Avrupa Birliği alarma geçti

Avrupa Birliği alarma geçti

Olumlu ABD verileri borsalarda düşüşe engel olamadı. Krizin Avrupa’nın İspanya’ya sıçrama riski üzerine Almanya ve Fransa cephesi ‘tatil arası’ vererek duruma el koydu.

Euro Bölgesi’ni esir alan krizin boyutunun katlanarak global etki yaratma potansiyeline sahip olmaya başlaması Avrupa Birliği’ni en üst düzeyde alarma geçirdi.

AB Komisyonu’nun kurtarma fonunun acilen genişletilmesi gerektiği yönündeki uyarısı, “krizin kontrolü çok zor olan bir aşamaya doğru emin adımlarla ilerlediğini” ortaya koyarken liderler arasındaki telefon diplomasisi tavan yaptı. İtalya ve İspanya odaklı gelişmeler nedeniyle tatilini yarıda keserek Brüksel’e dönen Komisyon’un ekonomik ve parasal işlerden sorumlu üyesi Olli Rehn, “AB gece gündüz çalışıyor” mesajı verdi.

Eldeki en iyi ilaç kullanılacak

AB gelinen aşamada 21 Temmuz’da Euro Bölgesi liderlerinin üzerinde anlaştıkları Yunanistan’ı kurtarmaya yönelik ikinci kapsamlı paketin ve özel sektörün devreye girmesine olanak sağlayacak düzenlemelerin acilen devreye sokulmasını “eldeki en iyi ilaç” olarak görüyor.

Liderlerin onayından geçen kararların Euro Bölgesi’nin üçüncü ve dördüncü büyük ekonomileri olan İtalya ve İspanya’ya yönelik kaygıları gidermede ne kadar etkili olacağı konusundaki soru işaretleri ise halen giderilmiş değil.

Rehn, dün her ne kadar ne İtalya’nın ne de İspanya’nın kurtarma planına ihtiyaç duymadığını belirterek piyasaların son günlerdeki adımlarının “ekonominin temel ilkeleri bazında meşru olmadığının” altını çizse de “kurtarma mekanizmasının mutlaka güçlendirilmesi gerektiği” yönündeki mesajı bu soru işaretlerinin bazılarının yersiz olmadığını gösterir nitelikteydi.
440 milyar euro düzeyindeki mali istikrar mekanizmasının (EFSF) borçlanma kapasitesinin artırılmasını isteyen ancak herhangi bir oran belirtmekten kaçınan Rehn, “Hazır olmalı ve kriz yönetimi araçlarımızı inanılır ve etkin kılmalıyız. Bu EFSF için de geçerli” dedi.

Hedef tahtasında İspanya var
ABD’de küçülme yaşanacağı ve Euro Bölgesi krizinin yayılacağı korkusu liderler üzerindeki baskıyı her geçen gün artırıyor. İtalyan Alpleri’ndeki Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransız Rivyerası’ndaki Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy tatillerine, tatilini erteleyen İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero’yla telefon görüşmesi yapmak için kısa bir süre ara verirken benzer bir görüşmenin krizin eşiğinde bulunan İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi’yle ilk aşamada öngörülmemesi dikkat çekti. Krizin İspanya’yı da etkileyeceği endişesi hakim olmuş durumda. İspanya ekonomisinin en kırılgan noktası ise yüksek işsizlik oranı (Yüzde 21).

Avrupa’daki krizin fitilini ateşleyen Yunanistan’ın Başbakanı Yorgo Papandreu da kendileriyle ilgili paketin artık “bağlanmasını” istedi.

Avrupa liderlerinin krizden çıkış yollarıyla ilgili olarak tek sesle konuşmakta zorlanması yatırımcılar arasındaki kafa karışıklığını, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) İrlanda ve Portekiz’in tahvillerini alırken İtalya ve İspanya için benzer yönde bir adım atmaması bu iki ülkeyle ilgili korkuları artıran bir etki yaratırken geçtiğimiz aylarda tabu olarak görülen “Euro tahvil” de artık açıkça masaya yatırılan unsurlar arasında yer almaya başladı.

İtalya’dan notçulara baskın
İtalya’da, ABD’li kredi derecelendirme kuruluşları Moody’s ve Standard&Poors (S&P) hakkında soruşturma başlatıldı. İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, ülkede kriz olmağını belirterek, dış kaynaklı müdahalele ve açıklamalardan şikayetçi olmuştu. İtalya’da Savcı Carlo Maria Capristo, iki kuruluşun raporları ve kredi notu değerlendirmelerinin piyasalarda çalkantıya yol açtığı şikayetinden sonra soruşturma başlattıklarını söyledi.

Bu kuruluşların bürolarındaki belgelere el konuldu. S&P’den üç, Moody’s’den bir analist soruşturuluyor.
Bu iki kuruluş İtalya’nın notunun indirilebileceği uyarısında bulunmuştu. Moody’s, yetkililerle işbirliği içinde, S&P ise suçlamaların temelsiz olduğunu açıkladı.

MİLLİYET