyasi parti. Son seçimlerde birinci olduğumuz yerde aday çıkarmamayı nasıl anlatırım tabanıma? Seçmen tabanı küserse toparlayamazsınız. Devlet Bahçeli'nin İstanbul için aday göstermeme açıklamasını nezaket olarak değerlendiriyorum.
TRUMP, SİSİ'YLE YAN YANA OTURUYORDU
(TRUMP İLE AYAKÜSTÜ SOHBET): Sadece öyle bir muhabbet havasında bir karşılaşma oldu. ABD yönetiminden o malum kişiler de vardı yanında. 'Görüşürüz' dedi ama ben dün akşam yemeğine gitmedim. Malum aile fotoğrafı oluyor bu toplantılarda. Öğlen yemeğinde yan yana masalardaydık. Onun masasında Mısır Devlet Başkanı Sisi vardı, onun için zaten o masaya gitmem söz konusu olamazdı, arkadaşlara söyledik. Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov'la Suriye'yi konuştuk ve oradan ayrılıp diğer görüşmelere geçtik.
(Sabah)