Aynadan Yansıyan Yüzümüz

Aynadan Yansıyan Yüzümüz
Adamın biri; daha önce hiç ayna görmemiş olan karısına bir ayna getirmiş, al hanım bu bir ayna demiş, kadın eline alınca kendini görmüş ve ağlayarak kaçmaya başlamış. Annesinin yanına koşmuş ve “anne bak kocam bu yaştan sonra üzerime kuma almış demiş” annesi de eline aynayı alınca kendini görmüş ve “damat utanmıyor musun bu yaştan sonra kızımın üzerine kuma getirmeye, üstelik hem yaşlı hem çirkin birini getirmişsin” demiş…
Anladığınız gibi aslında kendilerini aynadan görmüşler ama bunu bilmedikleri için farklı yorumlamışlar, üstelik kaynana bilmeden adamı suçlayarak kendisinin yaşlı ve çirkin olduğunu da itiraf etmiş!
Bu hemen hemen tüm insanların fıtratında vardır, kendi hata ve kusurunu görmemek, görüp kabullenmemek… Çok az insan kendi eksiklerini hata ve kusurlarını fark ederek düzeltmeye çalışır…
Oysa nefsi muhasebe/öz eleştiri de bulunabilirsek çok şeyi aşmış olacağız. Bu konuda Yüce Allah Kur’an-i Kerim de şöyle buyurmaktadır:
“Sana gelen her iyilik Allah’tandır. Başına gelen her fenalık ise senin kendi nefsindendir.”(Nisa, 4/79)
Kişi kendi nefsini hesaba çekmez ise hüsrana uğrar, kaybedenlerden olur. İnsan her zaman ve her yerde özeleştiriyi kabul edecek ve kendini sorgulayacaktır.
Allah-u Teâlâ insanın kendi nefsini hesaba çekmesi gerektiğini birçok ayet-i kerime ile bildirmiştir. Bir ayet-i kerimede şöyle buyuruyor: Ey iman edenler! Allah'tan korkun. Her nefis, yarın (kıyamet günü) içinAllah'a ne takdim ettiğine baksın.“ (Haşr; 18)
İnsanlar çoğu zaman başkalarını suçlayacaklarına kendilerini hesaba çekseler, empati yapsalar, ayna da yansıyan yüzün kendi yüzleri olduğunu anlasalar, anlayıp kabullenseler bu kendi menfaatlerine olacaktır.
Kendisine yapılmak istemeyeni başkasına yapmamak, insanlara zulmetmemek, haksızlığa bulaşmamak, adaleti tesis etmeye çalışmak her insanın ve Müslüman’ın görevi ve sorumluluğudur.
Efendimiz Aleyhisselama gelerek “ey Allah’ın Resulü, ben zina yapmak istiyorum” diyen gence Efendimiz; “senin anan, bacın/kız kardeşin var mı diye sorar” genç, “var ya Resulüllah” deyince; efendimiz , “peki birisinin annen veya kız kardeşinle zina etmesini ister misin, bu hoşuna gider mi” diye sorduğunda; o genç, “istemem, olmaz, böyle bir şeyi kabullenemem…
Allah’ın Resulu; o halde sende böyle bir şeyden vazgeç, çünkü zina yapacağın herhangi bir kadın da birilerin kız kardeşi, anası, bacısıdır” der. Ve o gence duada bulunarak ikna edip gönderir.
Son zamanlarda artarak devam eden Müslümanların üzerinde ki dumanlı hava Müslümanların kendilerini hesaba çekmemesinden kaynaklanmaktadır. Büyük halifeler ve diğer müttaki selefiler para ile adam tutarak veya yakın çevresindekilerine, çalışma arkadaşlarına; yanlış yaptığım zaman beni uyarınız demişlerdir. Sık sık özeleştiride bulunmuşlardır.
Özeleştiri; İnsanın özünü, nefsini, kendini eleştirmesidir. Ki bugün Müslümanların en büyük eksiği budur. Bırakın kendimizi eleştirmeyi en ufak bir karşı görüşe bile tahammülümüz yoktur. Oysa hutbe esnasında kadınların mehrini artırmayın diyen halife Hz. Ömer’e hutbeden sonra “ey Emirel mü’minin Allah ve Resulünün kısıtlamadığı/bir sınır koymadığı bir hakkı siz ne hakla kısıtlarsınız” diye uyarıda bulunup "Onlardan birisine yüklerle mehir vermiş olsanız bile, içinden bir şey almayınız" (en-Nisâ, 4/20) Ayeti Kerimesini hatırlatan Kureyşli kadının sözleri üzerine Hz. Ömer; “vallahi Ömer İbn-i Hatab hata etmiştir. Bu kadın isabet etmiştir.”deyip tekrar minbere çıkarak sözünü geri aldığını ve "Size, kadınlarınız için 400 dirhemden fazla mehir vermenizi yasaklamıştım. İsteyen, malından dilediği kadar verebilir" diye açıklamada bulunmuştur. (eş-Şevkânî, Neylü'l-Evtâr, VI,168; Heysemî, Mecmau'z-Zevâid, Mısır, t.y., IV, 283 vd.)
Dikkat edilirse ne Halife Hz.Ömer, nede müslümanlardan bir kimse çıkıp Kureyşli kadına sen kim oluyorsun da koskoca Hz. Ömere, halifeye şöyle böyle diyorsun dememişlerdir.
Günümüzde ise yanlış yapan bir cemaat liderine, bir hocaya ilmi ve İslami çerçevede en ufak bir eleştiriye bile tahammül yoktur. Kimsenin haddine mi düşmüş iyi niyetle ve bilinçli bir şekilde de olsa tanınmış bir şeyhe, bir cemaat liderine çıkıp bir karşıt görüş sergilemek… Derhal hakkınızda linç kampanyası başlatırlar.
Hâlbuki iyi niyetle ve bilinçli yapılan muhalefet ve karşı görüşe tahammül ve bunlar sonucu yapılan özeleştiri; kişilerin ve cemaatlerin hata ve eksiklerini görmesine ve bu eksikleri telafi etmesine en büyük sebep ve destektir. Selam ve dua ile…
Twitter: @mehmeteminkus