Başka “Pozantı” olmasın

Şanlıurfa BARO’sundan Pozantı Çocuk Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan çocukların maruz kaldığı belirtilen fiziksel ve cinsel istismar iddiaları hakkında açıklama yapıldı.

Başka “Pozantı” olmasın
İşte o açıklama; “Ülkemizde ve şehrimizde çocukların karşı karşıya kaldıkları hak ihlalleri ne yazık ki devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Pozantı Çocuk Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan çocukların maruz kaldığı belirtilen fiziksel ve cinsel istismar iddiaları ile birlikte bahsi geçen hak ihlalleri yeniden gündeme gelmiştir.



Çocukların uğradığı ihmal istismar ve hak ihlallerinin engellenmesi ve hak ettikleri yaşam koşullarının sağlanması amacıyla ulusal ve uluslar arası düzenlemeler yapılmakta ve bunlar hayata geçirilerek çocuklar için daha güzel bir yaşam sağlanmaya çalışılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün 1985’de yapmış olduğu tanıma göre  “çocuğun, sağlığını, fizik gelişimini, psikososyal gelişimini olumsuz yönde etkileyen bir yetişkin, toplumu veya ülkesi tarafından bilerek veya bilmeyerek yapılan davranışlar çocuk istismarı” olarak kabul edilir. Tanım aynı zamanda çocuğun istismar veya şiddet olarak algılamadığı veya yetişkinlerin istismar olarak kabul etmediği davranışları da içine alır. Davranışın mutlak, çocuk tarafından algılanması veya yetişkin tarafından bilinçli olarak yapılması şart değildir. Bir eylem, o eylemi gerçekleştirenin niyetine göre değil, çocuk üzerinde yarattığı etkiye göre istismar teşkil eder. Türkiye’nin taraf olduğu BM Çocuk Hakları Sözleşmesinin 34/a maddesine göre, “Taraf devletler, çocuğu her türlü cinsel sömürüye ve cinsel suiistimale karşı koruma güvencesi verirler. Bu amaçla taraf devletler özellikle çocuğun yasa dışı cinsel faaliyete girişmek üzere kandırılması veya zorlanmasını önlemek amacıyla ulusal düzeyde ve ikili ile çok taraflı ilişkilerde gerekli her türlü önlemi alırlar” denilmektedir. Basına yansıyan ihlaller göz önüne alındığında BM ile imzalanan anlaşmanın belirttiğimiz maddesi ihlal edilmektedir.



Şanlıurfa Barosu Çocuk Hakları Komisyonu olarak bizler, çocuklara yapılan psikolojik ve fiziksel işkenceyi, cinsel istismar uygulayan failleri ve buna çanak tutan cezaevi idarecilerini,  yapılan şikâyetleri örtbas eden veya kayıtsız kalan kamu görevlilerini bir türlü algılayamayan izleme mekanizmalarının içinin bomboş olduğunu, sistemin "İZLİYOR-MUŞ" gibi yapmaktan başka bir anlam ifade etmediğini belirtmek istiyoruz.  Öyle anlaşılıyor ki medyada yer almadıkça izlemeye takılmayan, algılama dışında kalabilen benzer başka kuytu kör noktalar da vardır. Devletin koruma alanında çocukların fiziksel ve cinsel istismara uğraması çok vahim ve utanç duyulacak bir durumdur. Bu nedenle öncelikle soruşturmanın selameti açısından sorumlu idareciler derhal açığa alınarak yapılacak yargılama sonunda suçlu bulunanlar en sert şekilde cezalandırılmalıdır. Ayrıca olayların tekrarlanmaması için her türlü olumsuz muameleye maruz kalan çocuklar ile tüm ülke genelinde yer alan ıslah ve çocuk tutuk evlerindeki çocukların gelişimlerini olumsuz yönde etkileyen yetersiz ivedilikle değiştirilerek iyileştirilmesine, çocuklara özgü izleme mekanizmalarının hayata geçirilmesine ve tüm uygulamaların bu yönde geliştirilmesine, toplum bireylerini de çocuğa üretilen her hizmeti bu yaklaşımla izlemeye ve bu amaçla gerçekleştirileceklerin bir parçası olmaya davet ediyoruz. Ve bu vesileyle Şanlıurfa E Tipi Kapalı Cezaevindeki çocuk koğuşunda tutulan tutuklu çocukların kötü yaşam koşullarının doğurabileceği olası sonuçlara da dikkat çekmek istiyoruz” denildi.