Şanlıurfa'da Bediüzzaman anlatıldı
Bediüzzaman Eğitim, kültür ve Sanat Vakfı ve Risale-i Nur Enstitüsü tarafından düzenlenen 'Bediüzzaman ve Müsbet Hareket' konulu panel Şanlıurfa Urfa City AVM Merkezi Salonunda yapıldı.
Zübeyr Zorlunun sunumunu gerçekleştirdiği Panelde ilk konuşmayı Şanlıurfa konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Celalettin Güvenç yaptı.
GÜVENÇ: KALEMİ VE BEYNİ DIŞINDA SİLAHI YOKTU
Güvenç konuşmasında, Said Nursi'nin yer yüzündeki müsbet hareketin kurucu olarak görülmesi gerektiğini söyledi. Nursi'yi kalemi ve beyni dışında silahı olmayan bir kişi olarak tanımlayan Güvenç, şunları söyledi:
"Bediüzzaman yeryüzündeki en büyük müsbet hareketin kurucusu olarak görülmesi gereken bir sivil zat. Kalemi ve beyni dışında silahı olmayan bir zat. Allah rahmet eylesin, aşağı yukarı yüz yıldır da bu hareket gönülleri fet etmeye devam ediyor. Dün akşam bir liderin notu okundu; Gazi Mustafa Kemal tarafından doğuda verilen görevi kabul etmeyerek, Isparta'ya gittiği için eleştiri yapıldığında 'eğer kalsaydın şu kadar insanın ölümünü engellerdin' denildiğindeki söz çok anlamlı. 'Belki yüz bin insanın ölümünün önüne geçemedim ancak Allah'ın lütfuyla bu Risalelerle milyonların imanını kurtarırız, Allah bunu nasip etti' demesi gerçekten çok manidar ve etkileyici. Daha da iyi olacak, gelecek İslam'ın olacak. Söylemeden geçemeyeceğim; bir travma yaşadık, içerden vurulduk ama sınavı geçmeyi başardık. İnşallah bir daha böyle bir sıkıntıyla karşılaşmayız. Gerçekten çok büyük bir gaflet hareketiyle karşı karşıya kaldık." Dedi
Karaköprü İlçe Müftüsü Hafız Ahmet Altınok tarafından okunan Kuran tilavetinden sonra Zübeyr Zorlu Hasan Şenin kaleme aldığı
SELAM GÖTÜRÜN ÜSTADIMIZA...
Makamın Urfada Halilürrahman
Medresen Vanda yekpâre taştan
Seccâdem ıslandı gözdeki yaştan
Gözyaşları selâm götürün Üstâdımıza
Sesin gelir Isparta, Barladan, Savdan
Okunur Nur Eserin koca bir destan
Âb-ı hayat içtik bu nurânî tastan
Taslar selâm götürün Üstâdımıza
Seksen iki yıllık koca bir ömür
Gösterdi âleme nedir elmasla kömür
Nurdan damlalarla geldi bu yağmur
Damlalar selâm götürün Üstâdımıza
Gezdiği yerlerin toprağı taşı
Üstadın hasretiyle akıtır yaşı
O sultanın kadîm zikir arkadaşı
Ulu çınar, selâm götür Üstâdımıza
O hep bizimle diye avunur yürek
Sanki semayı tutan ulu bir direk
Beyaz sarığınla sen ey şanlı Erek
Sen de selâm götür Üstâdımıza
Şiirini seslendirdi.
Bediüzzaman Vakfı adına açılış konuşmasını Yrd.Doç.Dr. Cüneyt Gökçe yaptı . Gökçe Yeryüzünde Bediüzzaman adına il vakfın Şanlıurfada kurulduğuna dikkat çekerek.
Bediüzzaman Eğitim, Kültür ve Sanat Vakfı yeryüzünde evet abartısız sadece Türkiyede değil yeryüzünde Bediüzzaman adına kurulan ilk vakıftır. Bediüzzaman ismi ile kurulan ilk vakıf Şanlıurfamıza nasip olmuştur. Bediüzzaman Eğitim, Kültür ve Sanat Vakfı, eğitim işleriyle uğraşır, kültür işleriyle uğraşır, sanatı Sani adına yapılması gerektiğini düşünmesiyle gençlerimizi eğitir. Gençlerimizle ilgilenir. Onları Allahından korkan Peygamberine karşılı saygılı olan Kuranına bağlı Ehli Sünnet ve cemaat akayili içerisinde sağlam nesiller yetiştirmesi konusunda üzerine düşeni yapar. Sizlerin vasıtasıyla sizlerin desteği ve sizlerin katkılarıyla hizmetlerine devam eder. dedi
Panelai açılışını yapan Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Cüneyt Gökçe Bediüzzaman hazretleri her zaman müsbet hareketten yanadır. müsbet hareketi tavsiye ettiği için yıllar önce Kürt vatandaşlara hitaben bir müsbet harekete çağırıcı davet edici bir hitabı var olduğuna dikkat çekti
Hukukçu Yazar Nihat Derindere ise Hak aramada müsbet hareket şeklinde bir başlık belirleyerek konuşmasına başlayarak Birazda belki eğitim gereği hukuk eğitimi almamızdan dolayı fakat bu sadece bizim hukuk eğitimimiz ile sınırlı bir mesele değil Bediüzzaman Said Nursi denildiği zaman hak aramanın nasıl olması gerektiğini dünyaya ders veren bir büyük müceddid ile karşı karşıyayız. Bu noktadan baktığımızda ise hak aramada müsbet hareketi onun ortaya koyduğu ölçülerle tespit etmek bizim için ciddi bir rehberdir.
Bediüzzamanın İhlal edilen hakları nedir mesela yaşadığı 1925 sonrası dönemi kast ediyorum. Yani sınırlayalım. 1925-1960 Urfada ahirete göç ettiği zamana kadar ne kadar hakkı yenmiş. Hukuken tabi ki yok bir insanın kendi kendine benim hakkım yenildi demesi bir şeyi ifade etmez. Hukuken hakkı yenmiş mi? Onu tespit etmek lazım
evet yenmiş
tespit edelim eşitlik hakkı anayasada insan hakları içerisinde de zaten en temel değerlerden biridir. Bediüzzaman eşitlik hakkından mahrum bırakılmış. Bütün vatandaşlara tanılan haklar ona sunulmamıştır dedi
Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Müdürü Kazım Güleçyüz, Said Nursi'nin 1915 Ermeni olaylarından önce 'Şu milletin saadeti ve selameti Ermenilerle ittifak ve dost olmaya vabestedir.' sözünü söylediğini hatırlatarak, "Ermeni açılımından söz edecek olursak; gerçek manada doğru bir Ermeni açılımını ilk seslendiren isim Bediüzzaman Said Nursi'dir" dedi.
GÜLEÇYÜZ: DÜNYANIN VE TÜRKİYE'NİN PROBLEMİ; BİR ARADA YAŞAMAK
Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Müdürü Kazım Güleçyüz, Said Nursi'nin Ermeni meselesinden yaptığı uyarıları hatırlattı. Dünyanın ve Türkiye'nin probleminin bir arada yaşamak olduğunu ve Osmanlı'nın başarıyla uyguladığı bu formüle son yüzyılda uymadığımızı ifade eden Güleçyüz, bu nedenle bazı sıkıntılarla karşı karşıya kaldığımızı söyledi. Güleçyüz, Said Nursi'nin yıllar önce Ermeniler ile ilgili sağ duyulu mesaj verdiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Şimdi dünyanın ve Türkiye'nin problemi; bir arada yaşamak. Farklılıkları, ahenk içerisinde bir arada yaşayabilmek. Dinimiz ise bunun formüllerini bize asırlar önce vermiş. Tabi zaman içerisinde ve son yüz yılda Osmanlı'nın başarıyla uyguladığı bu formülü terk ettiğimiz için şuanki yaşadığımız sıkıntılarla karşı karşıya gelmiş bulunuyoruz. Bunun en güncel örneklerinden bir tanesi Ermeni meselesi. Son günlerin tekrar öne çıkan konusu. Aslında Bediüzzaman'ın bu konuda da 1915 olaylarından çok önce uyarılarda bulunduğunu, tavsiyelerinin olduğunu görüyoruz. Mesela şu söz ona ait; 'Şu milletin saadeti ve selameti Ermenilerle ittifak ve dost olmaya vabestedir.' Bu ikaza, bu tavsiyeye sonraki yıllarda kulak verilmiş olsaydı, 1915 olayları bu boyutta yaşanmazdı. Yüzyıldır başımızı ağrıtan ve bizi dünya kamuoyu önünde de ciddi sıkıntılara muhattap kılan bu problemde karşı karşıya kalmazdık. Dolayısıyla Ermeni açılımından söz edecek olursak; gerçek manada doğru bir Ermeni açılımını ilk seslendiren isim Bediüzzaman Said Nursi'dir. Aynı şeyi bugün Kürt meselesi içinde ve birçok şey için de söylemek mümkün."