APO Devlete hizmette kararlıyım!!
APO'nun sorgulanmasında flaş ayrıntı
Abdullah Öcalan’ı Kenya’dan Türkiye’ye getiren emekli Albay Atilla Uğur “Abdullah Öcalan’ı nasıl sorguladım” adıyla yazdığı kitapta PKK elebaşının “Mahkemede kimlik bildirimi yapmamam istendi. Böylece mahkeme başlamamış olacaktı. Ama ben gerginlik olmasın istiyorum” dediğini aktarıyor...
1999 yılında Kenya’da tutuklanarak 12 yıldır İmralı Adası’ndaki cezaevinde bulunan PKK terör örgütünün elebaşısı Abdullah Öcalan hakkında şimdiye kadar bir çok kitap yazıldı. Bu seriye son olarak da emekli Albay Atilla Uğur’un yazdığı “Abdullah Öcalan‘ı nasıl sorguladım” kitabı eklendi. Öcalan’ı sorgulayan ekipte yer alan Atilla Uğur, şu anda Ergenekon davasında tutuklu olarak yargılanıyor. Emekli Albay Atilla Uğur kitabında, özellikle Öcalan’ın sorgusu sırasında verdiği ifadeleri detayları ile aktarıyor.
MAHKEMEYİ REDDETMEM: Kitapta Öcalan’ın duruşmaya çıkmadan bir gece önce Atilla Uğur ile konuşmak istediği belirtiliyor ve duruşmanın başlamama tehlikesi yaşandığı şu ifadelerle anlatılıyor: Apo’ya ‘Seni dinliyorum’ dedim. ‘Benden mahkemenin birinci günü kimlik bildirimi yapmamam istendi. Böylece mahkeme başlamamış olacaktı. Ayrıca mahkemeyi reddediyorum gibi dayatmalar sergilemem istendi. Ama ben böyle bir gerginlik olmasını istemiyorum. Kimlik bildiriminde bulunacağım. Sizce de uygunsa genel bir konuşma yapacağım’ dedi. Ben araya girdim. ‘Sizce uygun lafı doğru değil. Örneğin yakalandığından bu yana herhangi bir manevi veya fiziki dayatma ve baskı gördün mü?’ dedim. Cevap verdi: ‘Kesinlikle böyle bir şey yaşamadım. Ayrıca salonda şehit aileleri olacaksa gelecekteki barışımız için onlara hitaben de acılarını paylaştığımı söylemek istiyorum.’
YARDIMCILARIN ZAAFİYETLERİ: Kitapta Öcalan’ın ağzından şu ifadeler yer alıyor: Benim yardımcılarım, Cemil Bayık, Duran Kalkan, Mustafa Karasu, Halil Ataç, Murat Karayılan, Ali Haydar Kaytan... Bunlar en üst düzey elemanlardır. Yerime bırakma diye bir şey yoktur. O kadar uğraş vermeme karşın hepsinde de çeşitli eksiklikler hala devam etmektedir. Cemil Bayık, askeri ve pratik alanda zayıftır. Duran Kalkan pratik alanda güçsüzdür, eğitim ve ideolojik söylemde güçlüdür. Ali Haydar Kaytan örgütlenmede dağınıktır. Şemdin Sakık konumu en zayıf olandır. Halil Ataç yüzde 10 kapasite çalışıyor. Murat Karayılan eski kaçakçıdır, halkla ilişkileri iyidir ama köylüdür. Mustafa Karasu harekat tarzında laçkalık fazla, askeri formasyondan uzaktır.
ÇİLLER ÇOK ZARAR VERDİ: Başlangıçta Özal’ı çok eleştirmiştim. Ama 1993’te bizimle irtibata geçmesi, Talabani’yi ateşkes için bize göndermesi kanatimi değiştirdi. Ama ömrü yetmedi. Çok severdim, üzüldüm. Tansu Çiller ile uzlaşmak mümkün değildi. Bize çok zarar verdi.
TALABANİ-BARZANİ MAŞA: Amerika’nın bütün meselesi Barzani ve Talabani’yi devlet haline getirmektir. Asıl prensleri Barzani’dir, aynı İsrail’in prensi olduğu gibi. Talabani ve Barzani maşadır. Şimdi benim durumumdan sonra Amerika’nın en büyük yatırımı bunlara olacak ve Türkiye için tehdit bana göre daha da büyüyecektir. Bunların oyunlarını boşa çıkarmak için ben hizmete hazırım, örgütü sizin uygun göreceğiniz şekilde bunların üstüne yöneltebilirim.
HOLLANDA’NIN DESTEĞİ: Hollanda bizim üslenme ve eğitim alanımızdır. En çok destek ve para bulduğumuz ülkedir.
VEKİLLERE TALİMAT (1991 genel seçimleriyle ilgili): Seçimlerden önce Zübeyir Aydar, Ahmet Türk, Hatip Dicle, Leyla Zana, Sedat Yurttaş ve Sırrı Sakık ile görüştüm. Kimisi ile yüz yüze kimisi ile telefonda görüştüm. Meclis’e kendi kıyafetinizle gidin, Meclis’te Kürtçe konuşun, yani Kürt olduğunuzu belirtin talimatını verdim.
DEVLETE HİZMET ONURDUR: Devletimin emrindeyim, size hizmet benim için onurdur. Verdiğim bilgiler değerli bulunuyorsa mutluluk duyarım. İmkan verilirse devlete hizmette kararlıyım.