Başbakan Erdoğan Abide Kavşağında mesaj verdi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan peygamberler Şehri Şanlıurfaya geldi.
Eşi Emine, kızı Sümeyye Erdoğan ile Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile birlikte kente gelen Başbakan Erdoğan, yaptığı konuşmada biz size aşığız bir bu millete aşığız dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Türkiye'yi bir uçurumun kenarından aldık, büyük bir dünya ülkesi, güçlü, itibarlı bir bölge ülkesi konumuna yükselttik'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Şanlıurfa Abide Kavşağı ile diğer yatırımların ortak açılış töreninde yaptığı konuşmada, Şanlıurfa'nın tüm ilçelerine ve köylerine selamlarını iletti.
''Bugün Şanlıurfa'da bir kez daha muhteşem bir açılış töreni ile sizlerle bir aradayız'' diyen Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bugün burada 130 milyon liralık yatırımla, Şanlıurfa'mıza kazandırdığımız 25 tesisi hizmete açıyoruz. Bizler buraya her gelişimizde, elleri dolu dolu geldik. Bugün burada, yarın da Viranşehir'de 81 milyon liralık yatırımla gerçekleştireceğimiz 11 açılışı gerçekleştireceğiz. Böylece Şanlıurfa'mıza bir seferinde maliyeti 211 milyon lirayı bulan 36 kalem yatırımı kazandırmış olacağız. Size bu yakışır, bunlar size layıktır. Yıllar yılı Şanlıurfa'nın ismi vardı ama hep Urfa olarak kalmıştı. Şimdi Şanlıurfa bizimle gerçek manada Şanlıurfa oldu. İşte burada Abide Köprülü Kavşağı'nı yaklaşık 25 milyon liralık yatırımla 8 aylık kısa bir sürede tamamlayıp, bugün hizmete açıyoruz. Biz size aşığız, biz bu millete aşığız, biz sizin dertliniziz. Bakınız, Gaziantep, Habur ve Şanlıurfa, Diyarbakır yollarının kesiştiği yerde inşa edilen bu kavşak inşallah şehrimizin trafik sorununun çözümüne önemli bir katkı sağlayacak.''
Şanlıurfa merkezde Birecik'te, Harran'da, Akçakale'de, Ceylanpınar'da çeşitli eğitim kurumları inşa ettiklerini belirten Başbakan Erdoğan, aynı zamanda bunların da açılışını gerçekleştireceklerini söyledi.
Bunların arasında imam hatip okulları, meslek, kız ve Anadolu liseleri bulunduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Bütün bunlarla beraber aynı şekilde Birecik'te 200 kişilik erkek öğrenci ve ayrıca 200 kişilik kız öğrenci yurdunu, Ceylanpınar'da 100 kişilik erkek ve 100 kişilik kız yurdunu, Harran'da kız pansiyonunu, Akçakale'de de ilköğretim, ortaokul ve lojman inşaatını tamamladık. Tüm bu eğitim kurumlarının resmi açılışını bugün yapıyoruz'' dedi.
Başbakan Erdoğan, bu eğitim yuvalarının çocuklara, velilere ve öğretmenlere hayırlı olması temennisinde bulundu.
SİVEREK'TE 36 MİLYON 500 BİN LİRALIK YATIRIM
İki gün kentte bulanacağını bildiren Başbakan Erdoğan, yarın da Viranşehir, Ceylanpınar ve Akçakele ilçelerini ziyaret edeceğini bildirdi.
Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne modern bir acil servisle, Çocuk Hastanesi'ne 60 yatak kapasiteli ek bina inşa ettiklerini belirten Başbakan Erdoğan, Siverek'te de 36 milyon 500 bin liralık yatırımla 200 yataklı modern bir hastane yaptıklarını, bunların açılışlarını da bugün gerçekleştireceklerini dile getirdi.
Erdoğan, İl Özel İdaresi tarafından yapılan GAP Arena Stadyumu aydınlatması ile yarı olimpik yüzme havuzu ve Siverek'te Kaymakamlık tarafından kurulan gençlik merkezinin açılışını da bugün yapacaklarını kaydetti.
Başbakan Erdoğan, ''Vatandaşlarımıza daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla Akçakale, Birecik, Bozova, Ceylanpınar ve Suruç'ta yeni SGK merkezlerinin de hamd olsun bugün resmi açılışlarını yapıyoruz'' dedi.
''Açılışını yaptığımız eserlerin Şanlıurfa'mıza, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını Allah'tan temenni ediyorum'' diyen Başbakan Erdoğan, yatırımların kente kazandırılmasında emeği geçenlere teşekkür etti.
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Sizlerin desteği ile 10 yıldır Türkiye'ye, 10 yıldır 81 vilayetimize, 10 yıldır Şanlıurfa'ya hizmetkarlık yapıyoruz. Gece-gündüz demeden sizler için 75 milyon için koşturuyoruz. Rabbime hamd olsun, 10 yıldır emeklerimizin karşılığını alıyor, döktüğümüz alın terinin Türkiye'nin 81 vilayetinde umudu yeşerttiğini çok büyük bir memnuniyetle görüyoruz. Biz 10 yıl önce iktidarı, bu ülke çok büyük sorunların, çok büyük badirelerin altında ezilirken devraldık. Karamsarlığın had safhada olduğu, umutsuzluğun zirve yaptığı bir dönemde, sizin desteğinizle, sizin teveccühünüzle biz bu görevi devraldık. 10 yılda Türkiye'nin makûs talihini değiştirdik. 10 yılda olmaz denilenlerin, yapılamaz, gerçekleşemez, imkânı yok denilenlerin, olabilir olduğunu, gerçekleşebilir olduğunu, mümkün olduğunu gösterdik. 10 yıl önce hayal kabul edilen nice hedefi, 10 yıl içinde gerçeğe dönüştürdük. İşte GAP Havalimanı. Havalimanından şehre geliyoruz, şu duble yolları, biraz sonra rakamlarla vereceğim, hayal etmek mümkün müydü? Türkiye'yi bir uçurumun kenarından aldık, büyük bir dünya ülkesi, güçlü, itibarlı bir bölge ülkesi konumuna yükselttik. Aradan 10 yıl geçmiş olmasına rağmen bu kadar hizmete, bu kadar esere rağmen, 10 yıldır kaydettiğimiz Cumhuriyet tarihimizin rekorlarına rağmen biz ilk günkü heyecanla, ilk günkü umutla coşkuyla, kendimizi hala işin başında görüyoruz. Hamd olsun Türkiye'ye çok şey kazandırdık ama daha çok şey kazandıracağımıza yürekten inanıyoruz.''
BÜTÜN SORUNLARIMIZI KARDEŞLİK HUKUKUYLA ÇÖZECEĞİZ
Başbakan Erdoğan konuşmasında, 4+4+4 eğitim sisteminin bir değişim ve dönüşümün adı olduğunu söyledi.
Erdoğan, ''Karşımda gördüğüm kızıyla erkeğiyle bu genç kuşaklar bu zorunlu eğitim sistemiyle, zorunlu öğrenim sistemiyle inşallah muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkacak, Türkiye'nin temel taşları olacaktır'' dedi.
Cumhuriyet'in nasıl kardeşlik üzerine inşa edildiyse, aynı şekilde yine kardeşlik üzerinde yükseltileceğini dile getiren Erdoğan, ''Bütün sorunlarımızı kardeşlik hukukuyla çözeceğiz. Bütün meseleleri, samimiyetin diliyle, gönül diliyle konuşacak, bütün meselelere diyalogla, uzlaşmayla yaklaşacak, istişareyle çözüm üreteceğiz'' diye konuştu.
Siyasete girdikleri andan itibaren, gençlik yılların itibaren çok büyük zorluklarla karşılaştıklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
''Siyasi görüşlerimiz yok sayıldı, siyasi taleplerimiz yok sayıldı. Bu ülkede bize öteki muamelesi, zenci muamelesi yapıldı. Tehditler aldık. Maddi-manevi saldırılara maruz kaldık. İstanbul'da Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaparken İstanbul'a hizmet üretmemizin, eser üretmemizin önüne geçilmek istendi. Siyaset yaptığımız partiler kapatıldı. Yetmedi, Siirt'te okuduğum bir şiirden dolayı mahkum oldum. Cezaevinde yattım. 3 Kasım seçimlerinin ardından hükümeti kurduktan sonra da önümüze engeller çıkarıldı, önümüze zorluklar çıkarıldı. Bize Cumhurbaşkanı seçtirmemek istediler, bizim partimizi kapatmak istediler. Sizlerin oyuyla iktidara geldiğimiz halde bizi türlü türlü ayak oyunlarıyla, türlü provokasyonlarla, tuzaklarla bu yoldan ayırmak istediler.
Siyasi hayatımız boyunca yaşadığımız tüm zorluklara, karşılaştığımız tüm engellere rağmen biz hiçbir zaman şiddete başvurmak istemedik, şiddete başvurmadık. Şiddetin yanında olmadık. Şiddeti bir metot olarak hiçbir zaman benimsemedik. Biz, Anayasa'ya bağlılıktan ayrılmadık. Yasaların dışına çıkmadık. Demokratik yollar dışında bir yola asla ve asla tevessül etmedik. Çünkü biz milletimize inanıyorduk. Çünkü biz Hakk'a inanıyorduk ve halk hakla beraber tecelli etti. Halk, hakkın dilini yakaladığı için bizleri de iktidar etti. Şimdi işte muhtar bile olamaz dedikleri insan başbakan oldu.''
HİZMETKÂR OLMAYA GELDİK
''Önümüzü kestiler ama millet önümüzü açtı. İşte şimdi buradayız ve hizmet ediyoruz'' diyen Erdoğan, millete efendi olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldiklerini, hizmete devam edeceklerini söyledi.
Erdoğan, ''Zaman zaman birileri çıkıyor, başta anamuhalefet olmak üzere bizler için diktatör, bilmem ne filan falan gibi böyle saçma sapan yakıştırmalar yapıyorlar. Aynaya baksınlar aynaya, aynaya baksınlar. Biz milletimize hizmet yarışında varız. Bunu benim milletim iyi gördüğü için de işte 3 Kasım 2002'den bu yana hep artırarak bizlere iktidar görevi veriyor'' diye konuştu.
Sevginin dilinden sevenlerin anlayacağını ifade eden Erdoğan, ''Biz milletimizi seviyoruz, milletimiz de bizi seviyor. Sevgi dille olmaz gönülde olur. Leyla ile Mecnun'un arasındaki gibi olur. İşte budur aslolan'' dedi.
Türkiye'nin 2023 hedefine doğru yürüdüğünü belirten Erdoğan, şunları söyledi:
''2023 Türkiye'nin Allah'ın izniyle dünyada ilk 10 ülke arasında yer alacağı bir dönem olacak. 2023 yetmez, biz büyük düşünüyoruz. Büyük düşünenler kazanır. Biz Sultan Alparslan'ın torunlarıyız. 1071 Anadolu harekâtı, işte nasıl ki 2023'te nasıl ki 100. yılı kutlayacaksak 2071'de de Anadolu harekâtının 1000. yılını torunlarımız kutlayacak. Torunlara inşallah 2071'in Türkiye'sini temelini atma görevini bırakalım, onlar onu halletsinler. Burada anne adaylarını görüyorum, inşallah onlardan meydana gelecek nesiller 2071'in Türkiye'sini kuracaklar. Bunu görüyorum. Kim bizi ne kadar mağdur etmeye kalkarsa kalksın.''
SİLAHLARI HİÇBİR ZAMAN TASVİP ETMEDİK
''Taşı, sopayı, molotofkokteyli, hele hele silahları hiçbir zaman tasvip etmedik'' diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
''Şiddet, düşüncenin bittiği yerde başlar. Düşüncenin hâkim olduğu yerde şiddet olmaz. Şiddet acizlerin işidir. Şiddet mücadele azminin, mücadele ruhunun bittiği yerde başlar. Şiddet hiçbir zaman çözüm olmadı, olamaz ve olmayacak. Söyleyecek sözü olmayanlar şiddete başvururlar. Verilecek bir mücadelesi olmayanlar şiddete başvururlar. Konuşacak birikimi, tartışacak yeteneği, bir mücadele geleneği olmayanlar şiddete başvururlar.
10 yıldır bir şey söylüyoruz. 'Terör meselesinin çözümü, Kürt kardeşlerimin sorunlarının çözümü için siyaset bir araç olsun, demokrasi bir araç olsun meclis bir çatı olsun' diyoruz. Kürt kardeşlerimin sorunu var da Arap kardeşimin sorunu yok mu? Türk kardeşimin sorunu yok mu? Boşnak kardeşimin sorunu yok mu? Roman kardeşimin sorunu yok mu? Bütün etnik unsurların hepsinin kendine göre sorunu var ama bu ülkede bakıyorsunuz bir grup yatıyor kalkıyor sanki sadece kendilerinin sorunu var. Dürüst olacağız. Biz 75 milyon kardeş olarak el ele vereceğiz. Kürdüyle, Arabıyla, Türküyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Boşnağıyla, Romanıyla el ele vereceğiz ve biz yaradılanı yaradandan ötürü seveceğiz. Ne Arab'ın Kürde, ne Kürdün Türk'e, ne Türk'ün Kürde üstünlüğü yoktur. Hepimiz kardeşiz. Olaya böyle bakacağız ve birbirimizi paradan puldan, makamdan, ırktan dolayı sevmeyeceğiz. Sadece yaradandan ötürü seveceğiz. Mesele budur. Bizim birbirimize bağlayan en güzel bağ, mensubu olduğumuz İslam'dır, o kardeşliktir. Bundan daha güzel bağ olabilir mi? Biz onunla birbirimize bağlandık, onun için birbirimize olan muhabbetimiz hep arttı. Ama bunu birileri kıskandı. Varsın onlar kıskansın, biz yine sevmeye devam edeceğiz. Biz 'şiddet sona ersin' diyoruz, 'silahlar değil siyaset konuşsun' diyoruz. 10 yıldır biz demokrasinin, siyasetin zeminini hazırladık. Şu anda bu konuşanlar, affedersiniz ileri ileri gidenler, sınır tanımayanlar acaba 10 yıl-15 yıl önce bu parlamentoda veya değişik yerlerde bugün konuştukları gibi konuşabiliyorlar mıydı? Bu imkânı bunlara hangi iktidar hazırladı? Biz hazırladık ve daha iyi olacak, daha güzel olacak.''
SABRETTİK, SABRETTİK..
İktidarlarından önce başörtülü kızların okullara sokulmadığını, üniversitelere alınmadığını ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Ama biz sabrettik, sabrettik'' dedi.
Kızların imam hatip okullarına da sokulmadığını, imam hatip okullarının orta kısımlarının kapatıldığını anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Kızlarımız imam hatip okullarına sokulmuyordu, üniversiteye sokulmuyordu. Suçları neydi, ne yapmışlardı? Onlar da ellerinde molotofla mı dolaşıyorlardı, taşla, sopayla mı dolaşıyorlardı? Ellerinde sapanla demir bilyeler mi kullanıyorlardı? Neydi suçları? Sadece inancı gereği başörtü. Öbür taraftan 'ben, imam hatipte okumak istiyorum' buydu ama hazmedemiyorlardı. Niye? Bu ülkenin başbakanı imam hatip mezunu, bundan dolayı rahatsız oluyorlardı, bakıyorlar ki kabinede imam hatip mezunları var, bundan rahatsız oluyorlardı. Bırakın kim, nerede okuyacaksa okusun, ne giyiyorsa giysin niye bunun önünü kesiyorsunuz ve sabır, sabır, sabır işte 444 gerçekleşti. Sabrettiniz, muradınıza erdiniz. Şimdi artık üniversitelere giriyor muyuz, giriyoruz. Artık katsayısı vesaire bunlar kalktı mı, kalktı. Şimdi imam hatiplerin orta kısımları açıldı mı, açıldı.
Artık bundan sonrası size ait. Şimdi siz, daha fazla çalışacaksınız ve bu yarışta inşallah bilgiyi, hikmetle donatacaksınız ve geleceği böyle yakalayacaksınız. Ben tüm gençliği karşımda böyle görüyorum. Sadece bilgi değil hikmetle zenginleştirilmiş bilgi. Gençliğimizi böyle görüyorum, tüm düz liseleriyle, fen liseleriyle, Anadolu liseleriyle, imam hatipleriyle, sağlık meslek liseleriyle, endüstri meslek liseleriyle, aklınıza ne gelirse hepsinde hikmetle donanmış, zenginleştirilmiş bilgi, işte bu.''
YASAKLARA, ENGELLEMELERE SON VERDİK
Yunus Emre'nin ''İlim, ilim bilmektir/İlim, kendin bilmektir/ Sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır'' dizelerini okuyan Erdoğan, ''Biz, bundan olacağız. Ben, sizleri yarının âlimleri olmaktan öte aynı zamanda arifleri olarak görmek istiyorum. Bu bakımdan Türkiye'nin yarınları çok daha farklı olacak konuşulmayanların konuşulduğu, tartışılmayanların tartışıldığı bir Türkiye'yi, evet AK Parti iktidarı olarak biz inşa ettik, bunu başardık'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, yasaklara, kısıtlamalara, engellemelere AK Parti iktidarının son verdiğini, terör örgütünün hem güvenlik güçlerine hem bölge insanına uyguladığı şiddetin de hiçbir meşru gerekçesi, haklı gerekçesi olamayacağını vurgulayarak, ''Buradan hem bölge insanına hem de terör örgütünün yedeğinde siyaset yapan o malum partiye çok açık bir çağrıda bulunuyorum. Artık şiddet sussun, artık siyaset konuşsun, artık silahlar sussun, fikirler, düşünceler konuşsun, artık terör örgütü elini tetikten çeksin, silahları gömsün. Eğer varsa kalbiyle, yüreğiyle, eğer varsa fikriyle konuşsun. Bizim askerimize, polisimize, bu bölgenin insanlarına karşı tetik çeken örgüt, hiçbir hakkın savunucusu olamaz'' diye konuştu.
ARTIK KÖYLERİMİZ, MEZRALAR ESKİSİ GİBİ KALMAYACAK
Kürt, Türk, Arap, Zaza, Roman ya da Boşnak kim olursa olsun hepsine hizmet götürdüklerini, daha da iyisini götüreceklerini anlatan Başbakan Erdoğan, Büyükşehir Kanunu'nun Meclis'te görüşüldüğü zaman da başta ana muhalefet partisi olmak üzere bazı kesimlerin bu kanuna karşı çıktığını söyledi.
Yeni kanunla Şanlıurfa'nın büyükşehir olduğunu anımsatan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu.
''Ne diyorlar, 'artık köyler mahzun, mezra mahzun, buralara hizmet gitmeyecek'. Kim diyor bunu, ana muhalefet, kim diyor diğerleri. Bunlar bu işi bilmez, bunlar hala çırak, çırak. Bakın bizim dışımızdaki partilerin hepsi de büyükşehir çalışmalarına karşı çıktılar. Kardeşlerim, ben bu işin içinde geliyorum, İstanbul gibi şehrin büyükşehir belediye başkanlığını yaptım ve dönemim de şu andaki statü yoktu, eksiklikler vardı. Biz bu eksiklikleri yaşadığımız için dedik ki 'mülki sınırları, büyükşehir belediyesi sınırları yapalım.' Niye? Çünkü şehrin tamamına aynı hizmet gitsin, planlar şehrin bütününde olsun ve bunun ilk uygulamasını nerede yaptık? İstanbul'da ve Kocaeli'de yaptık, başarılı netice aldık. Neden? Çünkü imar, plan bütünlüğü vardı, hizmet altyapısıyla üstyapısıyla, kanalizasyonuyla, içme suyuyla, atık, bütün çöp, bunların toplanmasına varıncaya kadar, ilçe belediyeleri, büyükşehir belediyesi müşterek çalışarak mezralara varıncaya kadar bu hizmeti götürdüler, götürüyorlar.''
URFA'NIN BELKİ USKİ'Sİ OLACAK
Türkiye'deki 16 büyükşehire belediyesine, 13 büyükşehir belediyesinin daha ilave edildiğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Sayı 29'a çıkıyor. Bu ne demektir, Türkiye'nin yüzde 85'ine bu anlayışla hizmet vereceğiz, artık köylerimiz eskisi gibi kalmayacak, mezralar eskisi gibi kalmayacak. İlçe belediyeleri o köyler mahalle olacağı için onlara her türlü hizmeti verecek, büyükşehir kendisiyle ilgili hizmeti verecek. 'Efendim nasıl verecek', hepsinin oralarda ofisleri, şubeleri olmak suretiyle verecek. İstanbul'un İSKİ'si varsa, Urfa'nın da belki USKİ'si olacak ve oraya onunla ulaşacak. Oraya su ve kanalizasyon idaresiyle Şanlıurfa belediyesi hizmetini götürecek. Şanlıurfa'nın 3 bin köy, mezra neyse hepsi bunlar bugün hizmet almıyor. İl Özel İdaresi bunlara yetişemiyor. Çünkü yetişecek birimleri de yok. 10 yıldır ben il özel idarelerimiz çalışmasını da görüyorum, onun için bu yerel birimler olarak belediyelerimizle bu işi göreceğiz.''
Şanlıurfa'nın 2014'ten sonra 5 yıl içinde daha başka bir kent olacağını vurgulayan Erdoğan, ''O hizmet gitmeyen köyler, mezralar, ilçeler daha fazla ayağa kalkacak. Çünkü ilçelere de büyükşehir farklı hizmetler ulaştırılacak. Artık çöpler nehirlerin kenarında depolanmayacak, modern depolama çalışmalarıyla bunlar depolanacak. O çöplerden enerji üretilecek, o çöplerden kompos gübreler üretilecek. Böylece Şanlıurfa nasıl ki 10 yıl önce şu gördüğünüz Şanlıurfa merkez farklıydı, bugün daha farklı. İşte ben şimdi Şanlıurfa'nın merkezine bakıyorum farklı, çevrede Karaköprü ile farklı. Ama şimdi Karaköprü'ye belde demek ayıp olur, onun için Karaköprü şimdi ilçe oluyor. Yakışanı yapmak lazım, daha güzel olacak, hepsiyle daha güzel olacak. Bu adımı atmak, hamdolsun bizim iktidarımıza yakışırdı, bunu yaptı'' ifadelerini kullandı.
SİZLERİN MAĞDURİYETİNE ASLA GÖZ YUMAMAYIZ
Başbakan Erdoğan, Şanlıurfa'daki değişim dönüşümü hayata geçirmek için gerekli adımları attıklarını belirterek, ''Sizlerin mağduriyetine asla göz yumamayız. Çünkü Güneydoğu Anadolu yani GAP Projesi burada farklı bir noktaya geldi'' dedi.
AK Parti'nin 30 Eylül'de yapılan büyük kongresinde ''Gelin, bir beyaz sayfa açalım. Bütün Kürt kardeşlerim, Arap kardeşlerim, Türkü, Lazı, Çerkezi, Abazası hep beraber ve bu beyaz sayfa kardeşlik sayfası olsun. Kardeşliğimizi daha da yüceltelim. Mevcut sorunların üzerine birlikte gidelim, sorunları birlikte çözelim'' çağrısında bulunduğunu anımsatan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Buradan Şanlıurfa'dan çağrımı yineliyorum; bölgedeki kardeşim, hep beraber bu terör örgütüyle, bu terör örgütünün yedeğinde siyaset yapan partiyle arana duvarı çek, bu duvarı çek ve kardeşlerinin sömürülmesine müsaade etme. Bu ülkeye, bu millete, özellikle de benim Kürt kardeşime kast eden terör örgütüyle aranıza mesafe koyun diyorum. Hiçbir ortak değeri yok bunları, hiçbir ortak inancı yok, maneviyat denilen bir şey yok bunlarda. İnanıyorum ki bu mesafe konulduğu zaman süratle bizde mesafe alırız.
Kardeşlerim, 15-16 yaşındaki çocukları alıp dağa götüren, kız çocuklarını alıp dağa götüren, onlara zulmeden, onları ölüm robotlarına çevirenlerle aramıza duvar koyalım. Bizim derdimiz bu. İnanıyorum ki bugün yapacağımız bu açılış, her alanda eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, tarımda, enerjide farklı bir dönemin adımları oluyor ve şu anda açılışını yapacağımız Abide Kavşağı başta olmak üzere okullarımız, sağlık tesislerimiz, hepsi Şanlıurfamıza, milletimize hayırlı olsun diyorum. 2013 yılının milletimiz, ülkemiz için, tüm insanlığın barışı için hayırlara vesile olmasını Allah'tan temenni ediyorum.''
TZOB GAP BÖLGE TOPLANTISI
Başbakan Erdoğan, Şanlıurfa temasları çerçevesinde Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) GAP Bölge Toplantısı'na da katıldı.
Toplantıda yaptığı konuşmada Türkiye'nin 2002'de yaklaşık 24 milyar dolar olan tarımsal milli gelirinin 2,5 kattan fazla artışla geçen yılsonu itibarıyla yaklaşık 62 milyar dolara ulaştığını ifade eden Başbakan Erdoğan, yine bu dönemde tarım sektöründe kişi başına düşen milli gelirin 3 kattan fazla artış gösterdiğini belirtti.
Benzer başarının tarım ürünleri ihracatında yaşandığına işaret eden Erdoğan, sadece son 9 aylık dönemdeki tarım ürünleri ihracatının 11,5 milyar dolara yaklaştığını bildirdi.
Erdoğan, ''Türkiye, 2002 yılında 67 milyon vatandaşını ve 13 milyon turistini besleyip, 1,7 milyar dolar dış ticaret fazlası verirken geçtiğimiz yıl 75 milyon vatandaşını ve 31 milyon turistin ihtiyacını karşılayıp, 3,5 milyar da dış ticaret fazlasına ulaştı'' diye konuştu.
Tarım sektöründeki istihdam konusunda da oldukça olumlu gelişmelerin yaşandığını dile getiren Erdoğan, kırsal kesimdeki işsizlik oranının 2011'de yüzde 6'ya gerilediğini, bu yıl itibarıyla da bu oranı yüzde 4,5'lara kadar gerilettiklerini bildirdi.
TARIMSAL EKONOMİK BÜYÜKLÜK BAKIMINDAN BİRİNCİ SIRADAYIZ
Hükümetleri döneminde elde edilen başarıların, tarımsal ekonomik büyüklük bakımından 2002'de dünyada 11. sırada yer alan Türkiye'yi bugün yedinciliğe yükselttiğini vurgulayan Erdoğan, Avrupa'da ise tarımsal ekonomik büyüklük bakımından Türkiye'nin bugün birinci sırada yer aldığını vurguladı.
Bu seviyeye kolay gelinmediğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
''Tarım sektörünü desteklemek için geçtiğimiz 10 yılda kapsamlı çalışmalar yürüttük. 2002 yılında yüzde 59 seviyesinde bulunan tarımsal kredi faizlerini bugün yüzde 0 ila 7,5 arasına düşürdük. Bu yılın Ekim ayı itibarıyla Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla kullanılan tarımsal kredi rakamı, 22 milyar lirayı buldu. Ekonomide sağladığımız güven ve istikrar sayesinde geçtiğimiz 10 yılda tarım sektöründe yapılan yatırımların tutarı 34 milyar lirayı buldu. Hükümetlerimiz döneminde tarım, gıda, içecek ve tütün sektörlerinde yapılan tüm uluslararası yatırımların tutarı ise 10 milyar lira seviyesinde.''
Tarım sektörüne verdikleri destekleri hem çeşitlendirdiklerini hem de artırdıklarını anlatan Erdoğan, 2002'de sadece doğrudan gelir desteği olarak 1,5 milyar lira destek verilen tarıma bu yıl 2 milyar 166 milyon lira alan bazlı destek ödemesi yaptıklarını belirtti.
Mazot, gübre ve toprak analizi desteklerini yılın ilk çeyreğinde üreticilere ödeyerek, üretimlerini rahatça yürütmelerini temin ettiklerini vurgulayan Erdoğan, fark ödemeleri kapsamında bu yıl üreticilere verdikleri desteğin yaklaşık 2,5 milyar lira düzeyinde olduğunu bildirdi.
Erdoğan, son 10 yılda prim desteği olarak üreticilere yaptıkları destek tutarının 15 milyar liraya ulaştığını kaydetti.
Hayvancılık sektörünün gelişmesine büyük önem verdiklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, ''Bunun için sadece 2012 itibarıyla verdiğimiz destekleme tutarı yaklaşık 2 milyar liradır. Son 10 yılın toplamı ise 9,5 milyar lirayı buldu. Yani ortalama yılda demek ki 1 milyar'' diye konuştu.
EMEKLERİMİZİN KARŞILIĞINI GÖRMEYE BAŞLADIK
Türkiye'nin en önemli bölgesel kalkınma projesi GAP'ın arzu ettikleri hızda ilerlemediğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bunun için GAP eylem planını, dikkat ederseniz hazırlamıştık. 2008 yılında bunu uygulamaya geçirdik. Planda yer alan proje ve faaliyetler için 18 milyar liralık bir kaynak tahsis ettik. Şu ana kadar bu rakamın 16 milyar lirasını kullandık. GAP'ın kamu yatırımları içinde yüzde 7 olan payını, geçtiğimiz 10 yılda yüzde 10,3'e yükselttik. GAP Eylem Planı'nın devreye girmesiyle bu oran yüzde 14'e kadar yükseldi.
GAP için tahsis ettiğimiz kaynakların ve verdiğimiz emeklerin karşılığını görmeye başladığımızı memnuniyetle ifade etmek isterim. Bölgeden yapılan ihracat 10 katlık bir artışla yaklaşık 7 milyar dolar düzeyine ulaştı. Bölgedeki genel işsizlik oranı ise yüzde 17'den yüzde 11,7'ye geriledi. 2002 yılında işletmede olan 6 hidroelektrik santrali vardı, buna 4 tane daha HES ilave ettik. Böylece GAP'ın enerji yatırımlarındaki fiziki gerçekleşmesini de yüzde 74'e çıkardık.''
Sulamaya açılan alan miktarını 199 bin hektardan 370 bin hektara yükselttiklerini ifade eden Erdoğan, 1 milyon hektar alanı sulamaya açmayı hedeflediklerini dile getirdi. Erdoğan, 500 bin hektar alana hizmet verecek ana kanalların büyük bölümünün tamamlanma aşamasına geldiğini söyledi.
MİRAS HUKUKUNA YÖNELİK ÇALIŞMA
Arazi toplulaştırma konusunda da önemli ilerlemeler kaydettiklerine işaret eden Erdoğan, şunları söyledi:
''Geçenlerde Sayın Başkanın, bizi ziyaretinde bu konuyla ilgili bizlere bir ricası olmuştu. Ben de konuyu süratle Bakanıma ilettim. Süratle bunun çalışmasını yapalım ve bununla ilgili neticeyi de bir an önce alalım dedik. Tabii bu konuyla ilgili olarak burada miras hukukuna yönelik bir çalışmanın yapılması, gerekirse bununla ilgili bir müdahale kurumunun oluşturulması, bunlarla ilgili çalışmaları Bakanlığımız yoğun bir şeklide yaparak, inşallah neticeye varacağız.''
Hükümetleri dönemine kadar bölgede 450 bin hektarlık alanda arazi toplulaştırması yapılabildiğini anlatan Erdoğan, kendilerinin 10 yılda 3 milyon hektarın üzerinde toplulaştırma gerçekleştirdiğini belirtti.
Toplulaştırma çalışmalarından bölgede 1,5 milyona yakın vatandaşın yararlanacağını dile getiren Erdoğan, ''Toplulaştırma çalışmasını tamamladığımızda bölgemize ve ülkemize 10 milyar liranın üzerinde bir fayda sağlamış olacağız'' dedi.
23 BİN 300 HEKTAR ALANDA TUZLANMA SORUNUNU ÇÖZDÜK
Tuzlanma sorununun çözümü için Harran Ovası Kapalı Drenaj Projesi'nin hayata geçirildiğini anlatan Erdoğan, projeyle 23 bin 500 hektar alanda tuzlanma sorununu şu an itibarıyla çözdüklerini bildirdi.
GAP Eylem Planı çerçevesinde 621 tarımsal tesis kurulması ve 28 bin makine ekipman alımı için 150 milyon lira hibe ödemesi yaptıklarını anlatan Erdoğan, Tarımsal Kalkınma Kooperatiflerine sağladıkları düşük faizli kredi desteği sayesinde 44 bin baş hayvan, 93 bin ton süt üretimiyle 228 milyon lira katma değer oluşturduklarını belirtti.
Erdoğan, eğitimde, sağlıkta, ulaştırmada, toplu konutta, kanalizasyon ve içme suyu yapısında, sosyal destek projelerinde ve diğer tüm alanlarda benzer ilerlemeler kaydedildiğini ifade etti.
SULAMA SİSTEMLERİ ARASINDAKİ FİYAT FARKI
Başbakan Erdoğan, GAP Eylem Planı'nı revize ederek gelecek dönem için yeni hedefler, yeni çalışma takvimleri oluşturduklarını belirterek, inşallah bu çalışmaları en kısa sürede tamamlayarak, bunu paylaşacaklarını söyledi.
Şanlıurfa'ya gelişinde, havaalanından kent merkezine gelirken bir grubun yolunu kestiğini ve özellikle sulama birlikleriyle ilgili şikâyetlerini ilettiklerine dikkati çeken Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Sulama birlikleri tarafından kendilerinden yüksek paralar tahsil edildiğini söylediler. Cazibeyle su kullananların ucuz ama terfi sistemleriyle kullananların ise aradaki farkının çok ama çok fazla olduğunu söylediler. Bu konuyla ilgili de ne yazık ki bizim de Orman ve Su İşleri Bakanlığımızın göndermiş olduğu bir yazılı, artık buna talimat mı deriz, nasıl anlayacaksanız öyle anlayın, bu konudan tabii benim haberim de yok. Böyle bir tablo söz konusu oldu. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız konuyla ilgili arkadaşlarla bir araya geldiler, görüşüyorlar ve bu görüşmenin sonucunda da bu konuyu çözmemiz lazım. Konuyla ilgili olarak buradaki bu farkı minimize etmemiz lazım. Cazibeyle kullanılan su fiyatıyla tabii ki terfi sistemiyle kullanılan su fiyatının aynı olması mümkün değil. Bir diğerinde enerji sarfı ciddi manada var. Bir de tabii bu enerji sarfının maalesef paraları ödenmiyor. 'Enerjiyi kullan ama parayı ödeme' böyle de bir mantık var. Bu konularla ilgili birkaç kez ben, bu birlikleri kabul ettim, kendileriyle konuştum. Birçok ödeme kolaylığı getirdim, faizlerine af getirdik, birçok adımlar attık fakat maalesef hiçbir zaman verilen sözler tutulmadı.
Açık sözlü olmayı severim, bu ülke hepimizin ve bu ülke hep beraber bizim ayağa kaldıracağımız bir ülke. Bu ülke ayağa kalktığı zaman bunun mutluluğunu, huzurunu hep beraber yaşarız ama çökersek hep birlikte çökeriz, bedelini yine hep birlikte öderiz. Buna fırsat vermemeliyiz.''
İNSANIMIN RUH DÜNYASINDAKİ SAMİMİYETİ BİLİYORUM
Başbakan Erdoğan, sulama birliklerini yaptıkları yanlış üzerinden değerlendirmeyeceklerini, bu konuyu masaya yatırarak, değerlendireceklerini belirterek, Ankara'ya dönüşünde Orman ve Su İşleri Bakanı ile konuyu yine değerlendireceğini, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ile de bu konuyu görüşeceğini söyledi.
Yapılacak değerlendirmelerin ardından karar verip adımların atılması gerektiğini dile getiren Başbakan Erdoğan, ''Adımı hemen atmamız lazım ki oradaki vatandaşlarımın ben samimiyetini yüzlerinde okudum. Çünkü cazibeyle kullanmayıp diğer sistemle kullananlar yine 'para vermeyelim' demiyorlar ama aradaki rakamın çok büyük olduğundan dert yanıyorlar. Çünkü ben, Anadolu insanımın ruh dünyasındaki samimiyeti biliyorum, buna da inanıyorum. Bunu da oturup adil bir şekilde karara bağlayıp, inşallah süratle çözeceğiz ki bu sıkıntıyı gidermiş olalım'' diye konuştu.
Ziraat odalarının başkanlarına bugüne kadar yapılan çalışmalara verdikleri desteklerden dolayı da teşekkür eden Başbakan Erdoğan, ''İnşallah bundan sonra da yine birlikte çalışmaya devam edecek, bölgemizi ve ülkemizi kalkındırma mücadelemizi birlikte yürüteceğiz. Başarılarınızın artarak devamını Allah'tan temenni ediyorum, inşallah topraktan gelen o bolluk, bereket ülkemizin de bereketine vesile olsun diyorum'' dedi.
Toplantıya, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, bölge milletvekilleri ve diğer yetkililer katıldı.