Çatışmaların gölgesinde Tarihi Hasan Paşa Hanı
Diyarbakır'ın merkez Sur ilçesinde bulunan Tarihi Hasan Paşa Hanı, yaşanan çatışmalara rağmen yerel turistlerin gözdesi halinde.
Diyarbakır'ın merkez Sur ilçesinde Ulu Camii'nin doğu girişinin karşısında yer alan Tarihi Hasan Paşa Hanı, çatışmalara rağmen yerli turistlerin akınına uğruyor. İçerisinde süs eşyasından antikaya kadar çeşitli eşyalar satan dükkânların yanı sıra kafe ve lokantalar bulunan iş hanında renkli görüntülere de rastlanılabiliyor.
Çatışmalardan önce yabancı turistlerin dikkatini çeken ve en çok ziyaret ettikleri mekânlardan birisi olan Tarihi Hasan Paşa Hanı, şimdilerde ise sadece yerli turistlerin uğradığı bir mekân haline geldi.
Tarihi özelliği
Diyarbakır’ın Osmanlılar tarafından alınmasından sonra üçüncü vali olan Sokullu Mehmet Paşa'nın oğlu Vezirzade Hasan Paşa tarafından 1572 ve 1575 yılları arasında yaptırılmıştır.
Hasan Paşa Hanı'nın 19. yüzyılın ilk yarısında da Diyarbakır'ın en önemli hanlarından birisi olduğu görülmektedir. Temmuz 1724 tarihli bir hüccetten Şehit Mehmed Paşa evkafından olduğu tespit edilen hanın, 19. yüzyılda yan hasılatının Rağibiyye Medresesi'ne ait olduğu görülmektedir.
Restorasyonu
Restorasyonda Muğla’dan getirtilen çeşitli malzemelerin karışımından özenle hazırladıkları Horasan Harcı da denilen bir harç kullanılmıştır. Bu harç hem yapının orijinal dokusuna uygunluğu hem de binlerce yılı bulan ömrü ile sağlamlığından dolayı tercih edilmiştir. Yapının kimi bölümleri de yalnızca silme denilen bir zımparalama işlemine tabi tutulmuştur.
Handa günümüzde telkari işi süs eşyasından antikaya kadar çeşitli eşya satan dükkânların yanı sıra lokanta ve cafelerle bir kitabevi de mevcuttur. Hemen her yaştan insanın uğradığı han Diyarbakır'ın tarihi ve turistik yapıları arasında yer almaktadır.
Özellikleri
Hasan Paşa Hanı’nın en çok dikkat çeken yerlerinin başında batı cephesi gelmektedir. Üzerinde kare bir çerçeve içerisine alınmış olan kufi yazılı batı kapısı dışarıya taşkınlık yapmamakta içeriye dönük bir eyvana benzemektedir.
Basık kemerli bir kapıdan geçildikten sonra beşik tonozlu bir kısma oradan da avluya çıkılmaktadır. Avlunun ortasında altı sütunlu, bezemesiz bir şadırvan bulunmaktadır ve buradaki alt kat odaları sivri kemerlerle avluya açılmaktadır. Buradaki revakların üzeri beşik tonozlarla örtülmüştür. Altı beşik tonozlu dükkânların ikinci katından taşan iki süslü pencereyle dışarıya açılan orta kısım yapıyı tamamlamaktadır. İki renkli taş sıralarının yatay olarak cephelerde kullanılması yapıyı olduğundan da uzun göstermektedir.
Handa dikkat çeken diğer bir yanı da iki katın revaklarında yer alan sütunların birbiri üzerine oturmasına karşılık ikinci katta avluya doğru taşan taş konsolların yer almasıdır. Hasan Paşa Hanı günümüzde çeşitli amaçlarla kullanıldığından özelliğini kısmen olsa yitirmiştir. (Yunus Sırat- İLKHA)