ARAR REJİM ELEMANLARI YARIŞ İÇİNDELER

ARAR REJİM ELEMANLARI YARIŞ İÇİNDELER

Abdullatif ŞENER, Mehmet BEKAROĞLU ve diğerleri… Kimisi şu anda hayatları boyunca nefret ettikleri bir partinin üyesi olmuşlar, kimisi de aday adayı olmaya hazırlanıyorlar. Yarın bürgün Kamalak’ın Partisinden ve Birlik Partisinden de oraya devşirilenler olursa şaşmayın. Çünkü Muhalefetin ve muhalefeti provoke eden dış mihrakların istedikleri tek şey Türkiye’nin istikrarını bozmaktır. Acaba ne yapsak da Türkiye’yi tekrar koalisyonlar dönemine geri çekebilsek, diye telaş ve umut içindedirler.

Abdullatif Şener, Ara Rejimcilere eleman olmak üzere çoktan piyasaya çıkmıştı. Herkes gibi o da bir tabela partisi kurdu ve pusuda bekleyerek sıranın kendisine gelmesini bekledi. Ancak bu dünyada sıranın kendisine kolay kolay gelemeyeceğini anlayınca tabela partisini kapattı. Şimdi, umudunu iktidarın yıpranmasına bağlayan muhalefetin bir ara elamanı olmaya başladı. Tıpkı Bekaroğlu gibi… Ana muhalefete hayırlı olsunlar!

Türkiye’de muhalefet, hiçbir zaman iktidar olmak gibi bir iddianın peşinde olmadı. Bugün de değildir. Baksanıza, ana muhalefet partisi lideri “Bizim hedefimiz %35’tir” diyor. Yani bu rakamla iktidar olunmayacağını bildiği halde, eğer bu rakamı yakalarsak kendimizi başarılı görürüz, diyor. Yüzde yirmi beşi yakalamak konusunda bütün himmetlerini ara rejim elemanlarına bağlamışlar. Abdullatif Şener’i, Mehmet Bekaroğlu’nu ve benzerlerini meydanlarda konuşturacaklar; Cumhurbaşkanı ve başbakan aleyhinde sözler söyleyecekler, böylece CHP’ye oy kazandıracaklar.

Kürtlerin bir atasözü vardır: “Piré nemir pincar té, kero nemir bahar té” Yani, ölme nene, pıncar geliyor; ölme eşeğim, bahar geliyor… Eğer muhalefet seyidinden kaçmış kölelere bel bağlarsa daha çok bekleyecektir. Efendisine yaramayanlar, kime ne fayda sağlayabilirler? Bunlar partilerinden ayrılan şahıslar… Bunlar ne yüzle eski partilerine mensup vatandaşlardan oy isteyecekler?

Bir de partiler vardır… Yazık ki darbeciler tarafından devrilen ve İslam’a bağlılığından hiç kimsenin kuşkusu olmayan Erbakan Hoca gibi bir siyaset adamının mirasına konanlar, 17 Aralık operasyonlarıyla oluşturulmak istenen ara rejime eleman olmaya talip görünüyorlar. Parti yöneticileri adeta bir akıl tutulması içindeler. Zaten darbe yapanlar her zaman böyle ara rejimlerde işbaşına getirilecek partileri veya siyasileri çabucak buluyorlar ya da önceden hazır ediyorlar. Şimdilik 17 Aralık darbesiyle oluşturulan ara rejime elaman olmaya soyunan iki parti görünüyor.

Ne yazık ki, bugün Erbakan Hoca’nın koltuğunu işgal edenler, gün geçmiyor ki, paralel medyaya çıkıp hükümete karşı yürütülen dış destekli operasyonlara destek vermesinler. Buna hayret etmemek mümkün değildir. Oysa o partinin yapmak istediklerini Ak Parti tek tek uygulamaya koyuyor. Bunları görmemek insafsızlıktır. Aslında belki de bu partilere hayret etmeye hiç gerek yok. Çünkü zaten Erbakan Hoca’nın vefatından sonra onun siyasi mirasını devam ettirenler bugüne kadar tutarlı hiçbir iş ortaya koyamadılar.