Arınç: Kürtçe Savunma Temel Hak
KanalTürk televizyonunda yayımlanan "Merkez Siyaset" programına katılan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 28 Şubat darbesi, 27 Nisan muhtırası ve Kürt sorununa ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Arınç, KCK davasıyla ilgili "Bir kişi 'ben savunma hakkımı kullanıyorum ve bunu Kürtçe yapmak istiyorum' diyorsa bence mahkeme başkanının buna izin vermesi gerekir" dedi.
Arınç özetle şunları söyledi:
28 Şubat artık tükendi
Daha önce '28 Şubat bin yıl sürecek dediler 10 yıl bile sürmedi' demiştim. Bütün aktörleriyle, bütün yapılanlarla artık 28 Şubat sürecinin iddialı söylemi Türkiye'de tükenmiştir. Bunu söyleyenler de piyasada yok. Alkışlayanlar da herhalde bunu artık telaffuz edemiyorlar.
O bildiri siteden kaldırılmalı
(27 Nisan Muhtırası) Böyle bir yazıyı belli bir yerde muhafaza etmek bence doğru değil. Bugün Sayın Erbakan'ın vefatı dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bir taziye mesajı yayınlaması fevkalade doğru, güzel, yürekleri yumuşatan, böyle zamanlarda olması gereken bir insani davranış. Sayın Koşaner'in bunu bizzat üstlenerek, Silahlı Kuvvetler adına, geçmişte görev yapmış bir başbakanımızın ülkeye yararlı hizmetler yaptığını ifade etmesi, fevkalade olumlu. Millet bunu bekliyor, bunu arzu ediyor. Bugün de 1. Ordu Komutanı'nın başkanlığında zannediyorum 8-10 üst rütbeli subayın bizzat cenazeye kadar gelmeleri, Silahlı Kuvvetler adına çelenk gönderilmesi yine olumlu davranışlar.
Siz bunlara jest diyorsanız evet, böyle jestlere ihtiyaç var. Ama gelinen noktada mesela 27 Nisan bildirisini eski genelkurmay başkanı da ben şahsen düşünmüyordum onun böyle bir şey yazabileceğini ama üstlendiğine göre ve bunun demokrasiye ve cumhurbaşkanlığı seçimine doğrudan bir müdahale olduğu konusunda kimse ihtilaf etmediğine göre hâlâ bunun resmî bir sitede yer almasının ve sahiplenilmesinin herhalde doğru olmadığına hepimiz inanmalıyız. En azından ben inanmalıyım.
Kan dökülmesin istiyoruz
(PKK'nın eylemsizlik kararı) Biz şu anda bile terörle mücadele ediyoruz. Örgüt var, örgütün silahlı elemanları var ve bunlar eylem yapıyorlar ve Türkiye de güvenlik güçleriyle de bu eylemlere karşı koyma mücadelesini sürdürüyor. Örgüt bazen kendine göre eylemsizlik kararı alıyor. Bunu belli sürelerde uzatıyor. Biz ona bağlı olarak şunu yapalım ya da bunu yapmayalım noktasında değiliz. Şüphesiz eylem olmamasını, kan dökülmemesini, Türkiye'de bir barış ve huzur sürecinin devam etmesini de arzu ederiz.
Savunma hakkı kutsaldır
(KCK davasında Kürtçe savunma) Mahkemenin bakışı da bunlar Türkçe de biliyor, Kürtçe de biliyor. Orada Türkçe yaptığına göre burada mutlaka Türkçe yapması gerekir şeklinde bir kanaat var. Doğrudur, yanlıştır şeklinde söylemiyorum. Ben şu açıdan meseleye bakıyorum; savunma hakkı kutsaldır. Bizim hukukumuzda savunma hakkı kutsaldır, savunmayı kısıtlayacak her hareket bozma sebebidir. Eğer burada bir sanık 'ben savunma hakkımı kullanıyorum ve bunu Kürtçe yapmak istiyorum' diyorsa bence mahkeme başkanının buna izin vermesi gerekir. Altında üstünde başka bir şey aramaya da gerek yok. Çünkü savunmaya müteallik hiçbir şey gözardı edilemez.
Yerel yönetimler güçlendirilmeli
(Yerel yönetimler yasası) Sanıyorum haziran seçimleriyle gündeme gelecek. Yani bunu birilerinin beklediği siyasal amaçlı değil, Türkiye'nin ihtiyacı olacak yapı olarak düşünüyoruz. Halkın kendi karar mekanizmasında yer almasını temin etmemiz lazım, yerel parlamentolar gibi kimilerinin siyasal jargonlarına yarayacak şeyleri söylemek istemiyorum.
Belediye meclisleri ve il genel meclisleri varsa onların güçlendirilmesi lazım. Bugün il genel meclisleri kendi içlerinden başkanlarını seçiyor, daha önce vali başkanlığında seçiyorlardı. Hangi parti çoğunluktaysa ona göre şekillenen yapı var, oralarda valilikler sembolik kalıyor. Bu zamana kadar da il özel idarelerinin bu şekilde yapılanmalarında zarar görmedik. Yani güvenlikle halka sorumluluk vermekle çok şey yapılabilecekmiş.
TARAF