Leven İÇGEN'in haberi
Başbakan İnönü, Atatürke hitaben, Seyit Rızanın teslim olması Cumhuriyet ıslahatının yeni bir safhasıdır. İltifatınız bizim için çok kıymetli bir teşviktir diyor. Atatürk ise İnönüye, Teslim olması Cumhuriyet hükümetinin Dersimdeki yüksek şuurlu hareketinin neticesini gösteriyor mesajını gönderiyor.
VATANın ulaştığı Cumhurbaşkanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı arşivinde yer alan belgelerde, Seyit Rızanın teslim olması hakkında Atatürk ve İsmet İnönünün yazışmalarının yanı sıra Tunceli (Dersim) Harekatına ilişkin yazışmalar, raporlar, Dersim isyanları hakkında 4. Umumi Müfettişlikten alınan raporlar, Seyit Rıza ve adamlarının isyanları, Dersim bölgesinden Batı yerleşim bölgelerine nakledilen kişilerle ilgili bilgiler, Genelkurmay Başkanlığının Tunceli Kanununun uzatılması önerisi, Tunceli Harekatına başlama ve bitim tarihlerine kadar kamuoyunun bilgisine sunulmamış birçok sır yer alıyor. Tarihe ışık tutacak belgelerden bazıları şöyle:
- HAYDUTLUKLAR SÜREBİLİR
KANUN YÜRÜRLÜĞÜNÜ UZATIN: (Genelkurmay Başkanlığınca Tunceli Kanununun yürürlük süresinin uzatılması önerisi hakkında Başvekalete, Dahiliye Vekaletine, Genelkurmay Başkanı Mareşal imzasıyla yazılan 9.6.1939 tarihli belge) Müddeti bitmek üzere bulunan Tunceli Kanununun daha üç sene temdidi ve bu kanunun maddelerine bazı hükümlerin eklenmesi hakkında 4. Umumi Müfettişliğinin şifre yazısı örneği ilişik olarak sunulmuştur. Yapılan arama ve taramalara rağmen mıntakanın hususiyetlerinden ötürü miktarı mahdut bazı muzir eşhasın mezkur bölgede saklanmağa muvaffak oldukları, alınan günlük raporlardan anlaşılmaktadır. Devam eden tazyıkın azalması ile bunların tekrar faaliyetlerini tevsi ile ilerde mühim hareketler icrasını müstelzim bir vaziyet ihdas etmeleri daima beklenebilir.
Keza, esas mefsedet yatağında bulunan muzur eşhas civardan gördükleri teşvik ve müzaharetle şekavet ve haydutluklarının devam ve idamesine imkan bulabilmektedirler. Halen yardım ve teşvik ile iş gören bu eşhasın ilerde bilfiil şekavet ve haydutluk etmeleri de muhtemeldir. Bu sebeplerden ötürü 4. Umumi Müfettişliğinin teklifi Genelkurmayca da uygun görülmüştür. Bu teklif tensip ve tasvip buyrulduğu takdirde Hükümetçe ittihaz edilecek kararın ait makama işarına ve sonuç hakkında Genelkurmaya bilgi verilmesine müsadelerini saygı ile arzederim.
- TUNCELİ HAREKATININ BAŞLAMA VE BİTİM TARİHLERİ: (Genelkurmay Başkanlığı Harp Tarihi Encümeni Başkanlığına 15.10.1940 tarihinde Harekat Yarbaşkanı Tümgeneral imzasıyla yazılan Tunceli Harekatının başlama ve bitim tarihlerini hakkında yazılan belge) Son Tunceli tedib ve tenkil harekatı esaslı bir şekilde 1937 ve 1938 senelerinde başlamıştır. 1937 harekatı, 12 Mayıs 1937de başlayarak 1 Temmuz 1937 ayı sonunda bitmiştir. 1938 harekatı 8 Haziran 1938de başlamış ve bu harekata 8 Ağustos 1938den itibaren ordu manevresi halinde devam olunmuş ve manevreye 10 Eylül 1938de nihayet verilmiştir. Tunceli tedib ve tenkil harekatı için; 25 Mart 1937 tarihli Heyeti kararnamesiyle 4 bin ihtiyat eri celbedilerek birlikler takviye edilmiş, 25 mayıs 1937 tarih ve icra vekilleri heyeti kararnamesiyle bu harekattan (muharebe ve müsademeleri istilzam eden mahiyette ve hususi ehemmiyette olduğu) tasdik olunarak subay ve askeri memurlara bir nefer tayini zammı verilmiş ve nihayet 27 Mayıs 1937 tarihinde icra vekilleri heyeti kararnamesiyle, Tunceli harekatının 1776 sayılı kanunun ilgili maddesi mucibince (sefer mahiyetinde mühim harekat) olduğu kabul edilerek harekata iştirak eyleyen, kara ve hava birlikleriyle sabit ve seyyar jandarma eratına kuvvetli tayin verilmiştir.
Harekat başlangıcında geri hizmet teşkilleri vücuda getirilmiş, sefer kadrosuna göre sıhhıye bölüğü, seyyar hastane, arabalı hasta nakliye takımı yeniden teşkil edilmiştir. Keza aynı harekat sahası içinde bulunan ve harekata iştirak eyleyen birlikler hakkında Askeri Ceza Kanununun ilgili fıkrası mucibince harp hükümlerinin cari olacağı tesbit ve emrolmuştur. (Tunceli harekatı için dahili ve harici vaziyet düşünülerek seferberlik ilan edilmemiş ise de seferberlik icaplarının yapıldığı ve bu hususta hükümetçe bir karar verilmesinin muvafık olacağı) mütelasında bulunulmuştur. Birbirini takip eden iki sene içinde yapılan iş bu tedib ve tenkil harekatı sırasında yukarda zikredilen kararname ve emirler muhteviyatından anlaşıldığına göre hükümetçe kısmi seferberlik ilan edilmiştir. Bu yolda bilgi edinilmesini ve gereğinin buna göre yapılmasını rica ederim.
- HAREKAT EMRİ MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAKTAN: (Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak imzasını taşıyan 12 Mayıs 1937 tarihli belge) Tunceli vilayetinde Devlet Kuvvetlerine karşı müçtmian ve müseliahan vukubulan isyan dolayısıyla harekatı askeriye başlamış olmakla ceza kanununun yedinci maddesine göre harekatın başlangıcından diğer bir emir verilinceye kadar harp hükümlerinin carı olacağının kıtalara tebliğ edilmesini dilerim.
- İSMET İNÖNÜDEN FRANSA HASSASİYETİ: (5 Mayıs 1937de İsmet İnönünün Başvekalet Vekili doktor Refik Saydama aktardıklarına gösteren belge) Dün Dört Mayıs İstasyonundan hareket ederken Milli Müdaafa Vekili bay Özalp mareşalin diğer bir fıkra için yeniden dört bin ikmal efradı celbedilmesi teklifini aldım. Doktor Aras ile gönderdiğim cevapta bir saat evvel büyük erkanı Harbiyede vaziyeti mütalea ettiğimizi ve şimdilik böyle bir tedbire lüzum olmadığını anladığımı mahaza vaziyetin Atatürke arz ile emirleri mucibince harekat olmasını bildirmiş idim. Şimdi alttaki mütaleayı arzediyorum; Büyük Erkanı Harbiyede verdiğimiz kararların eldeki vasıtalarla tatbiki imkanını ve kıtaatın halini ve mahallin şiraitini General Alpdoğan ile mütalea etmek üzere sayın Mareşalin süretle Elazize gitmesini teklif ederim.
Şayet yeniden ikmal efradı celbi lüzumlu görülürse teklifim şudur; Fransızlarla yeni bir sui tefsir vukuuna mahal vermemek için benim Paris mülakatımı beklemek muvafık olur. Andan sonra meseleyi dahili bakımdan memleket efkarı umumiyesine karşı açıktan vaz etmek lazımdır. Çünkü yeni ikmal efradı celbi dahilinde endişeşi mucip olabilir. Meleseyi açıktan vazettikten sonra 4 bin yerine 8 bin ikmal efradı celbederek iki fırkayı taviye etmek müreccahdır. Bu mütaleatımı Mareşale, Özalpe ve Atatürke arzetmenizi hürmetle rica ederim.
- CUMHURİYET ISLAHATININ YENİ BİR SAFHASI: (Başvekil İsmet İnönüden Reisi Cumhur Atatürke gönderilen 12 Eylül 1937 tarihli belge) Seyit Rızanın teslim olması cumhuriyet ıslahatının yeni bir safhasıdır. Lütufkar iltifatınız bizim için çok kıymetli bir teşviktir. 4. Umumi Müfettişi tebrik ederken, büyük Reisi Cumhurun Hükümeti taltif etmek lütfunda bulunduğunu ve Reisi Cumhurun yüksek takdirlerinin tabiatile kendisine ve emri altındakilere müteveccih olduğunu tebliğ ettim.
- ATATÜRKTEN İNÖNÜYE DERSİM TEBRİKİ: (Atatürkten Başvekil İsmet İnönüye 1937 Eylülünde giden mesajı gösteren belge) Seyit Rızanın teslim olması Cumhuriyet hükümetinin Dersimdeki yüksek şuurlu hareketinin neticesini gösteren bir müşahhas delildir. Ondan dolayı kendilerini tebrik ederim.
Resmi tarihin gerçeklere aykırı yazıldığının kanıtı
Açıklamalarıyla CHPde Dersim krizi yaratan CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, VATANın ulaştığı belgeleri değerlendirdi. Aygün, Sizin bulduğunuz bu belgeler halkın 75 yıldır inandığı, konuştuğu şeylerin doğru olduğunu, resmi tarihin bu konuda gerçeklere aykırı olarak yazıldığını kanıtlıyor dedi.
Aygün, belgelerdeki ilkleri de şöyle sıraladı, Askerin harekata katılan personelden halka şefkatli davranılmasını istediği belge, Seyit Rızanın Meclisten hayat güvencesi istediği ve teslim olduğunu gösteren belgeler, hükümet yetkilisinin gazete yöneticilerinden istekleri, 14 bin Dersimlinin tayini ve hangi illerdeki işkollarında çalıştıklarını gösteren belgeler ilk defa gün ışığına çıktı.
Aygün, Seyit Rızanın teslim olmasının ardından Atatürkle, İsmet İnönü arasındaki yazışmaları gösteren belgeyle ilgili, Seyit Rızanın aslında Erzincan Valisiyle ilişkili olduğu ve oraya teslim olmaya gittiği Dersim yöresinde olay meydana geldiği günden beri anlatılıyordu. Dolayısıyla onun isyancı, eli silahlı bir lider, isyanı sevk ve idare eden kişi olduğuna dair resmi tez aslında halkın sathında hiçbir değer sahip değildi. Sizin bu bulduğunuz belgeler halkın 75 yıldır inandığı konuştuğu şeylerin doğru olduğunu, resmi tarihin bu konuda gerçeklere aykırı olarak yazıldığını kanıtlıyor ifadesini kullandı. Aygün, Dersim Harekatının Mareşal Fevzi Çakmakın talimatıyla başladığını gösteren belgeyi ise Dersimle ilgili en sert raporu Mareşal Fevzi Çakmak yazmıştır. Dersime bir koloni yönetimi kuralım. Dersimliler konuşmaktan başka bir şeyden anlamaz bunlar sadece silahın gücünden anlar demiştir. Fevzi Çakmak hareketin baş sorumlusudur dedi. Dersim Harekatına katılan askeri personele kuvvetli tayin verilmesi belgesini ise Aygün, Olayın, normal bir iç operasyon değil bir savaş gibi ele alındığını gösteriyor diye değerlendirdi.
Kaynak: VATAN