Ayhan Çarkın, Tarık Ümit'in öldürüldüğünü ve eğer mahkeme isterse cesedinin yerini söyleyeceğini belirtti.
Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığının 1990larda işlenen faili meçhul cinayetler ile ilgili yürüttüğü soruşturma kapsamında, Avukatlar Faik Candan ve Yusuf Ekinci ile Nüfus Müdürü Mecit Baskın ve Sağlık Bakanlığı Müfettişi Namık Erdoğanın öldürülmelerine ilişkin yaptığı itirafların ardından tutuklanan eski Özel Harekât polisi Ayhan Çarkın, Tarafa önemli açıklamalarda bulundu.
Sincan Cezaevinde tutuklu bulunan Ayhan Çarkın, Namık Erdoğan ailesinin avukatı Yaşar Sayın aracılığıyla Taraf ın sorularını yanıtladı. Çarkın, 1978den itibaren MİT içerisinde çalışmaya başlayan, 1980 ve 1990lı yıllarda çok sayıda olaya adı karışan ve 2 Mart 1995te kaçırıldıktan sonra kendisinden haber alınamayan Tarık Ümitin öldürüldüğünü açıkladı. Mahkemenin talep etmesi halinde Tarık Ümitin cesedinin bulunduğu yeri gösterebileceğini belirten Ayhan Çarkın, Ben, infaz edildiği yeri, cesedinin gömüldüğü yeri gösteririm. DNA testi yapılır. Durum ortaya çıkar dedi.
Topal cinayetinin belgeleri Yılmazda
Ayhan Çarkın, 28 Temmuz 1996da İstanbulda kaçırılıp öldürülen Kumarhaneler Kralı Ömer Lütfü Topal cinayeti ile ilgili de çarpıcı açıklamalarda bulundu. Eski başbakanlardan Mesut Yılmazın bu cinayete dair herşeyi bildiğini belirten Çarkın, Topal cinayetinin perde arkasını en iyi bilen isim Mesut Yılmazdır. Yılmazda cinayetine ilişkin tüm belgeler var. Söz konusu dökümanların bir kısmı Uğur Dündarda da var. Topal cinayetiyle ilgili asayiş polisleri tarafından alınmış kamera kayıtları var dedi. Çarkın, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlunun da cinayete ilişkin tüm detayları bildiğini söyledi. Yazıcıoğlu da geçtiğimiz aylarda aynı soruşturma kapsamında Ankarada ifade vermişti.
Eymür de olayların merkezinde
Ayhan Çarkın, soruşturma kapsamında İstanbulda gözaltına alındıktan sonra 30 Kasım 2011de Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığına şüpheli olarak ifade veren eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymürün de, kendisini olayların dışındaymış gibi göstermeye çalıştığını oysa onun da olayların merkezinde olduğunu belirtti. Çarkın, Eymür ifadelerinde kıvırmış. Sanki o dönem olan bitenleri sonradan öğrenmiş, olaylara hiç karışmamış, dışarıdan izleyen öğrenen biri gibi anlatmış. Oysa olan bitenin merkezinde kendisi de vardı diye konuştu.
Deli raporu almaya çalışan Şahin
Ayhan Çarkın, soruşturma kapsamında tutuklandıktan sonra Ankara Nöbetçi 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, beklenmedik bir şekilde, somut delil yok denilerek altı eski özel harekâtçı polisle birlikte serbest bırakılan ancak Ergenekon davasından tutukluluğu devam eden eski Özel Harekât Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahinin, Ayhan Çarkının akıl sağlığı yerinde değil sözlerine de yanıt verdi. Çarkın, şunları söyledi: Benim akıl sağlığım yerinde. Ancak bana deli diyenlerden İbrahim Şahin kendisi deli olmak için elinden geleni yapıyor. Ergenekon davasından kurtulmak için aklî dengesi yerinde değildir raporu almaya çalıyor.
Sonum Kozinoğlu gibi olmazsa...
Ayhan Çarkın, altı özel harekâtçı eski polis ve İbrahim Şahinin serbest bırakılmalarıyla ilgili olarak da şöyle konuştu: Arkadaşlarımın serbest kalması konusunda rahatsız değilim. Ancak bu ekibin içerisinde olan yaşanan olaylara birebir tanıklık eden biriyim. Ankarada işlenen cinayetleri savcıya anlattım hatta infazların gerçekleştiği yerleri gösterdim. Benim kimseden korkum yok içeride. Yatarım çıkarım diye bir derdim yok. Ne söylediysem arkasındayım. Beni zamanında infaz etmek istediler. Kurtuldum. İçeride kaldığım sürecede herhangi bir tehdit almadım. Allahın izniyle sonum Kaşif Kozinoğlu gibi olmazsa ben bu olayları inkar edenlerle mahkemde yüz yüze geldiğimde esas sürprizi yapacağım.
Ecelleriyle ölmediler, infaz edildiler
Çarkın, kendi dönemlerinden bazı eski özel harekâtçıların şüpheli ölümleriyle ilgili de açıklamalar yaptı. Çarkın, Bana göre bizim ekipten Ahmet Sakarya, Sami Gece, Behçet Oktay ve Sait Yıldırım ecelleriyle ölmediler. Birileri onları infaz etti. Beni de infaz etmek istediler. Ancak ben Oğuz Yorulmazın yardımıyla infaz edilmekten kurtuldum. Hatta İbrahim Şahinin de infaz edilmek istendiğini biliyorum. Fakat Şahini de öldüremediler. Şahin de durumu anlayınca infaz edilmekten kurtulmak için işi deliliğe vurdu dedi.
Mehmet Ağar mesaj gönderdi
Mehmet Eymürün savcılığa verdiği ifadenin ardından tüm gözlerin çevrildiği eski İçişleri bakanı Mehmet Ağarın 9 aralıkta İstanbulda basın toplantısı düzenleyerek hakkındaki iddialar ile ilgili yaptığı açıklamayı da değerlendiren Ayhan Çarkın, Mehmet Ağar çıkıp açıklama yaptı. İlgili kişilere mesaj gönderdi. Bu soruşturmanın en üste kadar gideceğinin farkına varmış dedi. Mehmet Ağar, Suçumuz olmamıştır, kusurumuz olmuştur diyerek yapılanların devlet görevi kapsamında olduğunu söylemişti.
Eymüre yanaşınca öldürüldü
Babasını kaybettikten sonra Almanyadaki amcasının yanına yerleşen ve 1968de Türkiyeye dönen Tarık Ümit, yeraltı dünyasının ünlü ismi Dündar Kılıçla ortak iş yapmaya başladı. 1978de MİTte çalışmaya başlayan Ümit, özellikle yeraltı dünyasından sağladığı istihbaratlarla 1984teki Babalar Operasyonunda görev aldı.
Mehmet Eymür ve ekibince yazılan ünlü MİT raporunun hazırlanmasında da yer aldı. 1991de DEV-SOL saldırısından yaralı kurtuldu. 1994te Korkut Eken aracılığıyla Mehmet Ağarla tanıştırıldı. Yaşar Özü, Ağar ile o tanıştırdı.
Susurluk sürecinde İbrahim Şahin ve Veli Küçük ekibiyle çalıştı. Ancak Şahin grubunun faaliyetlerini Eymüre anlattığı için bu ekiple arası açıldı. 1995te özel harekâtçı polisler tarafından kaçırıldı.
KAYNAK: Arzu YILDIZ / TARAF