ASRIN YEZİDİ İŞBAŞINDA
İbn Sadın Tbakatta anlattığına göre, Kerbelâ olayında Hüseynin yanında kalmaya sabredip de onunla birlikte öldürülen çok sayıda Arap kabilelerine mensup insanlar vardı. Kurtulanlardan Cafer-i Tayyarın oğlu Abdullahın iki oğlu, Nebhân kabilesine mensup olan Abdullah b. Kutbenin hanımına iltica ettiler. Onlar henüz buluğ çağına ermemiş çocuklardı. Yezidin komutanı Ömer b. Saʻd ise bir tellalla şöyle bağırmasını emretmişti: Kim bir kafa getirirse ona 1.000 dirhem vardır.
Abdullah b. Kutbe evine geldi; hanımı kendisine, Gördüğün gibi, ölümden kaçan iki çocuk bize iltica etti. Onlara bir iyilik yaparak Medinedeki akrabalarının yanına göndermek istemez misin? dedi. Adam, Tamam, onları bana göster. dedi. Adam onları gördüğünde hemen onları kesti ve kafalarını Ubeydullah b. Ziyâdın yanına götürdü. Fakat İbn Ziyâd ona bir şey vermedi ve şöyle dedi: Onları bana sağ getirseydin daha çok sevinirdim. Çünkü onlarla Ebû Caʻfere [Abdullah b. Caʻferi kastediyor] minnet ederdim. dedi. Bu haber Abdullah b. Caʻfere ulaştı. Abdullah, Eğer adam o çocukları bana getirmiş olsaydı ona bir milyon dirhem verirdim. dedi.
Hüseyn ile birlikte olan Ehl-i beytinden sadece beş kişi kurtuldu.. Kurtulanlardan birisi, Ali b. Hüseyn el-Asğardır. Bugün Hz. Hüseynin neslinden devam eden seyyidlerin atasıdır. Ali el-Asğar o gün hastaydı ve kadınlarla beraberdi. Birisi de Hasan b. Hasan b. Alidir. Onun da nesli devam etmiştir. Yine kurtulanlardan birisi Amr b. Hasan b. Alidir. Onun nesli devam etmemiştir. Yine, el-Kâsım b. Abdullah b. Caʻfer ve Muhammed b. Akîl el-Asğar da kurtulanlardandılar. Bunlar çok genç, güçsüz ve hastaydılar.
Bu beş erkek çocuk ve Hüseynin kadınları Zeyneb ve Fâtıma bt. Ali b. Ebû Tâlib, Fâtıma ve Sükeyne bt. Hüseyn b. Ali, Hüseynin eşi aynı zamanda Sükeyne ve Abdullah el-Maktulün annesi er-Rebâb bt. Üneyf el-Kelbiyye, Hasan b. Alinin kızı Ümmü Muhammed, onların bazı mevlaları, köle ve cariyeleri Bütün bunlar, Hüseyn b. Ali ve adamlarından bazılarının kelleleriyle birlikte develere bindirilerek Kufe valisi Ubeydullah b. Ziyâda götürüldüler.
Hüseyn öldürüldüğü zaman onun malları gaspedildi. Onun bir kılıcını el-Kulânis en-Nehşelî aldı. Bir diğerini Cemî b. el-Halk el-Evdî aldı. Onun şalvarını da, melûn Bahr b. Kaʻb et-Teymî aldı ve Hüseyni çıplak bıraktı. Onun ipek ceketini de Kays b. el-Eşʻas b. Kays el-Kindî aldı. Hatta ona Kaysu Katîfe [Ceket Kays] denilirdi. Nalınlarını da, el-Esved b. Hâlid el-Evdî aldı. Sarığını ise, Câbir b. Yezîd aldı. İpekten olan takkesini Mâlik b. Beşîr el-Kindî aldı.
Irak ehlinden bir adam da, Hüseynin kızı Fatımanın elbiselerini aldı. Ne var ki adam kızın elbiselerini soyarken de ağlıyordu. Fâtıma adama, Niçin ağlıyorsun? dedi. Adam Resûlullahın kızını soyarken ağlamayayım da ne yapayım? dedi. Fâtıma, O zaman bırak, elbiselerimi alma! dedi. Adam, Korkarım ki, başkası bunları alsın dedi.
Ali b. Hüseyn el-Asğar hasta ve yatakta yatıyordu. Melûn Şimr b. Zül-Cevşen, Bunu öldürün! dedi. Onun arkadaşlarından bir adam, Sübhanallah, hiç savaşmamış, hasta ve aynı zamanda cılız bir genci mi öldüreceksin? dedi. Ancak Yezidin komutanı Ömer b. Saʻd o gün insafa gelmişti; geldi ve Sakın bu kadınlara ve bu hastaya dokunmayın! dedi.
Bugün Suriyede devam eden katliamlar tıpkı Kerbelâ olayını andırıyor. Beşşar Esed Aslında insanlara karşı merhametli olan bir insan görünümündedir. Onun, babasından sonra başa gelir gelmez Suriyeye demokrasi getireceğini hem umduk hem de beklenti içinde kaldık. Beşşar, Türkiyenin liderlerine de böyle bir imaj vermişti. Ancak Beşşarın annesi ve babasının kaşarlanmış adamları, tıpkı Yezidin adamları gibi davranarak keskin ve acımasız bir kılıç gibi Hüseyinleri öldürmeye devam ettiler. Nihayet 2011in Mart ayında savaşın kıvılcımları görünmeye başladı. Beşşar, barış ve demokrasi yolunda Türkiyenin dostane ve barışçıl tekliflerini, annesinin etkisinde kalarak hep geri çevirdi ve başına gelecek olanların farkında değildi.
İş o dereceye vardı ki, Beşşarın annesinin emrindeki adamlar zehirli gazlarla binlerce çocuğu öldürmeye kalktılar. Eğer Beşşar İrade gösterebilseydi ve annesini aşabilseydi bu kirli savaş olmazdı. Ama 100 bin kişinin ölmüş olmasına rağmen hala savaşı durdurmak için Beşşarın bir şansı vardır. İsterse üç ay içinde serbest seçimlere girip savaşı sona erdirebilirler. Şu anda Suriyede eksik olan şey, Ömer b. Sad gibi birisinin, azıcık insafa gelip ve hamiyet gösterip katliamdan kurtulan Hüseyinin çocuklarını ölümden kurtarmasıdır.