Ata Toprağından Selam Getirdim-1

Öncelikle 24 Haziran seçimlerinin ülkemize, milletimize, bölgemize ve Ümmetti Muhammed’e hayırlı olmasını yüce Rabbimden niyaz ediyorum. Çıkan sonuç bizleri sevindirdi çünkü ülkemiz, bölgemiz ve ümmet kazanmıştır. İlimiz dışında parti olarak oy kaybı yoktu. Sadece Urfa’mızda Milletvekili listesine ve türlü bahanelerle tepki oyları vardı ve bu oylar başka partilerin milletvekili çıkarmasına vesile oldu. Belki duymayanlar olabilir diye hatırlatmak istiyorum. Ramazan Umresi için Ramazandan önce kutsal topraklara gitmiştim. Bu kutsal yolculuğuma vesile olan ve manevi anlamda hayatımın en güzel günlerimi yaşamama sebep olan TUR CENTER hac ve umre organizasyonu şirketi sahibi Mustafa YETKİN ve Mehmet CENGİZ hocama sonsuz teşekkür ederim. Rabbim onlardan razı olsun inşallah. İlk durağımız Medine oldu. Peygamber efendimizin Mübarek kabirlerini ziyaret edip manevi huzuruna çıktık Ravzasında namaz kılıp niyazda bulunarak şefaat diledik ve selam verip salâvat getirdik.

Buradan giderken Efendimize selam söyleyen dostlarımızın selamını efendimize ilettik.  Medine’ye doyum asla olmaz. O mübarek yerlere gidenlerin kalplerine Allah tarafından manevi aşk düşüyor. Gerek Medine’den gerekse Kâbe’den ayrılırken duygusal anlar yaşadık. Uhud tepesini, hendek bölgesini ve hendek kazılırken efendimizin çadır kurduğu yer, Osmanlı zamanında küçük bir mescit yapılmış. Hz. Hamza’nın mübarek kabirlerini ile sahabelerden Hz. Musabın kabri şeriflerini ve Cennet-ül baki kabristanını ziyaret edip hocalarımız tarafından bilgilendirildik. Cennet-ül baki kabristanında çokça sahabe ve Allah dostu mevcuttur. Rabbim bizleri onların şefaatine nail eylesin inşallah. Medine-i Münevvere’de 5 gün kaldıktan sonra Medine yolu üzerinde bulunan mikat yeri olan Biri Ali’de ihrama girip Mekke’ye hareket ettik.

Mekke: emin belde, güvenli şehir, Allah’ın mübarek kıldığı yer, Allah’ın manevi beyti’nin bulundu dünya merkezi İslam dinin merkezi iki cihan serverinin doğum yeri olan kutsal şehir. Mekke’de çeşitli ziyaretlerimiz oldu. Bunların bir kısmını özetleyerek sizlerle paylaşmak istedim. Peygamber efendimizin doğduğu yer şimdi kütüphane yapılmış, Cin mescidi: Efendimiz o mescitte cinleri toplamış ve onları İslama davet etmiştir. Bir kısmı iman etmişler bir kısmı da iman etmemişler tıpkı insanlar gibi. Efendimizin Hz. Hatice ile evlendikten sonra yaşadığı ev, yani Hz. Hatice’nin evi, Osmanlı zamanında yeri kayıp olmasın diye küçük bir mescit yaptırılmıştı. Yeri ise gidenlerin çoğu belki bilmez, Ebu Cehilin evi yani şimdiki erkekler tuvaleti ile Kâbe arasında hemen üst bitişiğinde kadınlar tuvaleti var, ne yazık ki Suudi yönetimince yıktırılmıştır.

Taif: En duygulandığım yer. Taif Peygamber efendimizin sütannesi HZ. Halime’nin akrabalarının yaşadığı şehir. Efendimiz İslama davet için oraya gittiğinde orada yaşayan efendimize inanmayarak şimdilerdeki tinerci gibi olan gençlere efendimizi taşlatarak mübarek yüzlerinin kanamasına sebep olmuşlardır. Efendimiz ise bir bağa sığınarak korunmuştur. Daha sonraları ise Hz. Ali on üç bin kişilik İslam ordusu ile Taif’i fethetmiş İslam sancağını dikmiştir. Atamız Osmanlı o sancağın dikildiği yere kayıp olmasın diye altta mescit üstte ise minareye benzer bir kule yapmıştır.

Nurdağı ilk vahiy olan İKRA suresinin indiği mübarek dağ Mekke şehir merkezine çok yakındır. Bölgenin en yüksek dağıdır. Efendimiz Mekke döneminde belli aralıklarla tam altı ay burada kalmış Hz. Hatice validemiz efendimize yemek götürüyormuş. İlk inen sure  “İKRA”en son Nurdağı’na inen sure ise “DUHA” suresidir. Dağa çıkmak ise çok meşakkatlidir yani zordur gidenler bilir. Biz bir kere çıktık grup olarak arkadaşlarımızın yarısı yarı yoldan döndüler. Yine Hüdeybiye antlaşmasının yapıldığı yer ise harabe haline gelmiş sadece Karataşlardan yapılan duvarların bir kısmı var bir süre sonra o duvarlar da yıkılacak ve o önemli yer kayıp olup gidecek.

Ayrıca: Ci-rane, Taif ile Mekke-i Mükerreme arasındadır. Mekke-i Mükerreme’ye 29 km. uzaklıktadır. Allah Resulü (s.a.s.)’min Hüneyn’den sonra umre yapmak için ihrama girdiği yerdir. Burada bir de su kuyusu bulunmaktadır. Peygamber efendimiz savaştan sonra Müslüman olan müşrikler için bereketli mızrağını yere batırarak tatlı özellikle göze faydalı bir su çıkar. O sudan içen insanlar şifa buluyordu. Peygamberimizin oradan ayrılmasından sonra Müslüman olan müşriklerin çoğu İslam’dan uzaklaşınca efendimiz dua eder ve o suyu içen müşriklerin karınlarına sancılar girer yani o mübarek su müşriklere zehir olur. Çare bulamayan müşrikler tekrar efendimizin yanına gelerek yeniden Müslüman olduktan sonra efendimiz dua eder ve o su tekrar eski tatlı ve faydalı hale gelir. Devamı haftaya… Selamla kalın selamette kalın.

Mehmet İMRE

28.06.2018